"بالمعلومات" - Traduction Arabe en Turc

    • bilgi
        
    • bilgiyi
        
    • bilgiyle
        
    • bilgileri
        
    • bilgilendirici
        
    • bilgiye
        
    • bilgilerle
        
    • bize
        
    • haber
        
    • bilgiler
        
    Şimdi buluşalım, birlikte yemeğe çıkarız, bana yemekte bilgi verirsin. Open Subtitles لم لا نخرج لتناول العشاء؟ يمكنك تزويدي بالمعلومات خلال ذلك
    - Organizasyonda sana bilgi veren kişinin adını öğrenmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أعرف اسم الشخص في المنظمة الذي يمدك بالمعلومات
    bilgi ile şişirilmiş, ama bilgeliğe aç bir toplumda yaşıyoruz. TED نحن نعيش في مجتمع مشبع بالمعلومات ولكنه فقير للحكمة
    Eğer iyileşirse, bu adamları yıkmak için gerekli bilgiyi bize verebilir. Open Subtitles إذا أفاق , يمكنه الإثبات لنا بالمعلومات للإطاحة بهؤلاء الأشخاص للأسفل
    Tasarım çok önemlidir. Eğer bilgisayardaki dijital bilgiyle başlıyorsanız, bu dijital bilginin gerçekten hatasız olması gerekir. TED التصميم مهم، وإذا بدأت بالمعلومات الرقمية على الكمبيوتر، فان تلك المعلومات الرقمية يجب أن تكون دقيقة حقاً.
    Ayrıca anlaşılmaz olan şeyler vardı, ki bunlar bana kitap yazarken yardım eden bilgileri getirirlerdi. TED هناك ايضا اشياء ,غريبة قليلا, التي تمدني بالمعلومات التي تساعدني في كتابة كتابي
    NASA bunu kendisinden destek istediği samimi, dürüst ve bilgilendirici vatandaşlara borçludur. Open Subtitles ناسا مُدينَه للمواطنين ممن كان يطلب الدعم لتكون صريحة, وصادقة, وغنية بالمعلومات
    Bir kıvrımın daha çok bilgi tutabileceği bilgisi nereden geliyor? bu arada bebeğin beyin gelişimini izliyorsunuz -- TED فمن اين يأتي الذكاء و معرفة كيفية الاحتفاظ بالمعلومات و تخزينها وعليه نحن اليوم نراقب نمو أدمغة الاجنة
    bilgi üretimine yiyeceklerinki gibi bakmaya başladım ve "Yani biz bilgi avcı-toplayıcılarıydık." TED لذا نظرت إلى التثقّف بالمعلومات كما لو كانت غذاء والقول،فنحن كنّا صيادين جامعين للمعلومات.
    Yalnızca bilgi ve birikimleri paylaşmanın ötesine geçebilir miydik? TED هل يمكن أن نتجاوز مجرد التشارك بالمعلومات والمعرفة؟
    Esnaflara yerel ve ulusal destek merkezlerinden bilgi çantaları veriyoruz. TED زودنا الحرفيين بالمعلومات من خدمات الدعامة الوطنية والأهلية.
    (Gülüşmeler) İnsanlar aşırı bilgi çağında yaşadığımızı söylüyor, değil mi? TED الناس يقولون أننا نعيش في عصر مليء بالمعلومات الزائدة.
    İnsanlara kendilerini bilgilendirebileceği bilgi araçlarını verme zamanı. TED حان الوقت بأن نوفر للناس أدوات للمعرفة حيث تمكنهم من تزويد أنفسهم بالمعلومات.
    İnsani yardım dünyası için bu veri insanları fakirlikten nasıl kurtarabileceğinizle ilgili bilgi sağlar. TED للعالم الإنساني، هذا يزوّد بالمعلومات عن كيفية إخراج الناس من براثن الفقر.
    Sana bilgiyi ben buldum. Yapma. Tamamen kayıt dışı olacak. Open Subtitles فأنا من أتاكِ بالمعلومات بالله عليكِ، لن أذكركِ مصدرًا لذلك
    Yine de, ihtiyacımız olan istihbari bilgiyi sağlayabilecek bir hareket şekli var. Open Subtitles على اي حال ذلك هو عملهم الذي قد يأتينا بالمعلومات التي نحتاجها
    Beynimizde bize istediğimiz bilgiyi veren büyülü bir şey yok. TED لا نملك تلك الشريحة السحرية في عقولنا والتي تزودنا بالمعلومات التي نريدها
    Elimizdeki bilgiyle elimizden geleni yaptık. Open Subtitles فعلنا ما بوسعنا بالمعلومات التي كانت بحوزتنا
    Az bir bilgiyle yapabildiklerimi görsen şaşırırdın. Open Subtitles ستتفاجأ بما يمكنني فعله بالمعلومات الصغيرة
    Interneti düşünürüz. Internet sayesinde taşınan bilgileri düşünürüz. TED نفكر بالإنترنت. نفكر بالمعلومات التي تمر عبر الإنترنت.
    Uzun süredir bu kadar bilgilendirici bir yemek yememiştim. Open Subtitles حسناً، أيها الشاب، لم أحظى بوجبة غنية بالمعلومات كهذه منذ وقتٍ طويل
    Bir milyar kişinin, mobil telekomünikasyonların onları bilgiye ulaştırdıkları gibi, fiziksel mallara da ulaştırdığını düşünün. TED تخيل مليار شخص متصل بالبضائع الملموسة بنفس الطريقة التي ربطتهم بها الاتصالات المتنقلة بالمعلومات.
    Görsel korteks: ışığı, görsellere çevirirken kör noktaları, çevredeki diğer bilgilerle dolduruyor. TED عندما تعالج الباحة البصرية الضوء إلى صور مفهومة، تقوم بملء هذه البقع العمياء بالمعلومات من المناطق المحيطة.
    Eğer herhangi biri, dışarıya, planladığın bilgiyi içeren bir haber gönderirse, casus odur. Open Subtitles وإذا قام أحد بإرسال اي اتصال بالمعلومات التي زرعتها، فهذا هو الجاسوس
    Bu durumda, mektubumuz göz hapsinde tutulan kişinin önemli bilgiler aldığını mahkemeye gösterebilir. TED في هذه الحالة، يقترح تقريرنا إلى المحكمة أن يسلم الشخص مذكرات بالمعلومات المهمة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus