Siz sahadayken ihtiyaçlarınızı benim üzerimden koordine ederdi. | Open Subtitles | عندما كنت أنتم في الخارج كانت تقوم بالتنسيق احتياجاتك تجعل ذلك منطقيا |
Bu, devletin en yüksek mertebelerinden gelen destekle yapılan koordine askeri bir çabaydı. | Open Subtitles | بالتنسيق مع القوى العسكرية بالدعم من أعلى المستويات في الحكومة |
Kim koordine ediyor Orada hava varlıklar? | Open Subtitles | -من الذي يقوم بالتنسيق مع الأمداد الجوي؟ |
Envanter problemleri var ve koordinasyonu ben sağlıyorum, yarın yapsak? | Open Subtitles | ،و أوَتعلمين، أنا من يقوم بالتنسيق هُناك لذا، ربّما غداً؟ |
Kraliyet Donanması, ABD ve NATO arasındaki koordinasyonu sağlarım. | Open Subtitles | فقط أقوم بالتنسيق بين القوات البحرية الملكية، والبحرية الأمريكية و قوات حلف الشمال الأطلسي. |
Bir an önce BM'ye dönebilmeniz için CTU ile bağlantıya geçeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بالتنسيق مع وحدة مكافحة الإرهاب لكي تعود إلى مقر الأمم المتحدة بأسرع ما يمكن |
Bütün hedef bölgelerindeki ilk müdahale ekipleriyle işbirliği yap. | Open Subtitles | قم بالتنسيق مع المعنيين فى كل المناطق المستهدفة |
Bir Playboy kanalıyla koordine bir şekilde bir foto modelin hayatı... | Open Subtitles | سنقوم بالتنسيق مع المصور الخاص بك |
Yerel polisle ve diğer yetkililerle koordine halindeyiz. | Open Subtitles | سنقوم بالتنسيق مع الشرطة المحلية |
Seni çok ilgilendiriyorsa Vasquez, koordine ediyorum. | Open Subtitles | حسنٌ, إذا كان هذا من شأنك -فأنا أقوم بالتنسيق |
Gredenko operasyonunu burada koordine ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نقوم بالتنسيق لعملية (جريدنكو) من هنا |
Şimdi, Granham senden güney ve doğu bölgelerini koordine etmeni istiyorum. | Open Subtitles | (غراهام) ، أريدك أن تقوم بالتنسيق بين الأحياء الشرقية والحنوبية |
Matt ve Riley'nin orada olmaması ihtimaline karşı burada kalıp koordine edeceğim. | Open Subtitles | (في حالة ما إذا ، (مات) و (رايلي لم يكونوا هناك . سأبقى هنا و أقوم بالتنسيق |
Şu an CTU Jack'e destek vermeyi koordine ediyorlar çünkü bu adamın onları Fayed'e götereceğine inanıyorlar. | Open Subtitles | الوحدة تقوم الآن بالتنسيق لدعم (جاك) لأنهم يعتقدون أن هذا الرجل... سيقودهم إلى موقع (فايد). |
Casey, sen Hava Kuvvetleri'ni koordine ederken Bay Bartowski de hayalci planını uygulasın. | Open Subtitles | قم بالتنسيق مع القوات الجوية) (في أثناء ذلك... يكون السيد (بارتوسكي يسعى الى ايجاد خطة للطوارئ |
Tamam, ben NYPD ile koordinasyonu sağlarım. | Open Subtitles | حسنا، سأقوم بالتنسيق مع شرطة نيويورك |
Güzel, Polis Birimi ile koordinasyonu sağla. | Open Subtitles | قومي بالتنسيق مع شرطة العاصمة |
Mann, Gizli Servis ile bağlantıya geçip toplantı yerini değiştirtti. | Open Subtitles | هوليز مان تقوم بالتنسيق مع الخدمه السريه |
Bir sıkıntı çıkarsa sizinle bağlantıya geçeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بالتنسيق معك إن جدّ شيئًا |
Ajanımızı sahadan çeker, FBI'la işbirliği yapar ve hiçbir iz bırakmayız. | Open Subtitles | بوسعنا إخراج عملائنا من هنا بالتنسيق معالمباحثالفيدراليةولا نتركايآثر. |