"بائس" - Traduction Arabe en Turc

    • sefil
        
    • zavallı
        
    • perişan
        
    • berbat
        
    • çaresiz
        
    • acınası
        
    • umutsuz
        
    • mutsuz
        
    • boktan
        
    • kötü
        
    • üzgün
        
    • halde
        
    • mutsuzum
        
    Evet, hırsının kurbanı sefil bir cimri olmadan önce. Kimse mükemmel değildir. Open Subtitles نعم، هذا قبل ان تصبح بخيل بائس يستهلكه الطمع
    Golic, sadece başka bir sefil, acınacak bir alçak herif, bizim gibi. Open Subtitles جوليك مجرد رجل فقير بائس يعانى من الأوغاد مثلى ومثلكم
    "Bir başka zavallı performans sonrası perde kapandı" diyelim sadece. Open Subtitles دعنا نقول ان الستارة قد اُسدلت على أداء آخر بائس
    Sana hizmet eden köleden daha aşağıyım. perişan bir serseri. Bir hırsız. Open Subtitles أنا أقل من العبد الذى يخدمك أنا لص منبوذ بائس
    Görüyor musun, kedicik, ne berbat bir şair oldum. Open Subtitles أترين أيها القطة يالي من شاعر بائس أنا الأن
    Kendine güvenen, çaresiz bir romantigin yapacagini yaptim. Open Subtitles فعلت ما كان سيفعله اى شخص يحترم نفسه بائس رومانسى
    Mahremiyetim yok ve cansız gözleriyle beni izleyip duruyorlar. acınası durumdayım. Open Subtitles لا يوجد لدي أي خصوصية ويحملقون إلى بعيناهم البائسة، أنا بائس.
    Öyle görünmeyebilir ama kocam umutsuz bir kadın avcısıdır. Open Subtitles هذا مالا يبدو عليه، لكن زوجي ملاحق نساء بائس
    O, herkesin hayatını zehir etmek isteyen sefil bir adam. Open Subtitles لكنّي رُفِضّتُ بقسوة إنه رجلٌ صغير بائس يُريد أن يجعل الجميع بؤساء أيضاً
    - sefil dünyanın durumu bu. - Olmak zorunda değil. Open Subtitles ـ هكذا هو العالم, دائما بائس ـ يمكنه ألا يكون كذلك
    - sefil dünyanın durumu bu. - Olmak zorunda değil. Open Subtitles ـ هكذا هو العالم, دائما بائس ـ يمكنه ألا يكون كذلك
    Bunun nedeni sefil, huysuz bir seçkin olmam ve bence mahsuru yok. Open Subtitles لأني بائس وحاد الطباع وذالك جيد بالنسبه لي
    Yerlerde sürünen zavallı bir memur. Open Subtitles موظف صغير بائس يزحف إلى هنا على يديه وركبيته متوسلاً لطلب المساعدة
    Yerlerde sürünen zavallı bir memur. Open Subtitles موظف صغير بائس يزحف إلى هنا على يديه وركبيته متوسلاً لطلب المساعدة
    zavallı seri katili kurtarmak için fazla mesai yapıyoruz. Open Subtitles لا شيء مثل الوَضْع في بَعْض الوقت الإضافي لتَوفير قاتل محترف بائس
    Haklıydın, beni perişan ediyor. Open Subtitles لِماذا؟ أنت كُنْتَ صحيح. هو يَجْعلُني بائس.
    perişan durumdayım. Değersizim. Sen de öyle hissediyorsun, değil mi? Open Subtitles أنا بائس ، بلا فائدة أنت تشعر بهذا، أليس كذلك ؟
    Lütfen, Richard, dikkatini ver. Dışarı çıkamayız. Dışarısı berbat durumda. Open Subtitles أرجوك ياريتشارد أعرني أنتباهك نحن لا نستطيع الخروج فالطقس بائس بالخارج
    Ve boşlukta kaybolan çaresiz bir teselli yakarışı. Open Subtitles وإلتماس بائس من التعزيه التى تضيع في الفراغ
    Her acınası günden sonra kendimizi daha kıstırılmış bulduk. TED وجدنا أنفسنا أقل عددا يوما بعد كل يوم بائس.
    O kadar umutsuz ki, sadece benimle olmaktan dahi mutlu olan biri. Open Subtitles أحد ما يمتنّ لمجرد التواجد معي لأنه بائس للغاية
    mutsuz bir pislik. Artık yaşamak istemediğini söyledi. Open Subtitles مجرد رجل بائس قال أنه لا يرغب في العيش بعد الآن
    Bu boktan kasaba için bile berbat bir kulübe! Open Subtitles كوخ بائس حتى بالنسبة لمكان قميء مثل هذه البلدة
    Aşk beni arındırmıştı, çirkin veya kötü her türlü basitlikten. Open Subtitles الحب نقّاني من كل شيء مما هو وضيع أو بائس
    Yani okuldan her geldiğinde seni sefil ve üzgün şekilde görüyor ve beni suçluyor. Open Subtitles في كل مرة تأتي هي من المدرسة تراك بائس ومكتئب .وتلومني أعرف أنها تلومني
    Bişekilde kendinden kurtulsan bile, hep sefil bi halde olucaksın, George. Open Subtitles مالم تستطيع بطريقة او بأخرى ان تتخلص من هذا سوف تكون بائس دائما , يا جورج
    Yeterince mutsuzum zaten. Open Subtitles إني بائس بما يكفي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus