-Bu sana tam olarak bin papele patlar. -Bunu ödeyebilirim. | Open Subtitles | وهو أن تأتي بألف دولار كتأمين – بأمكاني هذا – |
bin dolara bahse girerim ki 10 dakikaya burada olacak. | Open Subtitles | أراهنك بألف على أنه سيكون هنا في غضون 10 دقائق. |
Tümüyle ilerlemek istiyordum, sayıyı daha da indirmek istiyordum, bin TEDTalk ile başlayarak. bin TEDTalk'un yalnızca altı kelimelik bir özetini istiyordum -- | TED | أردت إكمال المهمة والوصول إلى المقطرة، بدء بألف محادثة تيد. أردت أن يكون لدي ألف محادثة تيد ملخصة في ستة كلمات فقط -- |
Jack'in kimya doktorası var, bu binlerce açıdan hayati bir şey. | Open Subtitles | جاك لديه شهادة دكتوراه بالكيمياء هذا مهم بألف طريقة و طريقة |
Hiç bir hızda hareket edemiyorum, binlerce dilde konuşabilirim, | Open Subtitles | أستطيع التحرك بأى سرعة، أستطيع التحدث بألف لغة |
Su eklediğiniz zaman şişerek hacmini belki de bin katına kadar arttırabilen özel bir madde. | TED | إنها نوع خاص من المواد، فعندما تقوم بإضافة الماء، تنتفخ بصورة هائلة، ربما أكثر من حجمها بألف مرة. |
Cep telefonunuzdaki bilgisayar bugün milyon kat daha ucuz, milyon kat daha küçük bin kat daha güçlüdür. | TED | الحاسب في جوالك اليوم أرخص بمليون مرة أصغر بمليون مرة أقوى بألف مرة |
Bu minyatür resimlerin değeri bin beş yüz sterlin mi demiştiniz? | Open Subtitles | منمنمات الصور هذة تُقدر بألف وخمسمئة جنية كما تقولين؟ |
Deniz yatağında halkalanmış bin avukata ne denir? | Open Subtitles | هل إستعنت بألف محامي متصلين ببعضهم حتى قاع المحيط ؟ |
Deniz yatağında halkalanmış bin avukata ne denir? | Open Subtitles | هل إستعنت بألف محامي متصلين ببعضهم حتى قاع المحيط ؟ |
Bu şekilde, her bir kadının ruhunda... sevmenin bin bir yolunu öğrendim. | Open Subtitles | ،تعلمت الحب بألف طريقة .كل واحدة هي درس في روح المرأة |
Saklandığı yeri biliyorum, ve yarın şafakta... bin adamla saldıracağım! | Open Subtitles | انا اعرف اين مخبأها و غدا عند الفجر سوف اهجم بألف رجل |
Saklandığı yeri biliyorum, ve yarın şafakta... bin adamla saldıracağım! | Open Subtitles | انا اعرف اين مخبأها و غدا عند الفجر سوف اهجم بألف رجل |
Daha spesifik olmak gerekirse hidrojen bombasının atom bombasından bin kat daha etkili olduğunu düşünüyorduk. | Open Subtitles | وبشكل أكثر تحديدا، أرتأينا أن تأثير القنبلة الهيدروجينية يفوق تأثير القنابل النووية بألف مرة |
...tıpkı ikinci dünya savaşında kullanılan atom bombalarının o savaşta kullanılan kimyasal bombalardan bin kat daha etkili oluşu gibi. | Open Subtitles | بالضبط مثلما كان تأثير القنابل النووية يفوق تأثير القنابل الكيميائية المستخدمة في الحرب العالمية الثانية بألف مرة |
Senin yaşadıklarının bin katından fazlasını ben yaşadım. | Open Subtitles | اضربه بألف وسيكون لديك مفهوم غامض أين أنا |
Defalarca geri gelsem bile yine de bin bir şekilde ölmesini izleyeceğim. | Open Subtitles | يمكنني أن أرجع ألف مرة. واشاهدها تموت بألف طريق. |
Sen ve ekibinin aylık masrafları için bin dolarla başlamama ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك إذا بدأت بألف دولار في الشهر لكل منكم زائد النفقات الشخصية؟ |
binlerce kez bunu yapmak istedim. Ama cesaret edemedim. | Open Subtitles | ولديّ من الأسباب ما يفوق بألف مرة أسبابه لأفعل هذا الفعل الشنيع |
Beni tanırsın, hayatım çok hızlı. Her gün binlerce insanla tanışıyorum. | Open Subtitles | أجتمع بألف شخص جديد كلّ يوم، إضافة إلى، دعينا نواجهه |
Altıgen Asa, binlerce hamle.. Gizemli! | Open Subtitles | وانت ياعضو السداسي حركاتك بألف حركة ، جيد |
Moombata'nun, Adabbu'yu yenmesi için bir binlik koydum. | Open Subtitles | لقد راهنت بألف على (مامباتو) ليتغلب على (أدابيو) |
Bayım bu sabah kafamda aylık 1000 dolarlık bir bütçeyle uyandım. | Open Subtitles | سيدي، استيقظت هذا الصباح راسماً في ذهني ميزانية بألف دولار شهرياً |