Şu an şu soruyu sormanın vakti: Paramızı her yıl 7 milyon kişinin ölmesine neden olan şirketlere mi yatırıyorlar? | TED | وقد حان الوقت لأن نسألهم: هل يستثمرون أموالنا في الشركات التي تصنع المنتجات التي تقتل سبعة ملايين شخص كل عام؟ |
Bir gün Misa'nın ölüm vakti geldiğinde ölüm meleği kuralını çiğneyerek onun yerine başka bir erkeğin ismini yazdı ve Misa'nın ömrünü uzattı. | Open Subtitles | وعندما أتى الوقت لأن تموت ميسا أخيراً كسر قواعد آلهة الموت كتب اسم الرجل |
Bir gün Misa'nın ölüm vakti geldiğinde ölüm meleği kuralını çiğneyerek onun yerine başka bir erkeğin ismini yazdı ve Misa'nın ömrünü uzattı. | Open Subtitles | جيلوس كان يراقب ميسا طوال الوقت كان لديه عطف الأب لابنة فقدت والديها وعندما أتى الوقت لأن تموت ميسا أخيراً |
Belki de zor kararları başka birinin alma zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | اعتقد حان الوقت لأن يأخد شخصاً ما دور القيادة هنا |
Belki de bağlantılar kurmamızın, işi resmiyete dökmemizin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لأن نتخذ و نجعل هذه الجماعة رسمية. |
O kurmaca kitapları okumayı bırakıp gerçekleri öğrenmeye başlamanın vakti geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لأن تبتعد عن هذه الكتب الخيالية و تبدأ بالتعلم عن الحقائق |
Sanırım yolunuza gitmenizin vakti geldi. | Open Subtitles | أعتقد أن حان الوقت لأن تبتعد من هنا، الآن |
Başaramadığımızı anlamışlardır. Ortadan kaybolma vakti geldi. | Open Subtitles | قبل ساعتين، سيعرفون أنّنا فشلنا الآن، حان الوقت لأن نختفي |
- Sanırım işini görüp, yoluna gitmenin vakti geldi. | Open Subtitles | أظنه حان الوقت لأن تتعامل في الأمور ب طريقتك |
Yine de bir göz atmanın vakti geldi. | Open Subtitles | أعتقد انه قد حان الوقت لأن تحصلي على لمحة |
Süper kahraman ayaklarını bırakıp tekrar yeşil sahalara dönme vakti geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لأن تتخلي عن لعب دور البطلة الخارقة وتعودي إلى اللعبة بشكل رسمي |
Sevgili kardeşimin icabına bakılma vakti geldi. | Open Subtitles | لذا حان الوقت لأن يتم التعامل مع أخي العزيز |
Zenginlerin sorumluluklarını görmezden gelmeyi bırakma vakti geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لأن يتوقف الأغنياء عن تجنّب مسؤوليتهم. |
Ama artık onu kullanmayı hak eden birisinin kullanma vakti geldi. | Open Subtitles | ولكن قد حان الوقت لأن يستحق شخص ما استعمالها |
4. dinamik baskıya karşı kazandığımız en büyük zaferden sonra artık yeni bir ilerleme dönemi yaratma vakti gelmiştir. | Open Subtitles | بعد انتصارنا الأعظم على انتمائنا للجِنس البشرى, حان الوقت لأن ننتشر ونصنع عهداً جديداً من النموَ. |
Yani şimdi borç ödeme ve dayanışma vakti kardeşim. | Open Subtitles | إذاً, حان الوقت لأن تردي لي دينك حتى قيمتك اظهري بعض التضامن, اختاه |
Şimdi ise teknoloji hakkında sorular sorma zamanı. | TED | حان الوقت لأن نطرح أسئلة عن التكنلوجيا. |
Belki de bunu biraz geri almanın zamanı. | TED | ولذلك ربما حان الوقت لأن نعيد هذا قليلًا. |
Şimdi ikisinede daha eşit davranma zamanı, tıpkı ikiz kardeşler gibi. | TED | لقد حان الوقت لأن نساويهما. كما نساوي بين التوائم. |
Artık uzun süredir mağdur olanların sesini duyurma zamanı. | TED | حان الوقت لأن نعطي صوتاً للذين حرموا منه لوقت طويل. |
Artık öne çıkanları ne kadar anonim olmak zorunda -- ne kadar maske takmak zorunda hissetseler de, kutlama zamanı. | TED | حان الوقت لأن نحتفل بالأشخاص الفخورين بميولهم، حتى وإن كانوا يفضلون البقاء مجهولين وأن يضعوا قناعاً. |