CO2 salınımınızı kesin olarak hesaplayabilir ve sonrasında da bu salınımı nasıl azaltabileceğinize dair öneriler alabilirsiniz. | TED | يمكن أن تحسب بدقة انبعاثات الكربون خاصتك، ثم بعد ذلك ستزود بخيارات لتقليصها. |
Ve ülkelerin karbon emisyonları listesine gemi taşımacılığı emisyonlarını koyarsanız, yaklaşık altıncı sırada gelir, Almanya'ya yakın bir yerde. | TED | و إذا وضعت انبعاثات النقل البحري على قائمة انبعاثات الكربون للدول، ستأتي تقريبا في المركز السادس، قريبا من ألمانيا. |
Ne karbondioksit, ne nitrik oksit, hiç bir tanecikli emisyon yok. | Open Subtitles | لا ثانى أكسيد الكربون ، لا أكسيد النيتريك لا انبعاثات للجسيمات |
Gündelik nesneler veya gök cisimleri çevrelerine enerji yaydıklarında biz onu ısı olarak algılıyoruz ve enerji emisyonunu, onların ısılarını ölçmek için kullanıyoruz. | TED | عندما تطلق الأجسام الاعتياديّة أو الأجرام السماويّة طاقة إلى محيطها، فإننا نستقبلها على شكل حرارة، ويمكننا استخدام انبعاثات طاقتها لقياس درجة حرارتها. |
Nihayetinde, ormanların yokolması ve topraktan çıkan metan emisyonu. | TED | واخيرا, هناك ازالة الغابات، وهناك انبعاثات الميثان من الزراعه |
Ayrıca evin dijital emisyonlarının internet servis sağlayıcısı için nasıl göründüğünü de merak ediyorduk. | TED | لكن كنا أيضاً مهتمّين بفهم كيف تبدو انبعاثات المنزل الرقميّة لمزوّدي خدمة الإنترنت. |
Biliyoruz ki New York ve Paris'te yapılan onca zirve sera gazı salınımını azaltmamakta. | TED | نحن نعلم بأن قمة بعد قمة في نيويورك وباريس لن يحد من انبعاثات غازات الاحتباس الحراري. |
İlk olarak şunu söylemeliyim; karbondioksit salınımı bugün dursa bile küresel ısınma yine de devam eder. | TED | الأولى، حتى إذا توقف انبعاثات ثاني أكسيد الكربون اليوم، وستواصل الاحترار العالمي. |
Kaliforniya eyaleti için bir model geliştirdik, böylece karbon salınımı azaltma konusunda çalışabileceklerdi. | TED | لقد طورنا نموذج لولاية كاليفورنيا ليصبح بإمكانهم الحد من انبعاثات الكربون. |
Yükselen karbon salınımı Danimarka'ya küresel bir tehdit teşkil ediyor. | Open Subtitles | هو أرتفاع انبعاثات ثنائي أوكيد الكاربون تشكل تهديداً عالمياً وليس فقط للدنمارك |
Olması gerektiği gibi emisyonları azaltmıyoruz. | TED | لسنا نحد من انبعاثات الغازات بالشكل الكافي. |
Gölden kuvvetli nötrino emisyonları çıkıyor. | Open Subtitles | إني فضوليّ. يبدو أن هناك انبعاثات قويّة للنيروتون آتية من البحيرة. |
Karbondioksit emisyonları önemli ölçüde arttı... | Open Subtitles | انبعاثات ثاني أكسيد الكربون أصبحت زائدة بطريقة كبيرة، |
Öneli olan kümülatif emisyon için kısa vadede daha fazla şey yapmamız. | TED | كلما قمنا بذلك، لأنها انبعاثات متراكمة، كلما تبين أن الأشياء على المدى القصير هي ما يهم حقا. |
Güvenlik, yakıt ekonomisi ve emisyon konusunda değil sadece eğlence ve yol tutuş açısından. | Open Subtitles | لدينا سيارات غير آمنة وغير منتظمة في استهلاك الوقود ولديها انبعاثات فقط تعامل معها واستمتع |
Sebebi de kadınlar eğitimli olduğunda daha küçük aileler kuruyorlar ve sonucunda popülasyonda oluşan azalma da karbon emisyonunu gözle görülür biçimde düşürüyor. | TED | فحين تتعلم الفتيات، تصبح لديهن عائلات صغيرة، وما يترتب عليه من انخفاض في تعداد السكان يقلل انبعاثات الكربون بشكل ملحوظ. |
ATMOS, arabandaki CO2 emisyonunu sıfıra düşürür. | Open Subtitles | ضع "أتموس" في سيارتك و سيقوم بإخفاض انبعاثات ثاني أوكسيد الكربون إلى صفر |
İlki, gelişmeyle karbon emisyonu arasındaki bağlantıyı kesmeliyiz. | TED | اولا, نحتاج لايقاف نمو انبعاثات غاز ثاني اوكسيد الكربون. |
Son zamanlarda metan emisyonu ve iklim değişikliği yüzünden suçlanmış olsalar da en büyük problemimiz olan gıda güvencesi sorununun çözümü olduklarını sizlere göstererek kaybettikleri ünlerini geri kazandırmayı umuyorum. | TED | وعلى الرغم من أنهم يتعرضون للأذيًة مؤخرًا بسبب انبعاثات الميثان والتغير المناخي أتمنى أن أُلمع صورتهم ولو جزئيًا بأن أبين لكم مدى أهميتهم في حل واحدة من أكبر مشكلات العالم |
Şu anda elektrik üretimi tüm CO2 emisyonlarının dörtte birinden sorumlu. | TED | في الوقت الحالي، توليد الطاقة مسؤول عن حوالي ربع انبعاثات ثاني أكسيد الكربون. |
İlgili bir bakış açısı hakkında konuşmak için buradayım, fosil yakıt yakmaktan oluşan sera gazı emisyonlarının yiyeceklerimizin besin kalitesini nasıl azalttığı hakkında konuşacağım. | TED | أنا هنا لأتحدث عن أحد الجوانب المتعلقة بذلك؛ عن كيف أن انبعاثات الغازات الدفيئة الناجمة عن حرق الوقود الأحفوري تقلل من القيمة الغذائية لطعامنا. |
Sonuç olarak kömür emisyonlarını zamanında durdurmak için ne yapabiliriz? | TED | إذا ما الذي يمكننا فعله لوقف انبعاثات الفحم في الوقت المناسب؟ |
Metan problemini engellemenin tek yolu CO2 salınımını azaltmak çünkü Kuzey Kutbu'nu ısıtan ve metan sızmasına neden olan bu. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لمعالجة مشكلة غاز الميثان، هو للحد من انبعاثات CO2، لأن هذا هو ما ارتفاع درجة حرارة القطب الشمالي |
Kişi başına salınım oranı yüksek ülkelerde yaşan insanlar olarak, diğerleri adına da seçim yapmış olacağız. | TED | كأشخاص يعيشون في بلدان مع نسبة انبعاثات عالية لكل فرد، نحن نقوم بهذا الاختيار في صالح الآخرين أيضا. |
Gıda üretimi şu an sera gazı salınımının 1/4'ünden sorumlu. | TED | الإنتاج الغذائي مسؤول حاليًا عن ربع انبعاثات غازات الاحتباس الحراري. |