Riccardo'nun bir an önce dönmesini bekliyorum. | Open Subtitles | نتمنى من ريكاردو ان يعود لها باسرع وقت ممكن |
Afganistan'dan bir an önce çıkmamızı istiyorum. | Open Subtitles | اريد الخروج من افغانستان باسرع وقت |
Evet, Afrika Birliği'ne sorunu bir an önce çözmeleri için çağrıda bulunmaya karar verdiler. | Open Subtitles | اجل اتفقوا ان يلحوا على الاتحاد الافريقي... ...لحل الاشكال باسرع وقت |
Mümkün olduğunca çabuk veriye ihtiyacımız olacak. Bu adam kim? | Open Subtitles | نريد استخراج المعلومات من هذا الصندوق باسرع وقت ممكن من هذا الشخص ؟ |
Senden Bronco'yu mümkün olduğunca çabuk satmanı istiyorum. Sadece benim payımı ver. | Open Subtitles | واريدك ان تبيعي السيارة باسرع وقت ممكن |
Onları en kısa zamanda yakalamalısın. | Open Subtitles | هذا يعني أنك يجب أن تمسك بهم باسرع وقت ممكن |
Earl, Dan ile teslimatı en kısa sürede yeniden dolduracaksınız. | Open Subtitles | ايرل , انت ودان ستقومون باعادة الطلب باسرع وقت ممكن |
Elimden geldiğince çabuk geldim Sayın Başkan. Merhaba Lynne. | Open Subtitles | لقد جئت باسرع وقت اهلا لين |
Olabildiğince çabuk onları bulup bana verebilirseniz sevinirim. | Open Subtitles | احب ان تجدهم وتسلمهم لي باسرع وقت ,من فضلك |
O yüzden bir an önce buraya gel. | Open Subtitles | لذا ارجعي للمنزل باسرع وقت ممكن |
Yarın. En uygunu bir an önce orada olmam. | Open Subtitles | غداً ، يفضل أن أذهب باسرع وقت |
Söylediğim gibi, bir an önce olup bitsin. | Open Subtitles | وكما قلت، باسرع وقت ممكن |
Ve Penguen'a bir an önce birkaç sayfa göndermelisin. | Open Subtitles | بعد ذلك عليك كتابة بعض الصفحات لـ(بينجين) باسرع وقت |
Bir an önce oraya yolluyoruz. | Open Subtitles | سنرسلها لكم باسرع وقت ممكن |
"Hadi gidelim" derken, mümkün olduğunca çabuk gidelim çünkü takip ediliyor olabiliriz gibi mi demek istedin? | Open Subtitles | "دعونا نذهب" كاننا يجب أن نخرج من هنا باسرع وقت كما لو كنا نطارد؟ |
Mümkün olduğunca çabuk indir uçağı... | Open Subtitles | اهبط بالطائرة باسرع وقت |
Kurz, mümkün olduğunca çabuk geldik. | Open Subtitles | (كرز) لقد وصلنا الى هنا باسرع وقت ممكن |
Bu aralar önemli. Mümkün olan en kısa zamanda önemli olacak. | TED | فهي تهم الان , فهي مهمة باسرع وقت ممكن |
Ona mümkün olan en kısa zamanda bana telefon etmesini söyler misiniz. | Open Subtitles | اخبره ان يتصل بى باسرع وقت ممكن |
Mesajlarıma cevap vermedim, bende gezimin geri kalanını iptal ettim, en kısa sürede geldim. | Open Subtitles | لم تردي على اي من رسائلي لذا الغيت ماتبقى من الرحله وحضرت الى هنا باسرع وقت |
Elimden geldiğince çabuk döneceğim! Dönsen iyi olur! | Open Subtitles | ساحاول العوده باسرع وقت |
Olabildiğince çabuk gelmeni istiyorum. | Open Subtitles | احتاج ان تأتي لهنا باسرع وقت ممكن |