Tasha'nın davanızda bir görgü tanığı olduğu için, bilgi almak istediğinizi söyledim, | Open Subtitles | لقد ابلغتها بأنك تحتاجين الإطلاع على التفاصيل بما أنها شاهدة بأحدى قضاياك |
Lavaboya kadar takip edip, bir kabine sokup işini bitirebilirdik. | Open Subtitles | نستطيع ان نلاحقه الى الحمام نضربه بأحدى المقاعد وننتهي منه |
Kötü bir oyuncusun. | Open Subtitles | أبوسعنا الاحتفاظ بأحدى هذه الطولات في بيتنا؟ |
- Sanırım bu koleksiyondaki eşyalardan birine bir hayalet dadanmış. | Open Subtitles | آسفة، أعتقد أن شبحاً مرتبطاً بأحدى الأشياء بهذه المجموعة |
Gidip bebeklerden biriyle de evleneyim bari. İyice üzülmüş olurum. | Open Subtitles | ربما عليّ التزوج بأحدى الدمى لأخرج من الملل الذي أعيشه |
Gerçekten yaşlanmış, bir karavan parkında yaşıyor olmalı. | Open Subtitles | هذا العجوز ويسكن بأحدى مواقف المقطورات أو بمكان ما |
Ah,evet. üst çenemdeki azı dişimde koca bir mağara var. | Open Subtitles | أجل، أجل، لدي تجويف بأحدى أسنان الفك العلوي. |
bir defasında D-5'e bastım ve iki torba cips düştü. | Open Subtitles | بأحدى المرّات, ضغطت زر "د.5"، وحصلت على كيسين من البطاطس |
bir defasında da hiç düşmedi. | Open Subtitles | ولكنّ عندما ضغطته بأحدى المرّات، لم أحصل على أيّ كيس |
Her defasında bir sıcak noktayı araştırabilecek. | Open Subtitles | سيقوم بالبحث بأحدى المناطق المشبوهة بالمدينة |
Bilirsin ne zaman depresyona girsen kapımızda eziyet görmüş bir yetim belirir. | Open Subtitles | في كل مرة تشعرين فيها بالإكتئاب تأتي لنا بأحدى الأيتام المؤذيات الى دارنا |
Sürekli aranan bir numarayla, arabalarından birinin GPS'inde bir bağlantı bulduk. | Open Subtitles | وجدنا موجات اتصال بين رقم هاتف ونظام التتبع بأحدى سياراتهم. |
bir tane bundan, bir tane bundan, bir tane bunlardan, şundan, bundan ve bir de kurdele ekle. | Open Subtitles | تأتي بأحدى هذه و هذه و هذه و أخيراً هذه و إربط رباطاً عليها هل أنت سعيد ؟ |
Gerçek hayatta bir anonimliği temsil etmeye çalıştık. | Open Subtitles | نحنُ أردنا أن نمثّلَ إخفاء الإسم و الهويّة بأحدى الطرق , عند الإنتقال للحياة العمليّة. |
Kızlarla ilişkili herhangi bir şey buldunuz mu? | Open Subtitles | أو أي شيء أخر يمكننا ربطه بأحدى الفتيات؟ |
Şimdi ise muhtemelen bir elinde şarap testisi, bir elinde kuğu bacağıyla hizmetçi bir kızı sikiyordur. | Open Subtitles | الآن على الأرجح يضاجع فتاةً و بأحدى يديه أبريقاً من الخمر و في الأخرى ساق عاهرة |
Hanımlar, Dr. Otis Cole bana gelip, hastalarından birine bakmamı rica etti. | Open Subtitles | مرحبا سيداتى دكتور اوتس كول قد طلب منى شخصيا ان اعتى بأحدى مرضاه |
"Gruplardan birine katıl ve batıya gitmeye çalış." | Open Subtitles | أندمجوا بأحدى تلك المجموعات" "وحاولوا الوصول إلى غرب البلاد |
- İnerken yolda dallardan birine takıldım. | Open Subtitles | علقتُ بأحدى الغصون في طريقي للهبّوط. |
Bu gece kişiliklerinden biriyle tanıştın, Edward dört yıl önce cinayetleri o işlemişti. | Open Subtitles | إجتمعت بأحدى شخصياته الليلة إرتكبت تلك جرائم القتل قبل أربعة سنوات |
İşlerimin biriyle ilgileniyordum. O işteyken yaralandı. | Open Subtitles | انا كنت اعتني بأحدى زميلاتي هي اصيبت في مهمة عمل |