"ان لم يكن" - Traduction Arabe en Turc

    • olmasaydı
        
    • olmasa
        
    • değilse
        
    • olmadıysa
        
    Benny olmasaydı eğer, o yaz tek bir arkadaş bile edinemezdim, Open Subtitles ان لم يكن بينى بينهم لما كنت قد تعرفت على أحدهم
    Haydi ama. Eğer bu kadar kıskanç olmasaydı, sorun olmazdı. Open Subtitles بربك.ان لم يكن طفلاً غيوراً لن يكن هذا مشكلة كبيرة
    Eğer onlar gerçek olmasaydı dün gecenin yaşanmasına asla izin vermezdim. Open Subtitles لم اكن اسمح ابداً لما حدث بالأمس ان لم يكن كذلك
    Bu da demek oluyor ki, sizler de şu dakika olmasa bile yakında bu makinelerden birine erişebileceksiniz. TED وهذا يعني انكم, انتم قريبا ستتمكنوا من استخدام هذه الآلات ان لم يكن الان
    Karısına tutunmaya gayret etti... bütünüyle olmasa da, en azından yatakta. Open Subtitles حاول أن يستمر في هذا الزواج و ان لم يكن ذلك بشكل كامل لكن على الأقل في الفراش
    Eğer bu bir hastalık değilse ne olduğunu öğrenmek isterim. Open Subtitles اقصد ان لم يكن هذا مرضاً عندئذ اريد خياراً اخراً
    Eğer çok geç değilse, bu hayatı arkanda bırak ve beni bul. Open Subtitles ان لم يكن فات الاون ، اترك هذه الحياة وتعال كي تجدني
    Çünkü olmadıysa, ben evime atlayıp uzaklara süreceğim. Open Subtitles لإنه ان لم يكن كذلك .. يمكنني ققط اودع منزل وانطلق بعيدا
    Serebral korteksle beyinsapı arasındaki etkileşim olmasaydı şuurlu bir zihine sahip olamazdınız. TED لا يمكن ان يكون لك عقل واعي ان لم يكن لديك التفاعل ما بين قشرة الدماغ وجذع الدماغ.
    Eğer suçlu olmasaydı Johnson kendisi gelip teslim olurdu. Open Subtitles جونسون ما كان ليسلم نفسه ان لم يكن هناك ما يدينه
    Eğer bir Fransız kanişi olmasaydı kanişimi eğitmek için kullanırdım. Open Subtitles من الممكن ان ادرب كلبي عليها ان لم يكن كلباً فرنسياً في سوير
    Boynumda haçım olmasaydı bağırsaklarımdan askı yapardı. Open Subtitles ان لم يكن لدى تلك السلسلة كان بالتأكيد لن يتوانى عن قتلى
    Önemli olmasaydı istemezdim, ama önemli. Open Subtitles انا لم اكن اسال ان لم يكن هام .هو فعلا هكذا
    Ortada bir dava olmasaydı bile, ceza olarak bütün sorularımı cevaplamak zorunda. Open Subtitles ووحتى ان لم يكن الامر كذلك فهي وتحت طائلة المعاقبه القانون مرغمه على الإجابة عن أسئلتي
    Ortada böcek olmasa da o şeyleri her yere sıkardı. Open Subtitles لقد كان يضع مثل هذه الاشياء في كل مكان حتى ان لم يكن هنالك حشرات
    Kötü şans olmasa benim için hiç şans olmazdı. Open Subtitles ان لم يكن هذا من سوء الحظ فأنا غير محظوظ علي الاطلاق
    Aslında üç çocuğum olmasa bu kadar, filmi yapmak için zorunlu hissetmezdim. Open Subtitles ان لم يكن لدى هولاء الاطفال الملاعين، ما كنت قمت بعمل هذة الافلامالرائعة.
    Eğer bu herkes için yeterince motive edici bir faktör değilse, bu ailelerin -- bunu sahnede nasıl söylesem ki?-- TED و ان لم يكن في ذلك دافع كافي للجميع، لديهم ايضا المزيد -- كيف سأقول ذلك على هذه المنصة؟ --
    dediğim andı. Ve üçüncü adımı tabi asıl hissettiğim bu değilse, öfkeyle dolu şiirler yazmak zorunda olmadığımı anladığım zaman attım. TED وبدأت الخطوة الثالثة حين أدركت أنني يمكنني كتابة قصائد لا تحمل السخط ان لم يكن الامر يتطلب ذلك
    Ve eğer doğru değilse, o zaman buraya dek nasıl geldim?" TED و ان لم يكن ذلك صحيح فكيف اذن وصلت الى هناك؟"
    Daha önceden olmadıysa, şimdiye kadar olmuştur. Open Subtitles حسنا ان لم يكن اعمى من قبل فقد أصبح كذلك الآن

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus