O zamana kadar benim esirimsin. Esir bir içki ister mi? | Open Subtitles | وحتى ذلك الحين , أنت سجيني هل السجين يهتم بالشراب ؟ |
Bütün gün içki içmesine, yemesine, sigara içmesine izin veriyor. | Open Subtitles | تسمح له بالشراب . وتناول اي شيء والتدخين طوال اليوم |
Bak çok beklersek, benim tatlı olduğumu düşünen ve sarılmam karşılığında içki ısmarlayan barmen gidecek, ve barmaidler gelecek. | Open Subtitles | إذا إنتظرنا أطول من اللازم فإن الساقي الذي يستلطفني و يزودني بالشراب مقابل العناق سيغادر و تحل الفتاة مكانه |
İçki içmek için erken değil mi albay? | Open Subtitles | الوقت مبكر نوعاً ما للإحتفال بالشراب أليس كذلك أيها الربان؟ |
Dansı ve içkiyi severim. Basılmış olsak da sadece yengeç yemeğe gelmedik ya. | Open Subtitles | أنا أستمتع بالشراب و الرقص، بالرغم من أنه تم الإمساك بنا، فقد أتينا فقط لنأكل سلطعون متبل. |
Ben sadece - benim için kolay, içme arzum yok ki. | Open Subtitles | ذلك سهل، فلا رغبة لي بالشراب |
Ama okyanus viski değil ben de ördek değilim içmeye devam edecek ve şansıma güveneceğim. | Open Subtitles | شرابك ليس ويسكي و أنا لست كلباً سأستمر بالشراب معتمداً على حظي |
Sana bir uçak almayı isterdim, ama şimdilik bir içkiyle başlayalım. | Open Subtitles | حسناً, أريد أن أبتاع لكِ طائرة لكن دعينا نبدأ بالشراب |
Biliyorum, beni ilgilendirmez ama üçüncü keredir herkese içki ısmarlıyorsun. | Open Subtitles | حسناً،أنا أعرف أنه ليس من شأني لكن تلك كانت المرة الثالثة التي زودت الجميع بالشراب |
Bir kaç içki içip biraz eğleniyoruz. | Open Subtitles | نخرج و نحظى بالشراب و نضحك و هذا شىء رائع |
Dün gece bir embesil gibi davrandım biraz içki, biraz güzelliğinden etkilenerek ve biraz da benim aptal gururumdan. | Open Subtitles | لقد تصرفت كمعتوه الليلة الماضية متاثرا جزء بالشراب,جزء بجمالك و جزء بكبريائى السخيف |
O hâlde kokusunu aldığım içki, tattığın ilk içkin miydi? | Open Subtitles | بالشراب الذي أشتمه إذاً هو أول من إستهلكت ؟ |
Bizi yalnızca bir sebepten dışarı çıkartırlar. İçki içirtmek için. Onlar. | Open Subtitles | يعزموننا خارجا من أجل سبب وحيد ليتمتعوا بالشراب |
Çocuklar içmek isterse, onlara izin veriyor. | Open Subtitles | يسمح لأطفاله بالشراب عندما يريدون |
Bara gelmek, sadece içmek için değil ki. | Open Subtitles | الخروج الى الحانة ليس له علاقة بالشراب |
Yine de o içkiyi içebilir miyim? | Open Subtitles | أنا حسناً، هل لي بالشراب على أية حال؟ |
Dün içkiyi fazla kaçırmışım. | Open Subtitles | لقد أفرطت بالشراب ليلة البارحة |
Yalnızca içme faslına. | Open Subtitles | فقط ما يتعلق بالشراب |
Ama okyanus viski değil ben de köpek değilim içmeye devam edecek ve şansıma güveneceğim. | Open Subtitles | شرابك ليس ويسكي و أنا لست كلباً سأستمر بالشراب معتمداً على حظي |
Geceleri alkol satış yasağı başladıktan sonra kimseye içki vermiş olmayalım diye saatlerimizi 15 dakika ileri aldık. | Open Subtitles | ما هو توقيت الحانة؟ ساعات الحانة مُقدّمة 15 دقيقة لحرصنا على ألّا نزوّد أحداً بالشراب بعد حظر التجول |
Annen içki içmene izin verir mi? | Open Subtitles | هل امك تأذن لك بالشراب ؟ |
Sorunun ne olduğunu söyleyecek misin yoksa öylece içecek misin? | Open Subtitles | هل تريد أن تخبرني ما المشكلة،أو ستحاول أن تنساه بالشراب ؟ |
Geçen sefer aradığımda sesin akşamdan kalma gibi geliyordu. | Open Subtitles | بدأت متأثراً بالشراب في آخر مرة اتصلت فيها |