Bu evi yeryüzü üzerinde kendimi güvende hissettiğim tek yer hâline getirmişti. | Open Subtitles | لقد جعلت هذا البيت ، المكان الوحيد الذي أشعر به في الآمـان |
Burası iyi hissettiğim tek yer ya da en azından kendim gibi hissettiğim. | Open Subtitles | هذا هو المكان الوحيد الذي أشعر فيه بخير أو مثل نفسي، على الأقل |
Ne yazık ki şu an hissettiğim tek şey yorgunluk ve açlık. | Open Subtitles | ولسوء الحظ الشيء الوحيد الذي أشعر به الآن هو التعب و الجوع. |
Akıcı konuştuğumu hissettiğim tek an. | TED | هذا هو الوقت الوحيد الذي أشعر فيه بالطلاقة. |
Ama kendimi ait hissettiğim tek yer... | Open Subtitles | ولكن الوقت الوحيد الذي أشعر فيه بأي شيئ هو عندما |
Kendimi iyi hissettiğim tek zaman seninle olduğum rüyalarım. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي أشعر فيه أني بخير هو في أحلامي معك |
Ve kendimi rahat hissettiğim tek yer burası senin yanın. | Open Subtitles | ... وأيضاً المكان الوحيد الذي أشعر فيه بالإتصال ... هنا |
Seninle olmak istedim. Yanındayken güvende hissettiğim tek insan sensin. | Open Subtitles | وقد أردت أن أكون معك,أنت الشخص الوحيد الذي أشعر بالأمان معه |
Kendimi yanında güvende hissettiğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | فأنتِ الشخص الوحيد الذي أشعر بالأمان معه. |
Ama o sırada, stilimi takdir edeceğini hissettiğim tek iş yerine başvurdum. | Open Subtitles | أنا سأتقدم إلى عمل في المكان الوحيد الذي أشعر أن سوف يقدر حسي للأناقة والأسلوب: |
Pekâlâ, bu sorun olacak çünkü şu anda hissettiğim tek acı sensin. | Open Subtitles | . حسناً , انضر , هذه ستكون مشكله . لأن الألم الوحيد الذي أشعر به , هو انت |
Garip gelebilir ama bir şeylere bağlı hissettiğim tek zaman o zamandı. | Open Subtitles | يبدو الأمر غريبًا، ولكن.. لقد كان الوقت الوحيد الذي أشعر فيه بأنني مرتبطة بالعالم الخارجي |
Artık bağlı olduğu hissettiğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذي أشعر بأنني مرتبط به بعد الآن |
Bir şeyler hissettiğim tek zaman, birini doğradığım zamanlar. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي أشعر فيه بأنني حى عندما أقوم بالإستثارة من جثة |
Öyle hissettiğim tek kişi, sensin. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي أشعر بهذا الشعور معه... هو أنتِ. |
Şu anda hissettiğim tek şey öfke. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أشعر به الآن هو الغضب |
Güvende hissettiğim tek yer burası. | Open Subtitles | هذا هو المكان الوحيد الذي أشعر بالأمان. |