Ama patent yasası hakkında hiçbir şey bilmiyordum ve ilk James Cameron icat etmiş gibi lanse edildi. | Open Subtitles | وتبين أن "جيمس كاميرون" قام بإختراعها أولاً. |
Onun icat edildiğini biliyor musun? | Open Subtitles | ألم تعلم بإختراعها بعد ؟ |
Bu yalnızca bizim icat ettiğimiz oyunun bir parçası ama yine de milyarlarca insanın refahı bu sebeple tehlike altında. | Open Subtitles | و التي لا وجود لها أصلاً في الواقع المادي. إنها مجرد جزء من اللعبة التي قمنا نحن بإختراعها... ومع ذلك فإن إستقرار بلايين الأفراد |
Bu kadın senin yarattığın bir yük çünkü... | Open Subtitles | هذه الإمرأه هي مصدر موثوق أنت قمت بإختراعها لماذا؟ |
Bu bağlamda, senin yarattığın Büyük Curtis İhtilali tam bir başyapıttı. | Open Subtitles | ومن هذا المنطلق،فإن ثورة (كيرتس) العظيمة التي قمت بإختراعها كانت تحفةً فنيةً بحق. |
Subay Etkinlik Eğitim Raporu'nun esasında resmi belgelerde hiç bulunmadığı ve notlardaki bu yanlış kısaltmayı açıklamak için bu tabiri senin yarattığın doğru değil mi Mary? | Open Subtitles | أوليس صحيحاً (ماري) أن "تقرير فاعلية التدريب للضابط" لاتظهر في أي من السمتندات الرسمية وأن هذه العبارة قمت بإختراعها لتفسير هذا الاختصار الخاطئ في مذكراتك؟ |