| Bakanım, yerel saatle yaklaşık saat 08:00'de Yemen elçiliğimiz silahlı protestocularca ağır tecavüze uğradı. | Open Subtitles | السيدة الوزيره في حوالي الساعه 0800 بالتوقيت المحلي لسفارتنا في اليمن تعرضت لتعدي ثقيل من حشد من المتظاهرين المسلحين |
| Şaka bir yana, Bakanım. | Open Subtitles | ضع المزاح جانبا السيدة الوزيره |
| Bakanım, bir sorunumuz daha var. | Open Subtitles | السيدة الوزيره لدينا مشكله أخرى |
| Sizin değer yargılarınızı bilen biri varsa o da "şeytanın yeni maskesi"dir, bakan'ım | Open Subtitles | لو أي احد اطلع على قاعدتك الاخلاقيه السيدة الوزيره هي الستار الجديد للشيطان |
| Merhaba bakan Hanım, bu sabah garip telefonlar aldık. | Open Subtitles | صباح الخير أيتها الوزيره وردت إتصالات غريبة هذا الصباح |
| Sorumluluğu üzerime almakla ilgili bir sorunum yok, Belediye Meclis Üyesi. | Open Subtitles | ليس لدي مشكلة مع وقف باك مع مفوض الشرطة، الوزيره. |
| Bakanım, daha önce ondan hiç bahsetmediniz. | Open Subtitles | السيدة الوزيره انتي لم تذكريها من قبل |
| Bakanım şunu bilmelisiniz. | Open Subtitles | السيده الوزيره عليك ان تعلمي ذلك |
| Biz de öyle, Bakanım. | Open Subtitles | ونحن كذلك السيده الوزيره |
| Sayın bakan, eminim patronunuz Afganistan'da birlikleri çekme konusunda zamanın sonuna geldiğinin farkındadır? | Open Subtitles | السيدة الوزيره انا متأكد بأن رئيسك مدركا بأنه لديه مهله صعبه بسحب القوات من افغانستان؟ |
| Bir dahaki sefere alanı terk etmemi söylediğinde aynen öyle yapacağım sayın bakan. | Open Subtitles | بالمره القادمه اذا طلبتي مني اخلاء المكان يا السيده الوزيره سوف أفعل ذلك بالضبط |
| Sayın bakan. Hayır, duyduğuma çok... | Open Subtitles | مدام الوزيره, لا, أنا سعيد جدا أن أسمع من... |
| Beni soruşturun sayın bakan. | Open Subtitles | تحققي مني, مدام الوزيره. |
| Peki sayın bakan. | Open Subtitles | حسنا سيدتي معالي الوزيره |
| - Sayın bakan, Isaac Bishop burada. | Open Subtitles | - السيده الوزيره " ايزاك بايشوب" هنا |
| Bu da Meclis Üyesi Collins oluyor. | Open Subtitles | من شأنها أن تكون كولينز الوزيره. |