Çünkü mahremiyeti, babası tarafından ihlal edilen 12 yaşında bir kızla konuşuyordum. | Open Subtitles | كنت اتحدث مع فتاة بالثانية عشر من العمر الذي والدها انتهك خصوصيتها |
Dr. Rafil Dhafir gibi insanları içeriyor ki, Irak üzerindeki ekonomik yaptırımları çocuklar için medikal destek göndererek ihlal etmiş birisi. | TED | تشمل هذه الفئة أناس أمثال الدكتور رافيل ظافر، الذي انتهك العقوبات الاقتصادية في العراق بإرسال الإمدادات الطبية لفائدة الأطفال الموجودين هناك. |
oğlunuz tahliye şartlarını ihlal etti ve suça karıştı. | Open Subtitles | لقد انتهك حظر مراقبته وتورط فى انشطه اجراميه |
Sana tecavüz edecek heriflerin, neye benzediği konusunda fikir de edinirsin. | Open Subtitles | ومن الجيد ان تعتاد مجدداً على بعض السود الذين انتهك حقوقهم. |
İlk defa cesetleri yerleştirdi ve kurbanlardan birine tecavüz etti. | Open Subtitles | لأول مرة شكل الجثث و ايضا انتهك جنسيا احدى الضحايا |
Merlyn'in girişimi Birlik'in prensiplerine aykırıydı. | Open Subtitles | {\pos(190,210)} مشروع (مالكولم) العام انتهك مبادئ الاتّحاد. |
Bay Ocean'ı dışarı çıkartın ve polisi arayın. Tahliye şartlarını ihlal etti. | Open Subtitles | اتصل بالشرطه انا متأكد انه انتهك اطلاق صراحه |
Onun şartlı tahliye memurusunuz. Onu ihlal ettiğiniz için buradayız. | Open Subtitles | أنتِ ضابطة إطلاقه المشروط جميعنا هنا لأنّكِ الشخص الذي انتهك إطلاق سراحه |
Şey, galiba o zaman burada NBC'nin stajer politikasını ihlal eden bir rehber olarak bulunuyorum. | Open Subtitles | حسنا ,أعتقد اني هنا كعامل انتهك سياية إن بي سي الطبية للمقيمين |
Örneğin, şartlı tahliye kurallarını ihlal ederse bir suçluyla bağ kurarsa şartlı tahliyesi iptal edilebilir. | Open Subtitles | إن انتهك إطلاق السراح المشروط بواسطة،مثلاً.. التعاملمعمجرممعروف.. فبإمكانهم إبطال الزواج |
Bir muhbirle işbirliği edip, şartlı tahliyeyi ihlal ederse hükmü geri çekerler. | Open Subtitles | إن انتهك إطلاق السراح المشروط .. بالتعامل مع مجرم معروف فبإمكانهم إبطال الزواج |
Sayısız gözlemci bunun akademik özgürlük standartlarını ihlal eden keyfi bir karar olduğunu hissetti. | Open Subtitles | لدى شركات صناعة اﻷلبان. شعر العديد من العَيان أن هذا كان قراراً تعسفيّاً و الذي انتهك معايير الحرية اﻷكاديميّة. |
Olağanüstü bir baskı döneminden geçtiğimizden dolayı yetkini aşan istihbaratı sana ileterek bir düzine protokolü ihlal edecek olsam da bunu benden talep etmediğini varsayacağım. | Open Subtitles | بسبب الضغوط الشديدة فى هذا الوقت ساتظاهر بأنك لم تطلب شئ أنا انتهك اثنى عشر بروتوكول بسبب أن تتذاكى |
Sözleşme şartları ihlal edildiğinde, halka açıklandığında, rastgele uyuşturucu teslerinde sorun çıktığında Michael'da ceza olarak 1 milyon $ ödemeyi kabul ediyor. | Open Subtitles | مايكل سيكون مطالبا بدفعها لك اضافة الى غرامة مليون دولار اخرى ان انتهك حيثيات العقد |
Şartlı tahliyemi ihlal edip hapse geri dönmemin kolay olduğunu biliyorsunuz, bu yüzden bizi birbirimiz hakkında yalan söylemeye zorluyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تعرفوا إنه من السهل أن انتهك اطلاق سراحى لذا تحاولوا اخبارنا الكذبات عن بعضنا البعض |
Kızının haklarına tecavüz eden adam söylüyor bunu. | Open Subtitles | يقول ذلك الرجل الذي انتهك حقوق ابنته المدنيّة |
...korkağın teki değildir, iki yüzlü değildir, ve sana küçükken tecavüz eden o sapık peder gibi değildir. | Open Subtitles | وليس جباناً وليس منافقاً وليس مثل ذلك الكاهن الفاسد الذى انتهك عرضك حينما كنت طفلاً |
Bu adam hayatlarımıza tecavüz etti. Odalarımıza tecavüz etti. | Open Subtitles | هذا الرجل انتهك حرمة غرفنا وحيواتنا الخاصة |
Sadece bizimle iş birliği yaparak ona tecavüz edeni tespit etmesini istiyoruz. | Open Subtitles | ...نحن نريد التعاون فقط في التعرف على الرجل الذي انتهك صديقتها |
Merlyn'in girişimi Birlik'in prensiplerine aykırıydı. | Open Subtitles | {\pos(190,210)} مشروع (مالكولم) العام انتهك مبادئ الاتّحاد. |