Dinleyin, size güneyde ne olduğunu söyliyeyim. | Open Subtitles | استمعوا إلىّ، دعونى أخبركم ماذا يقع بالجنوب منّا |
güneyde bize bırakılan tepeler.. | Open Subtitles | لذلك سجب أن نبتعد عن التلال الموجودة بالجنوب |
Bilirsin, güneyde cinayeti gerçekten yanına kâr kalmış çok Şerif gördüm. | Open Subtitles | أتعلم، رأيت مأمورين بالجنوب . الّذين أفلتوا بجريمة قتل حرفيّاً |
Ekvatora doğru bir Güney doğu rotası hazırlayın, böylece Gine med-cezirine sürüklenmemiş oluruz. | Open Subtitles | وسيكون اتجاهك جنوب وجنوب غرب حسب المسار، وسنواجه بالجنوب الشرقي التيّارات الغينية |
Chaya geceleyin şehrin en güzel manzarasını görmek istediğini söyledi ben de Güney batı rıhtımının üstü olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | و هى كما أعتقد فى القطاع الواقع بالجنوب الغربى |
Tüm ekipler, şüphelinin aracını güneydeki... | Open Subtitles | لكل الفرق، لكن عثرنا علي السيارة المنشودة بالجنوب |
South Side'da karavan parkı yakınlarında. | Open Subtitles | انه بالجنوب بالقرب من منتزه القنطرة |
güneye doğru daha da uzaklaşmalısınız. | Open Subtitles | أنتم قريبون منا جداً يجب أن تكونوا بالجنوب |
O günden sonra, ne zaman güneyi düşünsem aklıma hep bu iki kadın geldi. | Open Subtitles | ،منذ ذلك اليوم فصاعدا كلما فكرت بالجنوب تتبادر هاتان المرأتان إلى ذهني |
Bataryanın güneyinde. Suda iki ölü var. | Open Subtitles | لدينا حادثة قتل بالميناء بالجنوب واثنان ميتان بالماء |
Aslında en yakın kasaba güneyde, çok uzakta. | Open Subtitles | لكن في الواقع أقرب بلدةٍ تقريبًا بالجنوب. |
güneyde düşmanla temas haberi aldık. | Open Subtitles | انتبهوا لدينا عدو اتصلوا بالجنوب |
Düşmanlarımız güneyde konuşlanmış durumdalar! | Open Subtitles | الشياطين الذين نبحث عنها تكمن بالجنوب |
güneyde biryerlerde olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | مكانٍ ما بالجنوب على ما نعتقد |
güneyde bir yerlerde olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | مكانٍ ما بالجنوب على ما نعتقد |
Pekala, güneyde Renwick, doğuda Weber, kuzeyde 143. cadde ve batıda da 55. caddeyi kapadık. | Open Subtitles | حسناً، (رينويك) بالجنوب و (ويبر) بالشرق شارع 143 بالشمال و 55 بالغرب |
Deney yapılan bu tesisler özel sermayeyle işletilmiş olup Güney'de gizli yerlerde bulunuyordu. | Open Subtitles | مواقع الاختبار مولت بشكل خاص وكانت في مناطق معزولة بالجنوب |
Güney'de en ünlü korsanlardılar. Onun etrafında dalga geçemezsiniz. | Open Subtitles | كانوا فيما مضى قراصنة رديئي السمعة بالجنوب |
Bu, onların nasıl yolculuk yaptığı ve Güney'de cinler hakkındaki... batıl inançlarla alakalı. | Open Subtitles | إنه حول الإيمان الخرافي بالجن بالجنوب. و كيف أنها تسافرّ في الهواء. |
Bu ağaçlar güneydeki her şey gibi eski. | Open Subtitles | هذه الغابة هي قديمة ككل شيء بالجنوب. |
Frank, South by Southwest'teki her şeyi ayarladım. | Open Subtitles | الجميع بالجنوب .. الجنوب الغربي |
Biraz güneye doğru ve tepenin üstünde. | Open Subtitles | انها بالجنوب وراء المرتفع |
Görünüşe göre kuzeyi ve güneyi birbirine bağlayan tek geçiş yeri, yılan geçidi denilen şu ince yol. | Open Subtitles | ...يبدو أنه الطريق الوحيد الذي يوصل الشمال بالجنوب هو تلك الأرض الرمادية " المسماة بـ" طريق الأفعى |
İnsanlardan oldukça uzak bir ev bulduğunu biliyorum ama şunu öğrenmen gerek Mason-Dixon hattının güneyinde yaşayacaksan insanlar sana bir şey verir. | Open Subtitles | ولكن عليكِ التعليم أنه إن عشت بالجنوب |