İyi ya da kötü olanları değil. Zavallı olanları. | Open Subtitles | , ليس له علاقه بالجيد والبغيض . فقط البؤساء |
Kötü değil. İyi de değil aynı zamanda. | TED | ليس بالامر السيء .. كما انه ليس بالجيد |
Ve bu dünya o kadar da iyi değil. | Open Subtitles | بالإضافة الى أن هذا العالم ليس بالجيد |
Neden insanları mutlak iyi ya da kötü olarak tanımlamaya çalışırız? | Open Subtitles | لماذا نحاول تصنيف الناس بالجيد والسيئ |
İyi kötü bir şeyler oldu işte. | Open Subtitles | لقد حدث سوائاً بالسوء او بالجيد |
Ya da bizimle işbirliği yapmazsın, ...ve kendini yarın sabahki manşetlerde bulursun, ...ki bu da hiç iyi olmaz. | Open Subtitles | أو إذا لم تتعاون معنا، سوف ينتهي بك المطاف في أخبار صحيفة "ديلي تيلغراف"، وهذا ليس بالجيد. |
Pek iyi değil. Kazanların hiçbiri çalışmıyor. | Open Subtitles | ليس بالجيد , كل الغلايات عطلت |
Ki bu iş için iyi bir şey değil. | Open Subtitles | وهو ... شيئاً ليس بالجيد في هذا المجال. |
Kendini düşünmen şuan için iyi değil! | Open Subtitles | ليس بالجيد أن تهتم بنفسك فقط |
Anladığıma göre bu iyi değil! | Open Subtitles | اعتبر هذا ليس بالجيد ؟ |
- İyi, yeterince iyi değildir dostum. | Open Subtitles | -مايرام, ليس بالجيد كفاية يا صاح |
Ufak bir sapma, iyi olmayanından. | Open Subtitles | تطور صغير، وليس بالجيد |
Ki bu iş için iyi bir şey değil. | Open Subtitles | وهو ... شيئاً ليس بالجيد في هذا المجال. |
Yeteri kadar iyi değilsin. | Open Subtitles | مستواك ليس بالجيد. |
Bu hiç de iyi değil. | Open Subtitles | هذا ليس بالجيد |
Pek de iyi değil. | Open Subtitles | ليس بالجيد |
- Pek iyi değil. | Open Subtitles | -ليس بالجيد . |