Elbette, beş dakikalığına yasal olarak ölmüştüm, ama bunu gerçek aşk için yaptım. | Open Subtitles | بالطّبع كنت ميّتاً قانونياً لمدّة خمس دقائق، لكنّني فعلتها من اجل الحبّ الحقيقيّ |
Elbette vergi hukukunda mesleki hata davası yoktur. Vergi hukukunu kim takar ki? | Open Subtitles | بالطّبع ليست لديك قضيّة سوء مُمارسة في قانون الضرائب، من يهتم بقانون الضّرائب؟ |
Ve bu, Elbette, tüm insanları her zaman, genellikşe, kandırmanız mümkün değildir. | TED | و ذلك بالطّبع لأنّك لا تستطيع خداع كلّ النّاس طيلة الوقت. |
Ama gerçekte değilsin Tabii. Onlar için bir şey yapamazsın. | Open Subtitles | لكنّ, بالطّبع, لست الالــه لا يمكن أن اعمل شيئًا لهم |
Her Cumartesi sabahı kahve içmek için buluşuruz. Zamanla buluşmalar azalır Tabii. | Open Subtitles | سنتقابل كلّ صباح سبتٍ في المقهى، أقل فأقل مع مرور الوقت بالطّبع. |
Tabi ki, eğer bana yardım etmezsen, olacaklar bunun tam tersidir. | Open Subtitles | إذا لم تساعدينى بالطّبع فستكون الصّورة مختلفة كلّياً |
Elbette hakkınız var. Sessiz kalma hakkınız. | Open Subtitles | بالطّبع لديكم، عندكم الحق في التزام الصمت |
Elbette hepimizin burada birlikte yaşaması biraz sıkışık olacak. | Open Subtitles | بالطّبع سنعاني من الضّيق إن عشنا كلّنا هنا. |
Ben böyle söyleyemem efendim. Sürekliliğe Elbette ki, değer verilir. | Open Subtitles | ،حسنًا، لا يُمكنني التّحد لهذا سيّدي ،المواصلة بالطّبع سيّد، يجب أن تكون ذو قيمة |
- Elbette. | Open Subtitles | هُنالك أمرٌ أريد أن أتفحّصه قبل أن تذهبا. بالطّبع. |
Gökyüzündeki yıldızın bir gözden diğerine ıraklık açısı değişimi Elbette çok küçük. | Open Subtitles | الآن، إختلاف المنظر يحول نجمة في السماء من عين واحدة إلى أخرى بالطّبع بشكل صغير وغير ملحوظ، |
Ancak görüşüme ihtiyacı olursa, destek olsun diye hep yanındayım Elbette. | Open Subtitles | لكن سأكون هناك إذا أرادت رأيي، بالطّبع لأوفّر الدعم لها |
Yani bir öğretmen ya da bir eş olarak, bu, Elbette, her gün karşılaştığım bir sorun. | TED | مثلا كمدرّسة، و كزوجة ، هذه هي، بالطّبع ، مشكلة أواجهها يوميًّا . |
Şimdi Elbette, gelişme beş yaşında sona ermiyor. | TED | الآن بالطّبع ، النّموّ لا ينتهي في الخامسة . |
Elbette, suratının daha önce kapanmamış herhangi bir yerini kapatacak her şeyin arkasındayım. | Open Subtitles | بالطّبع, أنا أفضّل كليّاً.. أيّ شيء يغطي أجزاءً من وجهك.. لم تكن مغطّاة سابقاً! |
Elbette bir kazanan var. | Open Subtitles | دائمًا هُناك فائز. بالطّبع هُناك فائز. |
Kamuoyu yoklamalarının kaydettiği, Tabii ki, insanların düşünceleri. | TED | ما تسجّله استطلاعات الآراء هي بالطّبع آراء. |
Tabii ki, çok sorunuz olabilir. | TED | بالطّبع قد يكون لديكم العديد من الأسئلة، |
Bütün bu karışıklık ve felaketlerin arasında... ..kadın Tabii ki çektirdiği fotoğrafları unutmuş. | Open Subtitles | و في وسط الاضطراب و المصائب نسيت الأرملة أمر الصورة بالطّبع |
Tabi ki olası sebebi biliyorum. | Open Subtitles | ـ بالطّبع أعرف ما هو السبب محتمل |
Tabiki, aileyi suçlayamazsınız. | Open Subtitles | بالطّبع لا يمكن إلقاء اللّوم على الوالدين |
Fikrime ihtiyaç duyarsan Kesinlikle orada olurum. Destek olmak için. | Open Subtitles | لكن سأكون هناك إن أرادت مشورتي، بالطّبع لأدعمها |