Dedektif Vitello federalleri aramayı ve cinayetimizi örtbas etmeyi kendine sorumluluk edinmiş. | Open Subtitles | المحقق فيتالو من نفسه قام بالاتصال بالمباحث الفيدرالية وأمرهم بالدخول لجريمة القتل |
Mahkeme şehirdeki herkesi arayıp tele pazarlama hilem için özür dilememi istedi. | Open Subtitles | أمرتني المحكمة بالاتصال بكل أهل البلدة، للاعتذار عن الاحتيال الذي قمت به. |
Yine de, o yaşlardayken kim eve telefon etmek ister ki? | Open Subtitles | لكن من ذا الذي يبالي بالاتصال بأهله في هذه السن ؟ |
Birkaç hafta önce beni aradı. | TED | وانتهى به الأمر بالاتصال بي منذ عدة أسابيع |
Garcia, zanlı o akşamdan önce kurbanları kullan at telefonda aramış mı? | Open Subtitles | غارسيا,هل قام الجاني بالاتصال بالضحايا من الهاتف القابل للرمي قبل تلك الليلة؟ |
Mahallelere afişler astılar, ailelerine ve arkadaşlarına karvitizler dağıttılar, çok geçmeden, müşteriler aramaya başladı. | TED | و قمن بتوزيع الملصقات في كافة الأحياء وأعطين بطاقات عمل لعائلاتهن وأصدقائهن، و خلال فترة وجيزة بدأ الزبائن بالاتصال. |
Ama şundan emin olabilirsin ki Nash'i arayacağım ve bunları ona anlatacağım. | Open Subtitles | ولكن بدون شك لعين تستطيع ان تصدق بأني سأقوم بالاتصال بناش و سأقوم بإخبارها |
911 i aradın ama neden aradığını hatırlamıyor musun? | Open Subtitles | قمت بالاتصال بالطوارئ ، لكنك لا تتذكر لماذا؟ |
Evet, ben de Sürücü Derneğini aramayı düşünüyordum. | Open Subtitles | نعم , كنت افكر بالاتصال بخدمة السحب لاحقا او شيء اخر |
Çok önemli işlerimizi bile hallediyorlar, doğum gününde annemizi aramayı hatırlatmak, çocuklarımızı büyütmek, binalar inşa etmek, veya sağlığımızın iyiliğinden emin olmak gibi. | Open Subtitles | انهم يقومون باشياء فى منتهى الاهمية مثل .. تذكيرنا بالاتصال فى عيد ميلاد الام |
Ve bu işe yaramazsa da oğlunun ismini öğrendim, onu arayıp oğlunun bir kaza geçirdiğini ve hastaneye gelmesi gerektiğini söyleyip burada imzalatacağım. | Open Subtitles | وإذا لم ينجح هذا, فقد وجدت للتو اسم طفله لذا سأقوم بالاتصال به, وأتظاهر بأنه وقع في حادثة وأخبره ان عليه المجيء للمشفى |
Annem, babam beni sürekli arayıp oraya çağırıyorlar. | Open Subtitles | حَسناً، أُمّي وأَبّي مستمران بالاتصال بي، يطلبان مني الذهاب لرؤيتهم. |
Ama bir dahakine önce bir telefon edersen memnun olurum. | Open Subtitles | ولكن في المستقبل سأكون ممتناً لو أنك قمت بالاتصال بي |
Taylor'ı aradı, bu 10 dakika sürdü. | TED | وقام بالاتصال به ودامت المتحادثة 10 دقائق |
Aradığınız ilk kişi kocanızsa, başka birini daha aramış olmalısınız. | Open Subtitles | هل فكرت بالاتصال بزوجك اولا ، ام كان هناك شخص آخر. |
Dinle, eğer bir şeye ihtiyacın olursa beni aramaya tereddüt etme. | Open Subtitles | انصت، إذا أحتجت لشيء، فلا تتردّد بالاتصال بي. |
Şimdi, senin yapabileceğin en iyi şey otele dönüp, her şeyi temizlemek, ve bir şey olursa, ben seni arayacağım. | Open Subtitles | هو العودة الى الفندق للتنظيف واشياء أخرى, وسأقوم بالاتصال بكِ ان طرأ اي جديد. أوعدك. |
O zaman doğru yeri aradın. O, benim. | Open Subtitles | حسناً , لقد قمتِ بالاتصال الصحيح انها أنا |
Bu yüzden avukatını aradım ve sana iyi haberlerim var. | Open Subtitles | لِذا سمحتُ لنفسي بالاتصال بمُحاميك و لديَ أخبار جيدَة |
Belki de onu sürekli aramak zorunda hissediyordu kendini... öğle yemekleri ayarlamak, onu takip etmek. | Open Subtitles | ربما عليه الاستمرار بالاتصال بها عليه ترتيب مواعيد الغذاء ان يبدو انه يلاحقها لو كان |
Hemen temasa geçin yada seyahat acentenizi ayarın. | Open Subtitles | قوموا بالاتصال بنا اليوم أو راجعوا وكيلكم السياحي. |
Buradaki uydular dünyanın dönüşü sırasında aynı yerde kalırlar ve televizyon yayını, iletişim gibi şeyleri mümkün kılar. | TED | حيث تبقى الأقمار في مدار ثابت حول الأرض أثناء دورانها، وهو ما يسمح بالاتصال ونقل البث التلفزيوني. |
Restaurant'ları arar ve menüdeki her şeyi sipariş ederdi. | Open Subtitles | وبدأ ايضا بالاتصال بالمطاعم وطلب كل الوجبات المتوفرة لديهم |
10 dakika önce bir telefon kulübesinden haber verdi. | Open Subtitles | هذا تقرير وصل بالاتصال منذ 10 دقائق من كشك هاتف |
Böylece o zamandan beri, bir yere gitmeden önce, FBI'ı ararım. | TED | ومنذ ذلك الحين، وقبل سفري لأي مكان، أقوم بالاتصال بمكتب التحقيق الفيدرالي. |