Bu iş eğlenceli olacak. Daha önce Hiç bu kadar kız arkadaşım olmamıştı. | Open Subtitles | تعلمي, هذا سوف يكون ممتع انه لم يكن لى اصدقاء بنات من قبل |
O denizi görmemişti. I bu büyük gibi Daha önce değil görüldü edecektir. | Open Subtitles | وقال انه لم ير البحر، رأيته من قبل ولكن ليس مثل هذه الكبيرة. |
- Kötü değilki bu. - Başıma Hiç bela açmadı. | Open Subtitles | انه ليس بهذا السوء انه لم يسبب لى اى مشاكل |
Bu Onun kaderi ile ilgili değil, Tanrı'nın gücü ile ilgili. | Open Subtitles | انه لم يكن حول إيمان إبراهيم لقد كان حول قوة الرب |
Kolay bir karar olmadığını biliyorum ama en azından doğru olandı. | Open Subtitles | انا واثق انه لم يكن قرار سهل ولكنه كان القرار الصحيح |
Tekrar beraber olma konusunda tereddütlerin olduğu için sinirlenmem pek de adil değildi. | Open Subtitles | و اعتقد انه لم يكن من العدل أن اغضب عندما ترددت لاستئناف علاقتنا |
Cross'u 20 yıldır görmediğini söylüyor. Hayatta olduğunu bile bilmiyor. | Open Subtitles | قال انه لم يرى كروس منذ عشرون عاما ولا يعرف حتى ان كان حيا |
Burayı Daha önce Hiç hapishane olmamış gibi göstermek kaça mâl olur? | Open Subtitles | كم يتطلب لجعل هذا يبدو كما انه لم يكن سجن على الاطلاق |
Daha önce suç işlememişti. | TED | على اعتبار انه لم يرتكب اي جريمة فيما مضى |
Daha önce galakside böyle bir şey gözlemlenmediğini biliyordum. | TED | عرفت انه لم تتم ملاحظة شيء كهذا في المجرة |
Sanırım gelmedi Daha. | Open Subtitles | اعتقد انه لم يعد للبيت بعد لقد عاد للبيت منذ نصف ساعة |
Semptomları ortadan kaybolacak ve sonra ona aslında Hiç hasta olmadığını göstereceğim. | Open Subtitles | فستختفي أعراضه و عندها يمكنني ان اريه انه لم يكن مريضا اصلا |
Annunzio'un ölümü ile Hiç bir alakası olmadığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت اعتقد انه لم تكن له اية علاقة بمقتل انوزيو |
Ama Hiç olmazsa en iyi arkadaşına zarar vermediğini biliyoruz. | Open Subtitles | لكن علي الأقل نعلم الآن انه لم يؤذي صديقتكِ الفٌضلي |
Bu Onun kaderi ile ilgili değil, Tanrı'nın gücü ile ilgili. | Open Subtitles | انه لم يكن حول إيمان إبراهيم بل كان حول قوة الرب |
- Onun bunu yapmadığına dair güçlü kanıt var ki, tuzağa düşürülmüş. | Open Subtitles | هناك ادلة قاطعه انه لم يفعل ذلك و انه تم الايقاع به |
Onun hakkında şimdi gerçekten hayranlık duyduğum şeylerden biri de kolay bir hayatı olmamasına rağmen her zaman çok neşeli olması. | Open Subtitles | واحدة من الأشياء التي كنت حقا معجب عنه هو كيف انه لم يكن حقا حياة سهلة لكنه هو دائما متفائل بذلك. |
Hazmat ekibi bulaşıcı olmadığını garanti etti. Ama dikkatli olmanız önerilir. | Open Subtitles | فريق المواد الخطره اكد لي انه لم يتعرض, لكن الحذر واجبٌ. |
Gazetelerde pek bir şey yazmıyordu, vurulmamış olması dışında. | Open Subtitles | لم تذكر الصحف الكثير بشأنه عدا انه لم يُقتل بالرصاص |
Sanırım çiftçiden. Nedendir bilmem kardeşimden pek hoşlanmazdı. | Open Subtitles | اعتقد من المزارع, انه لم يكن يحبها لسبب ما |
Patronun bile ortada tuzak olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | حتى مسؤولكم قال انه لم تكن هناك أية مكيدة |