"بأكمله كان" - Traduction Arabe en Turc

    • Tüm
        
    J.D. bu çok tuhaf. Tüm geleceğim önümdeydi ve ben bir kalemde sildim. Open Subtitles إنه أمر غريب ، مستقبلي بأكمله كان أمام ناظري ولكن تركته وتخليت عنه
    Tüm bu takıntının kaynağı filmdeki şu çocuktu. Open Subtitles وأصل هذا الهوس بأكمله كان بسبب ذلك الطفل الذي ظهر بالفيلم.
    Sahip olduğumuz fırsatlarla, Tüm dünyayı ele geçirebilirdik. Open Subtitles الفرص التى أتيحت لنا العالم بأكمله كان بقبضتنا
    Sahip olduğumuz fırsatlar. Tüm dünyayı ele geçirebilirdik. Open Subtitles الفرص التى أتيحت لنا العالم بأكمله كان بقبضتنا
    Tüm bu yıl berbat oldu ve kimsenin umursadığı yok! Open Subtitles هذا العام بأكمله كان مريعاً وليس هناك من يهتم حتّى!
    Bu konuda haklısınız efendim ama Tüm her şeyin bir aldatmaca olabileceğini düşünüyoruz. Open Subtitles إنك محق بحيال هذا، لكن إسمع، نظن أن الشيء بأكمله كان تمويهاً.
    - Siz çocuklar savaştayken... - ...Tüm bu lanet olası işletme kadınları ilgilendiriyordu. Open Subtitles المشروع بأكمله كان امراً يخص النساء بينما كنتم أيها الرجال في الحرب
    Tüm gün kötü bir kabus gibiydi ama buraya gelmeliydim. Open Subtitles اليوم بأكمله كان كحلم سئ ولكن كان على المجئ
    Bu görüş İpek Yolu'nun baş mimarları ve tedarikçileri tarafından da benimsenmiş ve Tüm toplulukta yankılanmaya başlamıştı. Open Subtitles ويتردد صداها داخل المجتمع بأكمله كان هناك عدد قليل جدا من الناس اللذين لم أبيع لهم
    Tabii ki Tüm bunlar kötü bir fikirdi. Open Subtitles لا حاجة للقول إن الأمر بأكمله كان فكرة سيئة
    O para Tüm yıl boyuncaki cep harçlığıydı. Bir sonraki yaza kadar idareli kullanırdı. Open Subtitles كان هذا المصروف للعام بأكمله كان ينفق منه حتى الصيف القادم
    Sadece bizim bölümümüzdekiler değil, Tüm stadyum yuhalıyordu. Open Subtitles ليس فقط الأشخاص الذين كانوا بقسمنا بل الملعب بأكمله كان يستهجن.
    Komik, Tüm bu şeyin ardından... iyi bir şey çıkacak sanıyordum. Open Subtitles من الغريب أنني ظننت أن هذا الأمر بأكمله كان يهدف إلى إنجاز عمل جيد.
    Ama bu resim, Tüm çalışmanın el çalışmasından daha fazla olduğunu göstermek için iyi bir örnek, farklı şekillerde kesip yeniden düzenlemeyi gerektiren çok zaman harcanması gereken bir çalışma. TED ولكنها مثال جيد لنرى أن العمل بأكمله كان عبارة عن محاولة حرفية احتاجت إلى عمل يستهلك وقتًا كبيرًا وهو تقطيع العناصر المختلفة وإعادة لصقها في ترتيبات جديدة
    Ve Tüm işletim sistemi -- işte iyi kısmı burası -- Tüm işletim sistemi 211k'a sığıyordu. TED و كان نظام التشغيل بأكمله -- هذا هو الجزء الممتع -- نظام التشغيل بأكمله كان 211 كيلوبايت.
    Kesinlikle. Tüm düğün benim bakış açıma göreydi. Open Subtitles بالضبط,الزواج بأكمله كان وجهة نظري
    Tüm hafta boşa gitti. Open Subtitles هذا الأسبوع بأكمله كان بلا فائدة
    Ve Tüm bölüm boyunca tamamen aşıktı. Open Subtitles وخلال البرنامج بأكمله كان واقع فى الحب
    Tüm hafta boşa gitti. Open Subtitles هذا الأسبوع بأكمله كان بلا فائدة
    Sanırım Tüm bu Paige işi bizim gözümüzü açtı. Evet, biliyorum. Anne-baba olmak sahilde keyif çatmak değil. Open Subtitles أظن بأن موضوع "بايج" بأكمله كان مثل نداء للاستيقاظ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus