| Yine buralarda bir yerde olmanı dileyerek veda etmemiz gerektiğini bilerek. | Open Subtitles | ليتك تعود هنا مرة أخرى أعرف بأننا يجب أن نقول الوداع |
| Keşke daha fazla zamanımız olsaydı ama artık veda etme vakti. | Open Subtitles | تمنيت لو أن لدينا المزيد من الوقت لكن حان وقت الوداع |
| Britta'ya Elveda demek oldukça zor oldu. Fakat yalancı ve sürtük biriydi. Bu yüzden ayrılmaktan başka şansım yoktu. | Open Subtitles | ^قول الوداع لبريتا كان اصعب شيئ يمكن فعله^ ^لكن عندما يكون احدهم كاذب^ ^ لا يكون هناك شيئ لفعله^ |
| Elveda, süvaride kullanmadığımız bir sözcüktür! Bir sonraki durağımızda Görüşürüz, canım. | Open Subtitles | الوداع" كلمه لا نستخدمها فى سلاح الفرسان" . اراك قريبآ عزيزى |
| Sanırım geriye hiçbirşey kalmayacak... ama üzgün kıçıma bir Hoşçakal öpücüğü gerek. | Open Subtitles | أعتقد أنه ما بقى من شيء، سوى أن تقبّل مؤخرتي قبلة الوداع |
| Şey tamam, sanırım "biz" Hoşça kal öpüşmesi yapan tiplerden değildik. | Open Subtitles | حسناً, إذن أعتقد أننا لسنا من النوع الذي يقبل قبلة الوداع |
| O zaman, ona Güle güle dememe izin verir misin, lütfen? | Open Subtitles | اذا كنت تمانع هل يمكننى قول الوداع لها , من فضلك |
| veda etmemiz gerekmiyor mu? Nereye gittiğimizi merak etmeyecekler mi? | Open Subtitles | ألا يجب أن نقول لهم الوداع ألن يتسائلون أين كنا |
| Onun için yaptıklarımız için bize teşekkür ederken veda ediyordu. | Open Subtitles | حينما شكرنا على كل ما فعلناه لأجله كان يقول الوداع |
| Herkese veda etmiş ve öldükten sonra da onlarla ilgileneceğini söylemiş. | Open Subtitles | قالت الوداع لها، وقال لهم وقالت انها سوف ترعاهم بعد وفاتها |
| Seneye, Joyce anaokuluna başladıktan sonra üniversiteyi bitirene kadar bifteğe Elveda diyeceksin. | Open Subtitles | العام القادم, عندما تبدأ جويس الجامعة ستضطر الى تقبيل الأستيك قبلة الوداع حتى تنتهى من كلّيتها |
| "Elveda size, güzel İspanyol kadınları. | Open Subtitles | الوداع ووداع إليك، السيدات الإسبانيات العادلات |
| Onlar için "Elveda" demek, kül tablasında sigara söndürmek kadar kolay geliyordu. | Open Subtitles | يَقُولونَ الوداع بنفس السهولةِ كانهم بيطفوا السيجارة في الطفاية |
| Sana güveniyoruz Amelia, üzgünüm ama bunu yapmalısın. - Ama... - Hoşçakal. | Open Subtitles | لا تخبريني اي شيء عن عائلتك , افعلي كما اقول , الوداع |
| - Hoşçakal, pis Yahudi. - Hoşçakal, koca ahmak. | Open Subtitles | الوداع أيها اليهودى القذر الوداع أيها الكلب العجوز |
| Sanat muhammini olarak kariyerine Hoşçakal diyebilirsin. | Open Subtitles | حسنـاً، أعتقد أنّه يمكنك أن تقبّل مهنتك وتُلقي كلمة الوداع إلى الفنّ |
| İşte bu uğruna yaşamaya yeter. Hoşça kal, Morgan. | Open Subtitles | هذا سبب كافٍ للعيش من اجله الوداع يا مورجان |
| Ama eğer bana izin verirsen sana bir Hoşça kal öpücüğü vermek istiyorum. | Open Subtitles | لكن لو منحتيني الإذن أن ذلكسيكونلا بأس... أود أن أقبلك قبلة الوداع ... |
| Güle güle. Çünkü çıkarken girdiğin gibi olmayacaksın, ne dediğimi anladınız mı? | Open Subtitles | الوداع لانك لن تكون نفس الشخص الذي كنته عند دخولك الى هنا |
| İbre geçiyor, bu yönlendirme bilgisayarına Güle güle demek. Bizim adamlar girişe ulaşamayacak değil mi? | Open Subtitles | و إذا زادت فجأة فهذا يعني الوداع لأجهزة التوجيه |
| Görüşürüz, güzel evim. Belki bir gün tekrar döneriz. | Open Subtitles | حسنا ، الوداع يا منزلنا اللطيف ربما يوما ما سنعود |
| Reverans, "Hoşça kalın" demeden önce mi yapılır yoksa biri reverans yaparken "Hoşça kalın" diyebilir mi? | Open Subtitles | هل ينحني المرء قبل قول كلمات الوداع. . . |
| Hoşçakalın bay Graham. Her erkek dürüst değildir. | Open Subtitles | الوداع سيد جراهام كل الرجال ليسوا مخلصين |
| Kendince şöyle diyor, "hiçbiriniz başaramadınız, öyleyse Adios. " | Open Subtitles | أنها طريقته لقول جميعكم لا يمكنكم حلها حتى الوداع |
| Ama endişelendiğim tek vedalaşma bu değildi. | Open Subtitles | لكنه ليس الوداع الوحيد الذي سوف أقلق حوله |