"امتلكت" - Traduction Arabe en Turc

    • vardı
        
    • sahip
        
    • bir
        
    Fakat bundan sonra, aslında benim kendi laboratuvarım vardı bilişimsel sinirbilim departmanında, ve sinirbilimiyle uğraşmıyordum. TED لكن بعد ذلك امتلكت المختبر الخاص بي في قسم حسابات الدماغ ولم اكن اقوم بأي حسابات للدماغ
    Gerçekten de bir nevi şöyle bir fikir vardı, eğer böyle bir vazoya sahipseniz, o zaman belli bir kaderiniz vardı. TED وكان هناك حقًا نوع من فكرة، أن، أنك إذا امتلكت مزهرية مثل هذه، إذن فهناك بالفعل مصير واحد ممكن.
    200 yıl çok fazla bir zaman değil, doğanın, 3 milyar yılı vardı, bazı harika maddeleri mükemmelleştirmesi için. Elimizde de olmasını isteyeceğimiz maddeler. TED مائتي سنة لا تكفي في حين أن الطبيعة امتلكت 3 مليارات سنة لإتقان أكثر المواد إذهالاً والتي نودّ لو كانت بحوزتنا
    Galiba o güçlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu sadece hayal edebilirim. Open Subtitles يمكنني تخيل ما سيكون عليه الحال لو امتلكت قوى مثل هذة
    o zaman bende düşündüm ki eğer doğru güçlere sahip olursam. beni sevmeyi öğrenebilirsin diye düşündün aynen benim seni hep sevdiğim gibi. Open Subtitles لذلك اعتقدت انه اذا امتلكت القوةقد تتعلمين كيف تحبينني , بنفس الطريقة التي احبك بها
    Yani, eğer tartışılan bir projeniz varsa, plastik sandalyeler düşünebilirsiniz. TED لذا ان امتلكت مشروع كبير مثير للجدل فكّر بمقاعد الحدائق
    1980'lerde komünist Doğu Almanya'da bir daktilonuz varsa, onu hükümete kaydettirmeliydiniz. TED في عام 1980 في المانية الشرقية الشيوعية, اذا امتلكت الة كاتبة, توجب عليك تسجيلها لدى الحكومة
    Dünyanın neredeyse her bölgesinde herkesin kendi fermente içecekleri vardı. TED تقريبًا كل منطقة في العالم امتلكت مشروباتها المخمرة الخاصة.
    David adlı bir kedim vardı. Kral David! Open Subtitles لقد امتلكت ذات مرة كلب اسمه ديفيد , كينج ديفيد
    Manyak kızkardeşimin de böyle bir avukatı vardı eski kocası hala kodeste olmalı. Open Subtitles إن امتلكت أختي المجنونة ذاك المحامي لكان شقيقي بالقانون بالسجن
    Merak ediyorum; yıllardır göze batmayan çok başarılı bir uyuşturucu şebeken vardı. Open Subtitles رغم ذلك، أشعر بالفضول لقد امتلكت شبكة مخدرات ناجحة والتي ابقيتها متخفية لسنوات
    Her zaman çok hünerli parmakların vardı. Open Subtitles أنت دوماً ما امتلكت يداً خفيفة
    Küçük bir kızken benim kedim vardı. Open Subtitles امتلكت قطة مرة عندما كنت طفلة صغيرة
    Elbette habersiz saldırı üstünlüğüm vardı. Open Subtitles أكيد، امتلكت بجانبي عنصر المفاجأة
    Sonunda bugüne kadar bütün istediklerimi yapma şansına sahip olacağım sanıyordum. Open Subtitles اعتقدت أنني أخيرا قد امتلكت الفرصة للحصول على كل الأمور التي أردتها دوما
    Bana adını bile bilmediğim birileriyle defalarca seks yapacak cesarete sahip olduğumdan dolayı takacağı bir isimden korkmamı mı istiyorsun? Open Subtitles تخبرينني بأن أخاف من اسم سيناديني به أحد ،فقط لأنني امتلكت الجرأة لممارسة جنس رائع جداً
    bir telafi edici özelliği ise, yerden yükseğe kaldırılmış olması, bir hükümsüzlüğe sahip, bir nevi ruhunda boş bir çekirdek var ve ön yüzü ise daha çok şirket ve devlet stiline sahip. TED سمة واحدة ايجابية فيها الا وهي أنها ترتفع بعيداً عن الأرض وانها امتلكت هذا الخلاء وفيها مركز فارغ كنوع من الروح وتلك الواجهة تشبه كثيرا نمط الشركات والمباني الفدرالية.
    Buna nasıl sahip olduğunu... ..sorabilir miyim? Open Subtitles هل لي أن أسألك كيف امتلكت هذه الأداة؟
    Boşlukta 360 derece hareket etme özgürlüğü içinde beni kendimden geçirinceye kadar eğlence ve özgürlüğe doyuran bir tecrübe bu. TED لقد امتلكت حرفياً حرية الحركة ٣٦٠ درجة من الفضاء و الشعور بالنشوة والمرح والحرية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus