Ve üzüntümü senin durumuna yönlendirdiğimin farkında olmadığımı sanma. | Open Subtitles | ولا تعتقدي بأنني لستُ مدركة بأنني اخطط لازعاجها حول ذلك على حالتك |
- Özel birisin ondan. - Özel olmadığımı sürekli tekrarlıyorum! | Open Subtitles | لأنكِ خاصة - أستمر في إخبارك، بأنني لستُ كذلك - |
Odanın dönmesi, saatin tik-taklaması ve iç sesimin yeteri kadar iyi olmadığımı söylemesi. | Open Subtitles | الغرفة تدور والساعة تدق وأسمع صوتي الداخلي يخبرني بأنني لستُ جيّدة كفاية |
Bu birliğe komuta etmeye uygun olmadığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | أشعر فقط بأنني لستُ كُفأً لأقود المجموعة بعد الأن. |
Testin, Fedakarlık'tan olmadığımı söylemesinden ve ailemden ayrılmam gerektiğini söylemesinden çok korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى أن يُخبرونني بأنني لستُ من الـ"متطوعين" وحينها يجب أن أترك عائلتي. |
Peki onun istediğinin ben olmadığımı biliyorken o benim kim olduğumu öğrenirse? | Open Subtitles | لكن ماذا لو يعرف من أكون عندما أدرك بأنني لستُ تلك التي يخال أن يريدها؟ |
- Güvende olmadığımı ele aldığımız ilmek davasının daha büyük bir şeyin test koşuları olduğu benim ve muhtemelen hepimizin kullanıldığı ve bir şeyler ters giderse tehlikeye girebileceğimizi. | Open Subtitles | بأنني لستُ بامان بأن قضايا الخياطه التي نتعامل معها هي اختبارات جاريه لشيء أكبر وبأنه أنا و محتمل جميعنا يتم استغلالنا |
Ve o toplantıya katılmamın tek sebebi seni korumakken, bana senin kadar iyi olmadığımı söylemeni uygun bulmuyorum. | Open Subtitles | ولا أقدّر بأن تُخبرني بأنني لستُ جيّدة مثلك عندما كان سببُ ذلك الوحيد بأنني كُنتُ بذلك الإجتماعِ أصلاً |
Cücenin teki çıkıp geliyor ve ve benim Dulcinea olmadığımı söylüyor. Sen de ona inanıyorsun! | Open Subtitles | مجرد قزم مغفل يأتي ليخبرك بأنني لستُ حبيبتك "دولسينيا" و تصدِّقه ؟ |
Sadece kötü biri olmadığımı bilmeni istedim. | Open Subtitles | أريدكَ أن تعلم بأنني لستُ الشرير هنا |
Sonunda davul sesi olmadığımı anladın mı? - Aynen. | Open Subtitles | أدركت أخيراً بأنني لستُ طبلة الموسيقى؟ |
Sonra öyle olmadığımı anladım. | Open Subtitles | .. و بعدها اكتشفتُ بأنني لستُ كذلك |
Kanser olmadığımı diledim. | Open Subtitles | أتمنى بأنني لستُ مصاباً بالسرطان |
Ve benim saftirik olmadığımı bilmelisin. | Open Subtitles | و يجب أن تعرف بأنني لستُ ضعيفة الشخصيه |
Orada olmadığımı fark eden oldu mu? | Open Subtitles | ألاحظَ أحدٌ بأنني لستُ متواجدة هنالك؟ |
Her fırsatta yalnız olmadığımı hatırlattı. | Open Subtitles | أستمر بتذكيري بأنني لستُ وحيدة |
Şehir insanı falan olmadığımı söyleyeyim dedim. | Open Subtitles | أُعلمك بأنني لستُ فتاة مدنيه أو أي شئ |
Burada terapistin ben olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعرفُ بأنني لستُ الطبيب النفسيّ هنا، |
Çünkü ben de mükemmel olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | لأنني أعرف بأنني لستُ مثالية. |
Ve yalnız olmadığımı bilmek | Open Subtitles | و إدراك بأنني لستُ وحيدة |