Sabırsızlanıyorum. Bir dahaki sefere dikkatimi çekmek istersen, araman yeterli. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار إذا أردتِ لفت انتباهي في المرة القادمة |
Sefil biri ancak zekâsı ve keyifliliği dikkatimi çekmiş gibi. | Open Subtitles | ولد المزراب , لاكنه ذكي ويبدو لطيفاً , لفت انتباهي |
Bununla birlikte, personel şefim, ...yeni bir rakibe dikkatimi çekti. | Open Subtitles | إلا أن كبير موظفي قد لفت انتباهي إلى متسابق جديد |
Sıkıldığımda kendi filmimi uydururum. dikkatim çabuk dağılır. | Open Subtitles | عندما اسأم أختلق فيلمي الخاص، فأنا انتباهي قصير للغاية |
İlgimi çektin ve şimdi zamanımı israf ediyorsun, kapatmam gerek. | Open Subtitles | حسناً، حصلتِ على انتباهي الآن تضيّع وقتي، عليّ أن أذهب |
Yine de burs yazısının yolunda gittiğini fark ettim çünkü dikkatimi daha önceye kıyasla çok daha uzun süre canlı tutabiliyordum. | TED | ولكنني اكتشفت أنّ التقديم للمنحة حينها يجري بشكل جيّد، لأنّه كان بإمكاني أن أُركّز وأُحافظ على انتباهي لوقتٍ أطول من السابق. |
benim için oldukça zorlayıcıydı. dikkatimi cezbeden tek şey, Dünya denen gezegendi. | TED | شيء واحد فقط تمكن من جذب انتباهي. وهو أن كوكبنا يدعى كوكب الأرض |
Benim dikkatimi çeken ve bende böylesi bir devasa ölçek ekonomisini yakalayabilecek bir batarya icat etme takıntısı yaratan işte budur. | TED | إن هذا ما جذب انتباهي و استولى عليه إلى درجة أني أصبحت مهووس بابتكار بطارية تتمكن من الإستيلاء على هذا الاقتصاد الضخم. |
Deftere baktım, her sayfaya bastığı parmak izi dikkatimi çekti. | TED | تصفحت ذلك الكتاب، وما لفت انتباهي كانت بصمات إبهامها علي كل صفحة. |
Bu insanlara şunu söyleyebilirim: Bunlar öğrencilerimin bana söylediği ya da dikkatimi çeken bazı örnekler. | TED | ويمكنني أن أقول لهؤلاء الأشخاص: هذه هي بعض الأمثلة على الأمور التي قيلت لي على لسان الطلاب ولفتت انتباهي. |
Şimdi iki gün önce dikkatimi neyin çekmiş olduğunu hatırladım. | Open Subtitles | الآن تذكرت ما الذي أثار انتباهي قبل يومين |
dikkatimi dağıtan bir aile ve yuvayla yapamam. | Open Subtitles | تعلم ماذا أعني؟ لايمكنني الحصول على عائلة ومنزل يشتتان انتباهي هناك |
Azim ve liyakat farklı şeylerdir. Bir dahaki sefere dikkatimi çekmek istediğinde daha güzel bir şeyler giy. | Open Subtitles | محاولة غير موفقة المرة القادمة التي تريدين بها لفت انتباهي ارتدي شيئاً لطيفاً |
Bana bak, dikkatimi çekmek için süslü bıçaklara ihtiyacın yok hem de bu güzel favoriler dururken. | Open Subtitles | لست بحاجة لسكين لتلفت انتباهي ليس مع هاتين السبلتين الخديتين الجميلتين ، هيا ، اعطني قبلة |
Benim dikkatimi çeken şey, kullanılan silahlardı. Bir bayanı kaçırdılar üç hafta önce. | Open Subtitles | وما شد انتباهي حقيقة ، هي الأسلحة المستخدمة لقد تم اختطاف سيدة منذ أسبوع |
Bunu yata yata yapabileceğimi ikimizin de bilmesine rağmen... tüm ilgimi ve dikkatimi alıyormuş gibi yaparım. | Open Subtitles | أن هذا سيتطلب كل انتباهي وتركيزي بالرغم من أن كلانا يعلم أنه يمكنني عمل هذا وأنا نائم |
eğer paraşütü farketseydim.gölgeye olan dikkatim azalırdı. | Open Subtitles | اذا لاحظت المظلة التي فوق انتباهي واحاسيسي سوف تقل |
Yalan söylüyordu ve ben üzerinde fazla durmamıştım. Fakat şimdi bütün dikkatim üzerinde. | Open Subtitles | "لقد كان يكذب، وكان بالي مشتّتاً لأهتمّ بذلك، ولكنه نال كامل انتباهي الآن" |
Bu çok ilgimi çekiyor, sonuçta onlar çok saf davranıyorlar. | Open Subtitles | ..يشد انتباهي كثيراً. تلك التصرفات البريئة العفوية.. |
Dinleyin, sizler, hepiniz etrafta vızıldayıp duruyorsunuz, çok dikkat dağıtıcı. | Open Subtitles | انصتوا جميعكم أنتم تحدثون الكثير من الفوضى مما يشتت انتباهي |
Çaldığım zaman aklımı meşgul eden her şey kayboluyor. | Open Subtitles | عندما اعزف كل شىء يسحبني للأسفل ويصرف انتباهي بخفاء |
Ayakkabı alırken bu takım elbise gözüme çarptı. | Open Subtitles | هذه البدلةِ فقط لَفتتْ انتباهي بينما أنا كُنْتُ أَتسوّقُ للأحذيةِ. |
Böylece dikkatimin büyük bir kısmını seninye konuşmaya veriyorum. | Open Subtitles | بطريقة ما ، أخصص الكثير من انتباهي وأناأتكلممعكم. |