Bilirsiniz, suçlu olanlar aslında bataklıktan sürünerek çıkan, kasabaya gelip edepsiz işlerini gören ve tekrar karanlığa gömülen canavarlar değildirler. | TED | كما تعلمون، الجناة ليسوا وحوش تزحف خارجاً من مستنقع ويأتون إلى المدينة ويقومون بأعمالهم السيئة ومن ثم يتراجعون إلى الظلام. |
Mahkemeye gittiğimde kardeşimin davasına atanan kâtipler, rüşvet ödemediği takdirde evrak işlerini işlemden geçirmeyeceklerini söyledi. | TED | حين دخلتُ المحكمة، قال كتبة المحكمة المعنيون بالقضية لأختي إنهم لن يضطلعوا بأعمالهم ما لم تدفع لهم رشوة. |
Asla bilmeyecekler, ve böylece işlerini daha iyi yapacaklar. | Open Subtitles | لن يعرفوا ابدا ، وهذا سوف يجعلهم يقوموا بأعمالهم على أفضل حال |
Pis işlerini, özellikle burda yapıyorlar... | Open Subtitles | و بالأخص عندما يقوموا بأعمالهم القذرة هنا |
Belki de bu insanlar, ellerinin altında benim gibi birini istiyordur. Pis işlerini halledecek biri. | Open Subtitles | ربما يحتاج هؤلاء الناس إلى وجود شخص مثلي ليقوم بأعمالهم القذرة |
Belalı bir elmas çetesinin pis işlerini yapmak için tutulmuş biri gibi duruyor. | Open Subtitles | نوع الرجال الذين ستستأجرهم كارتالات الألماس للقيام بأعمالهم القذرة. أرهِم صُورته الآن. |
Veya kirli işlerini yaptıracak birini bulmak için. | Open Subtitles | أو لإيجاد شخص يقوم بأعمالهم القذرة مكانهم |
İşlerini yapmış olsalar benim yapmama gerek kalmazdı. | Open Subtitles | لو انهم يقومون بأعمالهم فحسب فلن أضطر للقيام بها من أجلهم |
Ordu pis işlerini yapmak için uyuşturucu kaçakçılarını kullanıyor. | Open Subtitles | الجيش الامريكي يستخدم مروجي المخدرات للقيام بأعمالهم القذرة |
Bütün iş yerinde insanlar rahatsız ediliyorsa nasıl iyi bir iş çıkarmalarını bekleyelim? Eğer insanlar ofise işlerini bölen şeylere rağmen | TED | لماذا نحن نتوقع من الناس العمل بشكل جيد إذا كانوا يتعرضون طوال اليوم للمقاطعه في المكتب كيف يمكننا أن نتوقع من الناس أن يقوموا بأعمالهم |
Eğer onlar işlerini yapsalar... ben işsiz kalırım, anlıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لنواجه ذلك ...فأنهم اذا ما أهتموا بأعمالهم فسوف أصبح عاطلا أتفهم ما أقصده ؟ |
Eğer onlar işlerini yapsalar... ben işsiz kalırım, anlıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لنواجه ذلك ...فأنهم اذا ما أهتموا بأعمالهم فسوف أصبح عاطلا أتفهم ما أقصده ؟ |
Erkeklerin çoğu kendi işlerini yapan kadınları küçümsüyor bir taraftan da şayet başarılı olurlarsa savaştan sonra işi bırakmazlar endişesi taşıyorlardı. | Open Subtitles | كان الكثير من الرجال غيورين من قدرة النساء على القيام بأعمالهم هم وخائفين من انهن اذا ما تمكن من القيام بذلك فإن النساء لن تترك الوضع بعد انتهاء الحرب |
15 yıl boyunca onların kirli işlerini yaptıktan sonra. | Open Subtitles | بعد ? سنه من القيام بأعمالهم القذره |
Yani Kirkwood ve büyük şirketler arasındaki tek fark büyük şirketlerin kirli işlerini avukatlara yaptırması. | Open Subtitles | اذا الفرق الوحيد بين "كيركوود" والمسؤولين الكبار أن المسؤولين يستعملون المحامين للقيام بأعمالهم القذرة |
Adamlarım işlerini yaptığı sürece hayat güzeldir. | Open Subtitles | الحياة جيدة عندما يقوم عمالي بأعمالهم |
Eğer bu insanlar işlerini Hong Kong'da yapmayı seçiyorsa onlara bir mesaj göndermek istiyorum. Neredeyiz? | Open Subtitles | لو أرادَ هؤلاء الأشخاص القيام بأعمالهم في هونغ كونغ، أريدكَ أن تسألهم.. "أين نحن؟". |
Kirli işlerini yapmaya devam et diye. | Open Subtitles | حتى تستمر بالقيام بأعمالهم القذرة |
İşlerini yapıyorlar diye gazeteci tutuklayamayız. | Open Subtitles | لن أعتقال صحفيين لقيامهم بأعمالهم |
Pentair, bir ABD sanayi holdingi ve yaklaşık on yıl önce ana elektrikli alet işlerini sattılar ve bu kazançlarını su işine yatırdılar. | TED | PENTAIR هي عبارة عن تكتل صناعي أمريكي، ومنذ حوالي عقد من الزمن، قاموا ببيع وسائل الطاقة الأساسية الخاصة بأعمالهم وأعادوا استثمار تلك العائدات في مشاريع المياه. |