Üsteğmen Şafağın yansıması saygılı bir şekilde itaat etmeyi reddediyor. | Open Subtitles | دع التسجيل يُظهِر أن الملازم الأول رفض أن يستجيب بإحترام |
Yani ona saygılı davranın. Her şey yolunda gidecek. | Open Subtitles | فقط تعاملوا معه بإحترام وكل الأمور ستكون على ما يرام |
Shameika, biz bir aileyiz aileler birbirlerine saygılı davranır. | Open Subtitles | شمايكا هذه عائلة والعائلة تعامل بعضها البعض بإحترام |
Dinle. Dünya'da benim geldiğim yerde, erkekler kadınlara saygıyla yaklaşır. | Open Subtitles | إستمع، على الأرض، حيث نشأت يفترض بالرجال معاملة النساء بإحترام |
Onunla oturdum, gayet ciddiyetle ve saygıyla konuştum, onun bir beyefendi olduğunu sanıyordum! | Open Subtitles | جلست معه ,كلمته بجدية بإحترام ,ظننته رجلاً محترماً |
Efendim, tüm saygımla başka birinin... yönetmesini istiyorum bu... | Open Subtitles | سيادتكِ، أطلب بإحترام استبدال الشخص المسيطر على هذه |
Çalışmasını istiyorsanız saygılı davranmanız gerekiyor. | Open Subtitles | إن أردتموها ان تعمل، عليكم ان تعاملوها بإحترام |
Bazı kültürler... et yiyen türler bile hayvanlarına bizden daha çok saygılı davranıyorlar. | Open Subtitles | أتعلمين، إن بعض الثقافات، حتى تلك التي تأكل اللحوم يعاملون حيواناتهم بإحترام أكثر منّا بكثير |
Kurbanlara ve bize saygılı davrandın. | Open Subtitles | لقد عاملت الضحايا بإحترام و عاملتنا بشكل عادل |
Burada kesinlikle yüzler var ama bunlara hiç saygılı davranılmamış. | Open Subtitles | حقيقة ثمة وجوه هنا لكنهم لن يلقوا أيّ بإحترام |
Kızlara saygılı davransınlar diye çocuklarla o kadar uğraştım ki ama kendi söylediğime kendim uymadım. | Open Subtitles | لقد كنت أعمل بجد مع الفتيان ليبدأوا بمعاملة الفتيات بإحترام لم يكن علي أن أوافق بأن تأتي بتلك الليلة |
Ve evet, evet insanlara daha saygılı davranman lazım. | Open Subtitles | و أجل، اجل، أجل، أجل،أنت بحاجة لمعاملة الناس بإحترام أكثر، |
Benden çalışmamı istiyorsan, bana saygılı davranacaksın. | Open Subtitles | إن أردتُ أن أقوم بعملي ستتعامل معي بإحترام |
Sizi içeri alacağım ve yapmanız gerekeni yapın ancak Başkan'a saygıyla yaklaşılacak. | Open Subtitles | سأحضرك،وتفعل ما يتوجب عليك فعله ولكن الرئيس سوف يُعامل بإحترام |
Esir ya da değil, silâh arkadaşlarımıza saygıyla muamele ettiğimizi bilmeniz gerek. | Open Subtitles | ...لابُد أن تعلم أننا نُعامل ضُباطنا بإحترام سواء كانوا أسرى أو لا |
Mısır vatandaşlarına saygıyla muamele edilecek ve isterlerse yeni Mitanni İmparatorluğunda yaşayabilirler. | Open Subtitles | سوف يتم التعامل مع مواطني مصر بإحترام وسوف يسمح لهم البقاء خلال إمبراطورية الميتاني الجديده |
Diğer şeylerin yanında, onurlandırmak, anne babanı saygıyla dinlemek ve dediklerini uygulamak anlamına gelir. | Open Subtitles | الإكرام يعني الإستماع بإحترام لنصيحة الوالدين بالإضافة إلى أشياء أخرى |
Ama sonunda sana bir polis gibi saygıyla davranmaya karar verdik. | Open Subtitles | ولكن فنهايه قررنا أن نعاملك بإحترام كشرطيه |
- Tüm saygımla, General, Sanırım, Albay haklı. - "Evet, ne var? Daha önce işe yaradı." | Open Subtitles | بإحترام جنرال أعتقد انه صحيح نعم،بحق الجحيم ؟ |
Sırları olmayan bir adam ve fikirlerine büyük Saygı duyduğum biri. | Open Subtitles | ..شخص ليس لديه أسرار ورجلاً يحظى رأيه بإحترام كبير بالنسبة لى |
Kendisinden Saygı ve Hürmetle bahsettiğimi duymuşsunuzdur. Teşekkürler. | Open Subtitles | ربما قد سمعوتني و أنا أتحدث عنها بإحترام و تقدير، شكرا جزيلا |
ve bunların dışında hepsi sanki şey gibiydi... kibar bir şekilde yani çok şaşırdım. | Open Subtitles | فوق هذا ، كانوا يُعاملوننا طيلة تلك الفترة بإحترام وذلك أثارالشكوك لديّ |
Bütün gece Clifton'un bitmemiş denklemini çözerek annemin saygısını kazanmaya çalıştık. | Open Subtitles | نحن مستيقظين طوال الليل محاولين أن نحظى بإحترام والدتي بحل معادلة كليفتون الغير منتهية |