| Sağ avuç içindeki barut tortuları polise ateş ettiği 22 kalibrelik tabancadan bulaşmış. | Open Subtitles | أثر بارود الرصاص من الذراع اليمنى يعود لعيار 22 الذي أطلقه على الشرطة |
| Sadece 10 yaşındaydık ama bunların barut yapmaya yaradığını biliyorduk. | TED | وقد كنا ابناء 10 اعوام وكنا قد قررنا ان نصنع بارود البندقيات |
| Erkek kardeşim barut yaptığımızı duydu. | TED | حسناً , سمع أخي اننا صنعنا بارود قنابل .. |
| Eğer onlara da barut yapmazsak bizi pataklayacaklarını söylediler. | TED | وقالوا لنا أنهم سيشبعونا ضرباً اذ لم نصنع لهم بارود قنابل |
| Alayında ona Teğmen barut denilirmiş. | Open Subtitles | لقد أُطلق عليه لقب الكابتن بارود منذ أن كان في الكتيبة |
| Haznelerinde yeterli kuru barut kaldığı ve tetiği çekecek takatleri olduğu sürece önlerine gelen kadın erkek, çoluk çocuk, herkesi öldürüyorlar. | Open Subtitles | طالما لديهم بارود كافى فى قواريرهم وقوة لسحب الزناد سيقتلوا كل رجل وامراة وطفل يواجهم |
| Elde barut izi olmayışı, ve açıkladığım kanıtlar olayın tasarlanmış olduğuna inandırdı beni. | Open Subtitles | عدم وجود بقايا بارود على اليد بالاضافة الى ما ذكرتة سابقا دعني أستنتج مسرح الجريمة تم تلفيقة |
| barut tozu veya yanık izi var mı diye görebilmemiz için. | Open Subtitles | لنرى إذا هناك أي بارود أو دليل حرق عليهم |
| Ama üzeride barut kalıntısı varsa tetikçimiz olabilir. | Open Subtitles | لكن إذا كان يوجد عليه بقايا بارود فربما يكون مطلق النار الذي نبحث عنه |
| Bu kızın ellerinde barut tozu var. | Open Subtitles | لقد كان لدى تلك الفتاه اثر بارود على يديها |
| Bu barut. İyi birşey mi, kullanabilirmiyiz? | Open Subtitles | انة بارود جيد يمكننا استخدامة اليس كذلك ؟ |
| Şerif babamın elinde barut kalıntısı bulunduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال المأمور إنه وجد آثار بارود على يد أبي |
| Parmaklarında barut kokusu olmadığını farz ederek seni ona bırakıyorum. | Open Subtitles | بفرض أنها لا تحمل بارود سلاح صغير بين أصابعها أنا أتركك لها |
| Yeni ateş edilmiş. barut kalıntısı buldum. | Open Subtitles | تمّ إطلاق الرصاص منّه مؤخرًا أجد بقايا بارود عليه |
| Ama yaranın çevresinde beneklenme ya da barut yanığı göremiyorum. | Open Subtitles | عدا أنني لم أعثر على أية أثر تنقيط أو حروق بارود على الجثّة |
| Kesiklerin üzerinde barut bulunuyor. Hiç kimse fark etmedi mi? | Open Subtitles | أنت تعرف أنه كان يوجد بارود في جروح الطعنات ألم يلاحظ أحد آخر ذلك؟ |
| Suçla Mücadele, montunda barut kalıntıları bulmuştu. | Open Subtitles | وحدة الجرائم وجدت فعلاً بقايا بارود على معطفه. |
| Çünkü üzerinde barut artığı, kan ve olay yerinden toprak örneği arayacağız. | Open Subtitles | لأننا نبحث عن آثار بارود دماء و أوساخ من مسرح الجريمة |
| - ...tabii barutumuz kalmış olsaydı. | Open Subtitles | إن كان لدينا أي بارود متبقي |
| - barutu dışarı çıkarıp diğer askerî depoları da bulabilirsiniz. | Open Subtitles | قم بالإستيلاء على أي بارود و أي مخزون عسكري آخر تجده حسناً |
| Barutun içinde ayrışacak biçimde tasarlanmış ve parça tesirli etkisi var. | Open Subtitles | مصمَمة لتتفتت إلى بارود وشظايا عند الإطلاق. |
| Savaş zamanı düşmana karşı kralın barutunu koruyamamak ceza gerektiren bir suçtur ve bu suç güherçile için de geçerlidir. | Open Subtitles | بوقت الحرب، فشل محاولة تأمين بارود الملِك ضد العدو يعد جريمة جنائية، ونفس الشيء ينطبق على الملح الصخري |
| - İki fıçı barutları var. Silahlar da ayrı hikaye. | Open Subtitles | هناك صندوقى بارود فى الغرفة الخلفية بخلاف البنادق |
| Karabarut. | Open Subtitles | بارود. |
| - Adlarımızı değiştiririz. Kaptan Gunpowder adını almam bana ne kadar zamana mal oldu biliyor musun sen? | Open Subtitles | أتعلم كم استغرقني من الوقت لآتي باسم الكابتن "بارود" ؟ |
| Her çakmak kutusundan yaklaşık 20 fünye patlatabileceğiz. | Open Subtitles | جيد وينبغي أن تكون قادرة على تفجير حوالي 20 صاعق من كل برميل بارود. |