Tek bir kafes görecekler, tek bir teslimat olduğunu sanacaklar. | Open Subtitles | الجميع يرون قفصاً واحد و يفترض ان له عملاً واحد |
Bataryanın ve bozuk adaptörün yarattığı özel bir akımla alakası olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن ان له علاقه بالصعقه الكهربائيه التي نشأت من البطاريه والمحول |
Sayın Yargıç, bunun çok mat bir cila olduğunu görüyorsunuz, ordu tarafından kullanılana benzer bir cila, amacı, namlu üzerindeki herhangi bir yansımanın kullanıcıyı açığa çıkarmamasıdır. | Open Subtitles | فضيلتك ستلاحظ ان له نهاية باهتة للغاية نهاية مماثلة له تستخدم في الجيش الغرض من هذا الا يكون هناك انعكاس على ماسورة البندقية سيكشف مكان المستخدم |
Kolonları var, klasik uslupta. İkinci ipucu orada... | Open Subtitles | حسنا, ان له أعمدة, كلاسيكى الشكل, لابد ان الدليل التالى هناك |
Zaten işte mutasyon bu, onun hiç bilinmeyen bir yönü var, | Open Subtitles | التطور الذي حدث له , ان له قدرة عجيبة جدا في الشفاء |
Emniyette arkadaşları olduğunu biliyorsun ve onu babalık haklarından mahrum ediyorsun. | Open Subtitles | تعلمين ان له أصدقاء في الشرطه بالاضافه الي انك تمنعينه من حقه كأب هذا هراء |
Dur hele, Ethan, daha iyi bir fikrim olduğunu söylemiyorum ama cesurları aptal yapan bir durum vardır. | Open Subtitles | ايثان لا أقول ان له لدي فكرة أفضل ولن هناك نقطة كنا فيها اغبية |
Bu kadının ölümüyle bir alakası olduğunu düşünmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | انت لا تعتقد ان له اى علاقه بموت هذه السيدة اليس كذلك ؟ |
Bu işe yarıyor Bizimkinin bu kadar inançlı olduğunu bilmiyordum | Open Subtitles | شىء اخر لم نكن نعرفة ان له معتقدات دينية هذا غريب |
Bu adamın, cenaze levazımatçısı veya morgda çalışan bir arkadaşı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد ان له صديق في صالة جنازة او المشرحه |
Georgetown'daki ihtisasının 2. yılını yeni bitirmişti, o yüzden kendini yaralayacak yeteneği olduğunu söylediler. | Open Subtitles | في جورج تاون في اشارة الى ان له المقدرة على ان يفعل ذلك لنفسه وبصمات اصابعه كانت تغطي السلاح |
Düğününde "eski bir eşya"sı olacağını hayal eden bir versiyonun olduğunu düşünmek hoşuma gitti. | Open Subtitles | افكر فقد انا , لا منك جزء هناك ان له قديم شيء ابقاء و للزواج تخطط |
Tanrım.Tadı komikmiş tadının bebekler için güzel olduğunu söylerler bide. | Open Subtitles | ياللهول يقولون ان له مذاق جيد بالنسبة للأطفال بالنسبة ليّ، مذاقه غريب |
Gerçekten onun Çin saldırında bir şey yapmış olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين حقا ان له يداً بالاعتداء الارهابي في الصين |
Basına evlilik dışı kızı olduğunu söylemekle tehtid ettin o da ödemeyi mi kesti? | Open Subtitles | هل قمتي بتهديده بانكي ستخبرين الصحافة ان له ابنة غير شرعية إذا لم يدفع؟ |
Birden kral iki veliahtı birden olduğunu öğrendi. | Open Subtitles | فجأه اكتشف الملك الكهل ان له وريثان |
Bununla bir bağlantısı olduğunu düşünüyorsun, öyle değil mi? | Open Subtitles | انت تعتقد ان له علاقة بهذا, صحيح؟ |
Ayrıca kafura alerjim var. Geleneksel yöntem kullanmıyorum. | Open Subtitles | بجانب اني وجدت ان له تأثير على علاجي التقليدي |
Muhtemelen kurbanlara işkence için kullandıkları ikincil bir mekanları var. | Open Subtitles | منظم الى حد كبير يبدو ان له قدرة على التنبؤ بمكان تواجد الضحية في الوقت المحدد |
Basit bir soru ama inanıyorum ki karmaşık bir cevabı var. - Efendim, aslında-- | Open Subtitles | سؤال بسيط لكن انا متاكد ان له اجابه معقده |