bildiğim tek şey ... en kısa sürede burdan gitmeniz ... gerektiğdir.Biz buralarda yabancılardan hiç hoşlanmayız... özelliklede sizin gibi Çok meraklı insanlardan. | Open Subtitles | اعتقدنا بأنك تعرفه إن الشيء الوحيد الذي أعرف هو أنك يجب أن تأخذ عملك الى خارج البلدة |
Yani, kendimi bu saçmalığa soktuğum için burada deli olduğunu bildiğim tek kişi benim. | Open Subtitles | لذا الشخص الوحيد الذي أعرف أنّه مجنون هنا هو أنـا للسماح لنفسي أنْ أنجذب إلى كلّ هذا الهراء |
Bana yardım edebileceğini bildiğim tek insana gittim... | Open Subtitles | لقد لجأت إلى الشخص الوحيد الذي أعرف أنه قادر على مساعدتي.. |
Çocuklarını her sabah okula bırakan, Tanıdığım tek polisti. | Open Subtitles | الشرطي الوحيد الذي أعرف بأنه إعتاد أن يأخذ أطفاله إلى المدرسة كل يوم |
Tanıdığım tek erkek sensin ve seni hiç öpmedim. | Open Subtitles | أنت الفتى الوحيد الذي أعرف و لم أقبلك من قبل |
Tanıdığım tek ameliyat olmuş kişi benim. | Open Subtitles | أنا الشخص الوحيد الذي أعرف بأني أجريت لي عملية |
İspanyolcada bildiğim tek şey bu sayılır. | Open Subtitles | هي تحديداً الشيء الوحيد الذي أعرف باللغة الإسبانية |
Ben geçtiğimiz birkaç hafta boyunca pek çok şeyi batırdım ve bu doğru yaptığımı bildiğim tek şey. | Open Subtitles | لقد أفسدت الكثير من الأمور في الأسابيع الماضية و كما تعرف، هذا الشيء الوحيد الذي أعرف أني فعلته بشكلٍ صحيح |
Para kazanmak için nasıl yapılacağını bildiğim tek şeydi. | Open Subtitles | إنه كان الشيء الوحيد الذي أعرف كيف أفعله من أجل النقود. |
Pişirmeyi bildiğim tek şey hindi. Özel bir şey yapmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | إنه الشيء الوحيد الذي أعرف طبخه كنت أحاول فحسب أن أقوم بأمر مميز |
-Şu anda onun var olduğunu bildiğim tek yer Alana'yla birlikte yarattığımız rüya âlemlerinden biri. | Open Subtitles | إلى الآن المكان الوحيد الذي أعرف أن أجدها فيه هو واحد من العالم الخيالي الذي "نختلقه أنا و " آلانا |
Ne dersin, sana... eee kızarmış peynir yapayım mı zaten nasıl yapıldığını bildiğim tek şey bu. | Open Subtitles | أصنع لكِ جبنة مشوية... طالما أن هذا الشئ الوحيد الذي أعرف كيف أصنعه. |
Onlar hakkında bildiğim tek şey, benden nefret ettikleri. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أعرف هو أنهم يكرهونني |
Yapmayı bildiğim tek iş bu. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الوحيد الذي أعرف كيف أفعله |
Çalışır durumda arabası olan Tanıdığım tek kişiyi aradım; | Open Subtitles | استدعيت الشخص الوحيد الذي أعرف الذي لديه واحدة تعمل بالفعل |
- Tanıdığım tek vampir kocam. | Open Subtitles | - صحيح إنه مصاص الدماء الوحيد الذي أعرف |
Kardeşim, Porsche'u Nissan'a çevirip... yine de mutlu olan Tanıdığım tek insansın. | Open Subtitles | -يا شقيقي ... أنتَ الشخص الوحيد الذي أعرف أنهيقدرأن يحولسيارة"بورش"إلى"نيسان " وما زال يشعر بالرضى عن نفسه. |