Hırsızlık süresince kiralık kasaların kapısının açık olduğunu hatırlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | أتتذكّرين كيف أنّ خزنة صناديق الودائع كان مفتوحة خلال عمليّة السطو؟ |
392 numaralı kiralık kasa. Bu kayıtlara göre yok. | Open Subtitles | إن صندوق الودائع رقم 392 و وفقاً لهذه السجلات غير موجود |
Keely Jones'dan iki ay sonra banka hesabına para yatırılmaya başlamış. | Open Subtitles | انهم يظهرون سلسله من الودائع البنكيه تبدأ بعد كيلى جونز بشهرين |
emanet depozito kasaları işletmesinin özel şubesi kapandı. | Open Subtitles | أسلوبهم الخاص في دخول المباني بعنف لسرقة الودائع توقف |
Bankalar para piyasası fonları kurdular ve Mevduat sahiplerine para çekmelerini ve para piyasası fonlarına yatırmalarını önerdiler. | Open Subtitles | البنوك هى المسيطرة على أسواق العملة و البنوك هى التى نصحت أصحاب الودائع بسحب ودائعهم و وضعها فى أسواق العملة |
Ve 233, 377 ve 610 çalınan 3 kiralık kasanın numaraları oluyor. | Open Subtitles | مع 233و 377 و 610 و الذي صادف أن تكون الأرقام الخاصة لصناديق الودائع التي تم سرقتها |
Deltalands Ulusal Bankası, kiralık kasalarında. | Open Subtitles | , اوه، المصرف الوطني دلتالاند في صندوق الودائع الآمنه |
kiralık bir kasada güvenlik korumaların güvenliğinden azdır. | Open Subtitles | حماية صناديق خزنات الودائع فهي قليلة حول الصندوق وكثيرة حول مايحرسه |
Tuvalet, dinlenme odaları, güvenlik odası ve kiralık kasalar | Open Subtitles | الحمّام، غرفة الإستراحة، والغرفة الأمنيّة وصناديق الودائع الآمنة. |
kiralık kasada gösterdiğim şey buydu işte. | Open Subtitles | هذا ما أريتُك إيّاه بصندوق الودائع الآمن. |
kiralık kasalarla ilgili çağırıldım. | Open Subtitles | قيل لي أن آتي لأجل ما يتعلق بصندوق الودائع الآمن. |
Büyük bir banka değil; ama bir petrol şirketinin hesabına bakıyor. | Open Subtitles | هو ليس مصرف كبير، لكنه يعالج الودائع النقدية لشركة نفط |
Kaptanın banka hesabına yapılmış yüklü havaleler tespit ettik. | Open Subtitles | تعقبنا العديد من الودائع الموضوعة في حسابات الكابتن البنكية مؤخرا |
Magazanin hattini kestiginde banka kasalarinin hattini da kestin. | Open Subtitles | الآن ، عندما أغلقتَ خطوط المركز التجاري قمتَ أيضاً بإغلاق قسم الودائع |
Merhaba, emanet kasanın küçük gizli anahtarı. | Open Subtitles | مرحباً، أيّها المفتاح المخفي لصندوق الودائع الآمن |
Ölmeden kısa bir süre önce, ...sizin için bir emanet bıraktı. | Open Subtitles | قبل أن يموت بفترة قصيرة ترك لي شيئاً يخصكِ في الودائع الائتمانية |
Ama kasa sahiplerinin ya da herhangi bir izin olmadan emanet kasalarını açabilme yetkinizin olmasına sevinemedim. | Open Subtitles | لكن لست سعيد لسماع ان بإستطاعتك فتح صناديق الودائع بدون مفاتيح او سماح المالك |
Federal Mevduat Sigorta Kurumu sayılmazlar. | Open Subtitles | حسنٌ، إنهم ليسوا مؤسسة التأمين على الودائع. |
392 numaralı kasa. Bu kayıtlara göre öyle bir kasa yok. | Open Subtitles | إن صندوق الودائع رقم 392 و وفقاً لهذه السجلات غير موجود |
Onları güvenli bir depozito kutusuna koydum. | Open Subtitles | إسمع، نحن على مشارف عطلة نهاية الأسبوع، وضعتها فى صندوق الودائع |
Scott Conroy ve oğlu adına ödendi ve depozit bırakıldı. | Open Subtitles | هاهى الرسوم و الودائع قد دفعت بواسطة أبن جون كونرى |
Nakit mevduatları günlük 9 bin dolar artış göstermiş. | Open Subtitles | الودائع النقدية تزود يوميا بمبلغ 9,000 دولار. |
Şüphe çekmeyecek biçimde düzensiz ve küçük meblağlar yatırılmış. | Open Subtitles | الودائع كانت صغيره وغير منتظمه لتفادى أن يشتبه بها |