| Bir süre tepede durup, gelir diye bekledim ama gelmedi, Yüzbaşım. | Open Subtitles | انتظرته على المنحدر اعلى قمه التله لكنه لم يظهر |
| Merak etme, uyuyana kadar bekledim, ve anahtarlarını kırıp onu içeri kilitledim. | Open Subtitles | لا تقلقي لقد انتظرته حتى ينام ثم كسرت مفتاحاً في قفل الباب حتى لا يخرج |
| Ortalıklarda hiç görünmedi. Bir saati aşkın bir zaman onu bekledim. | Open Subtitles | و لكنه لم يظهر أبداً انتظرته لأكثر من ساعة |
| Beklediğim kişi acaba karşıma çıkacak mı diye düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | كنتُ قد بدأت أتسائل فيما اذا كان الشخص الذي انتظرته سيأتي أبداً |
| Fakat hayatı boyunca beklediği... gerçek erkek hiçbiri değil. | Open Subtitles | لكن ليس أحدهم هو ذلك الرجل الذي انتظرته طيلة حياتها الرجل الحقيقي بالنسبة لها |
| Daha sonra Feodor'ın eve dönmesini bekledi ve onu da öldürdü. | Open Subtitles | وبعدها انتظرته حتى يعود وقتلته |
| Onunla yatmak için ne kadar bekledin? | Open Subtitles | كم الوقت الذي انتظرته حتى تزوجتها |
| Bu günü onun benden daha çok beklediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | اظن أنها إنتظرت هذا اليوم أكثر مما انتظرته أنا |
| Teklif etmesi için beş yıl bekledim o adamı. | Open Subtitles | الرّجل الذي انتظرته نصف عقد حتّى يتقدّم للزّواج بي |
| Saatlerce kapının önünde bekledim. Batman'e en yakın şey pencereden içeri giren yarasaydı. | Open Subtitles | انتظرته لساعات وأقرب شيء لباتمان رأيته كان روبن يهرب من الغرفة |
| Bana bağırmasını, beni cezalandırmasını, sonsuza dek eve hapsetmesini bekledim, onu hayal kırıklığına uğrattığımı söylemesini. | Open Subtitles | انتظرته أن يصرخ علي، أن يعاقبني، أن يحرمني من الخروج إلى الأبد، أن يخبرني كم يشعر بخيبة الأمل في. |
| Bana bağırmasını, beni cezalandırmasını, sonsuza dek eve hapsetmesini bekledim, onu hayal kırıklığına uğrattığımı söylemesini. | Open Subtitles | انتظرته أن يصرخ علي، أن يعاقبني، أن يحرمني من الخروج إلى الأبد، أن يخبرني كم يشعر بخيبة الأمل في. |
| Plazada bekledim ama o gelmedi. | Open Subtitles | انتظرته في الساحة ولكنه لم يأتي |
| Sonra da kuruması için bekledim. Güzelce cilaladım | Open Subtitles | ثم انتظرته حتى يجف, ثم صقلته جيدا |
| Askere gittiği zaman, aptalca bir şekilde ilk aşkımı bekledim. | Open Subtitles | وبغباء انتظرته بينما هو في الجيش |
| Çünkü,o zaman senden tam olarak, uzun zamandır Beklediğim intikamı mı alırım. | Open Subtitles | لأنّي سأحقّق انتقامي الذي انتظرته طويلاً |
| Çoktan beri Beklediğim elbisem geldi dedim! | Open Subtitles | ها هو أخيرا الرداء الذى انتظرته من شهور لهذا السبب حينما فتحت العلبة... |
| Hayatım boyunca Beklediğim kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الشخص الذي انتظرته طوال حياتي |
| O da hayatı boyunca beklediği kişiyi bularak üzerindeki laneti sona erdirecek. | Open Subtitles | ستحصل على اليوم الذي انتظرته طوال حياتها |
| Ama ben sevdiğim insanları bundan korumak için ne gerekiyorsa yapacağım. Daha sonra, yeğenimi omuzlarımdan indirdim. Çok uzun süredir beklediği şeye, Elsa ve Anna'ya koştu. | TED | لكن عندها انزل ابنة اختي من على أكتافي، فتركض إلى إلسا و آنا... الشيء الذي انتظرته طويلاً... كل تلك الأشياء تتلاشى. |
| Savaş sona erdiğinde Daisy bekledi ama bilinmeyen bir nedenden ötürü Gatsby geri dönemedi. | Open Subtitles | ...وعندما انتهت الحرب دّايزِي انتظرته لكن لسبب غير معروف غًاتسبِي لّم يّعُد |
| Sakina' sen onu tam bir yıl bekledin. | Open Subtitles | سكينة لقد انتظرته سنة كاملة |
| Seni izledikçe, baban sandığın o adam için ne kadar yas tuttuğunu nasıl da tekrar seni sevmesi için beklediğini gördüm. | Open Subtitles | كلما شاهدت كيف حنّيت الى الرجل الذي ظننت انه والدك كيف انتظرته ليبادلك الحب |