Benim de zor günlerim oldu ama hiç onun mükemmel olduğunu söylemedim. | Open Subtitles | نعم، حَسناً، كَانَ عِنْدي أيامُ قاسيةُ وأنا مَا قُلتُ بأنّها كَانتْ مثاليةَ. |
Grip aşısı için geldi, önlem ve kontrol için kan testi yaptırdım, labaratuardan aradılar ve hamile olduğunu söylediler. | Open Subtitles | جاءتْ في سابقةِ ل طلقة إنفلونزا، رَكضتُ لجنة دمِّ ك إجراء إحتياطي، والمختبر فقط دَعا وقالَ بأنّها كَانتْ حبلى. |
Burada buluşacağınızı ve senin... - ...nişanlın olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالتْ بأنّها كَانتْ تَجتمعُ أنت هنا وهي كَانتْ خطيبتَكِ. |
Dün burada olduğunu biliyorum, düşündüm de belki... | Open Subtitles | انا اعْرفُ بأنّها كَانتْ هنا ليلة أمس، و إعتقدَ انة َرُبَّمَا |
"On The Town"la olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | عندما كُلّ شخص يَعْرفُ بأنّها كَانتْ على البلدةِ. |
Ben hatırlatana kadar Sevgililer Günü olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | نعم، حَسناً، هي لَمْ تَعْرفْ بأنّها كَانتْ يوم الحبّ حتى ذكّرتُها، |
Saat bire kadar ofisinde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالتْ بأنّها كَانتْ في مكتبِها حتى حول واحد. |
İşler benim zamanımı çok alıyordu ve o bunun tehlikeli olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | إعملْ أبعدَني لساعاتِ طويلةِ. إعتقدتْ بأنّها كَانتْ خطرَ. |
En kötüsü şu ki; haklı olduğunu bildiği hâlde senden özür diledi. | Open Subtitles | تَعْرفُ ماذا سيئ جداً؟ إعتذرتْ إليك بالرغم من أنَّ عَرفتْ بأنّها كَانتْ صحيحةَ. |
Üç veya dört haftadır burada olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | حَسناً، أنا أَقُولُ بأنّها كَانتْ هنا ثلاثة، لَرُبَّمَا أربعة أسابيعِ. |
Bilgisayarında sorun olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالتْ بأنّها كَانتْ سَيكونُ عِنْدَها المشاكل بحاسوبِها. |
Onu atadıkları zaman, bela olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | عَرفتُ بأنّها كَانتْ مشكلةً عندما عَيّنوها. |
Plastiklerle birlikte olmanın, onlarla olmamaktan iyi olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | َرفتْ بأنّها كَانتْ الأفضل لتكو البلاستيك, حياة كريهة, ومن ثم يج تكونى فيها. |
Hiç bir zaman güzel olduğunu düşünmezdi, bu da onu daha da güzel yapardı. | Open Subtitles | هي مَا إعتقدتْ بأنّها كَانتْ جميلةَ، الذي جَعلَها الجميلة لدرجة أكبر. |
Kadının toza alerjisinin olduğunu ve hiç buraya inmediğini söyledi. | Open Subtitles | يَقُولُ بأنّها كَانتْ حسّاسةَ لتَنفيض، وهي مَا رَجعتْ هنا. |
Ava'yı sevdim çünkü doğru kız olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | حَببتُ أفا لأن إعتقدتُ بأنّها كَانتْ واحد. |
Yurtdışında olduğunu bildiğiniz halde, onun evinde ne işiniz vardı? | Open Subtitles | لماذا كُنْتَ أنت في بيتِها عندما تَعْرفُ بأنّها كَانتْ خارج البلاد؟ |
Onun şehirde olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا لَمْ أَعْرفْ حتى بأنّها كَانتْ في البلدةِ. |
Çok üzgün olduğunu ve alemler arasında sıkıştığını söyledi. | Open Subtitles | قالتْ بأنّها كَانتْ حزينةَ لأنه ماتتْ العديد مِنْ الأشخاص وحصيرت بين العوالم |
Pekâla, ilaçların çantada ve görevli bayan çantanın uçağın altında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حَسناً، هم في الحقيبةِ، والسيدة قالتْ بأنّها كَانتْ تحت الطائرةِ. |