Londra'ya kızla temas kurduğumu söyle. | Open Subtitles | أخبري لندن بأنني أصبحت على اتصال بالفتاة |
Şu yeni kızla ilgileniyormuş, adı Kohana. | Open Subtitles | ذلك الزبون كان مهتماً بالفتاة الجديدة, كوهانا. |
Tanrımızın hayata geri dönmesi için kızı hemen kurban etmeliyiz. | Open Subtitles | عند أول إشارة للحياة في إلهنا يجب أن يضحى بالفتاة |
8 gün, bir kızı yakalamak için ...yeter de artar bile. | Open Subtitles | إذا 8 أيام يجب أن تكون أكثر من اللازم للامساك بالفتاة |
Peki öyleyse neden kıza telefon edip seninle çıkmasını teklif etmiyorsun? | Open Subtitles | جيد جدا , لماذا اذاً لا تتصل بالفتاة و تطلب منها أن تخرج برفقتك ؟ |
Çünkü doğru kızın ve doğru anın ne zaman geleceğini bilemezsiniz. | Open Subtitles | لأنك لا تعرف متى ستلتقي بالفتاة المناسبة واللحظة التي ستكون مناسبة |
Önce her şeyi başlatan kızla başlayalım, olur mu? | Open Subtitles | لنبدأ بالفتاة التي كانت سبب حدوث كل هذا , هلا نفعل ؟ |
Baban, kızla ilgili doğru iz üzerindeydi. | Open Subtitles | والدك كان في المسار الصحيح فيما يتعلق بالفتاة. |
Çocuk kızla tanışıyor. Çocuk üniversiteye gidiyor bir kardeşliğe katılıyor, önüne gelen kızla yatmaya başlıyor. | Open Subtitles | الشاب يلتقي بالفتاة الشاب يذهب للجامعة , يدخل بالأخوية |
kızla, o şeyin hiçbir alâkası yok. | Open Subtitles | الشيء المتعلق بالفتاة, الذي لم يحدث ابدا. |
Dostum, dostum, evleneceğim kızla tanıştım. | Open Subtitles | يا رجل. لقد إلتقيت توآ بالفتاة التى سوف أتزوجها |
Annem doğru kızla tanıştığımda bunu hissedeceğimi söylemişti. | Open Subtitles | أمي تقول دائماً حين ألتقي بالفتاة المناسبة سأشعر بالفراشات |
Asansördeyken, sana filmlerdeki bir kızı hatırlattığımı söyledin. Kim o? | Open Subtitles | في المصعد قلت لي .أنني أذكرك بالفتاة التي في الأفلام |
Sigaraları, kaçakçılığı ama eğer kızı biryere götürdüyseniz, bunu söylemeniz şartıyla. | Open Subtitles | السجائر,التهريب هذا إن أخبرتموني أين ذهبتم بالفتاة |
Burada kızı ensesinden tutup başını eğersin, değil mi? | Open Subtitles | أ ليس بهكذا طريقة نمسك بالفتاة من عنقها من ثم تنزلها؟ |
Başka vardiyada çalışan bir kızı aradım. Yerime bakması için yalvardım. | Open Subtitles | لقد اتصلت بالفتاة التي تعمل في النوبة الأخرى لقد ترجيتها ، يمكننا الذهاب للرقص |
Metrodaki kızı düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التوقف عن التفكير بالفتاة التي في القطار |
Sonra aradım. Ama hiç bana uygun kıza rastlamadım. | Open Subtitles | حسناً ، لقد بدأت متأخراً و لم ألتقى بعد بالفتاة المناسبة |
En azından ben, böyle bir kıza rastlamadım. | Open Subtitles | على الأقلّ أنا لم التقي بالفتاة التي حلمت بها |
Bir de bir genç adam var, kızın dün gece birlikte dışarı çıkmış olması gereken. | Open Subtitles | وهناك شاب يفترض بالفتاة بأن تكون معه في الليلة الماضية |
Seni seviyorum bir Kız ile On yıl önce bir araya geldi. | Open Subtitles | هل انت واقع في الحب بالفتاة التي قابلتها منذ عشر سنوات ؟ |
Bu kızdan gerçekten hoşlandıysan flörtün doğru yol olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | إذا كنت معجب بالفتاة لااعتقد ان الغزل هو الطريقة الصحيحة |
İtiraf ediyorum, bu Belaqua kızına olan ilginizi çözmeyi başaramadım. | Open Subtitles | اعترف، بأنني متحير بإهتمامك الكثير بالفتاة بلاكوا. |
Yanlış kızlasın, benim adım Sylvia. Tamam mı? | Open Subtitles | لقد اخطأت بالفتاة اسمي (سيلفيا)، حسناً؟ |