"بالموت" - Traduction Arabe en Turc

    • ölüm
        
    • ölümü
        
    • ölmek
        
    • ölüme
        
    • ölümle
        
    • ölmeye
        
    • ölü
        
    • ölmeyi
        
    • ölümün
        
    • ölmesine
        
    • ölümüne
        
    • idam
        
    • ölme
        
    • ölüyor
        
    • ölümleri
        
    Şunu öğrendim ki duygusal stres çoğu zaman hayatla ölüm arasındaki fark. TED وقد تعلمت أن الإجهاد العاطفي هو مسألة تتعلق أكثر بالحياة منه بالموت.
    merhamet tavsiyesi olmadan ölüm cezasıyla jüri kurulu hükmüyle suçlu bulabilirsiniz. Open Subtitles .. بدون توصيات بالرحمه هذا القرار يحمل فى طياته حكما بالموت
    Her iki durumda da, ölümü bekleyen acınası türler olacağız. Open Subtitles .. وفي الغالب نتحول إلى نماذج بائـســة تـنتظر الخلاص بالموت
    Ama yakın zamanda ölmek isteyerek yatakta üç ay geçirdim. TED لكنني قضيت مؤخراً ثلاثة أشهر على السرير، أرغب بالموت.
    Eğer çocuğunuzun Huntington geni yoksa ve ölüme mahkum değilse hepiniz böyle düşünüyorsunuz. TED ما لم يكان بالطبع، إذا كان طفلك لديه مورثة هنتنغتون وحكم عليه بالموت.
    Sağlam sinirler ve cesaret gerektiren bu oyunun sonu ölümle bitebilir. Open Subtitles الدوران هو لعبة التحدّى التى قد تنتهى بالموت الإختبار المطلق للجرأة
    K'tano eğer özgür olmak istiyorsak ölmeye istekli olmamız gerektiğini öğreti. Open Subtitles كاتانو يعلمنا أننا يجب أن نكون راغبين بالموت إذا رغبنا بالحرية
    Ve ölü olarak, davamıza yaşarkenkinden daha fazla katkı sağladı. Open Subtitles لكن بالموت ستقدم لغرضنا أكثر مما كانت لتقدمه في الحياة
    Özenle düşünülmüş sigorta yolsuzluğu için sahte bir ölüm tasarladığımı söyledim. Open Subtitles اخبرته أني تظاهرت بالموت كجزء من خدعه للحصول على تامين الحياة
    Bir Elf mahkemesi kaderine karar verecek. Suçlu bulunursan cezası ölüm olacak. Open Subtitles محكمة مؤلّفة من أعضاء الجان ستحدّد مصيرك، فلو ثبُت جرمك، ستُعاقبين بالموت.
    Yani aslında o kadar çok sıtma vakası var ki ölüme sebep olan kısmı sadece çok ufak bir parçası. Ve bu ufak parça daha önce bahsettiğim o büyük ölüm vakalarına ulaşıyor. TED ولكن نتيجة انتشار الملاريا على نطاقٍ واسع تبلغ الحالات التي تنتهي بالموت معدلاتٍ ضخمة
    ölüm,hastalık ve diğer bir çok şey başından geçmiş bir kişi olarak TED كان لها علاقة بالموت و الأمراض و الكثير من الأشياء الأخرى
    Varlığımızın devam ettiği ilk andan beri, insanlar ölümü ve dirilmeyi merak etmişlerdir. TED منذ زمن بعيد حيث يمكننا تتبع وجودنا، كان البشر مفتونون بالموت والبعث.
    ölümü bekliyorsun, değil mi, Eğer ölüm yaşamının hizmetkarı olacaksa? Open Subtitles انت ترحب بالموت ، أليس كذلك ؟ اذا كان الموت خادما لحياتك
    ölmek zorunda değilsin. Kralının hâlâ sana ihtiyacı var. Open Subtitles ليس لديك الحق بالموت ملككِ مازال يحتاجكِ
    Yakın zamana kadar hayatın güzel olduğunu düşünüyordum; şimdi ölmek istiyorum. Open Subtitles قبل مدة وجيزة كنت أعتقد أن الحياة جميلة, أما الآن فأرغب بالموت
    Yani yargılanmayı, ölüme mahkum olmayı ve kafanın uçurulmasını mı bekleyeceksin? Open Subtitles إذن ستنتظر محاكمتك حتى يصدر عليك الحكم بالموت أو قطع العنق؟
    Diğerlerini kurtarmak için çocukların birini ölüme mi terk edeceksin? Open Subtitles أنت إذاً تحكم على أحدهما بالموت بناءً على احتمال عشوائي؟
    Bizi ölümle yüz yüze getiren kuş beyinli planlarla ilgili olanı. Open Subtitles المره التي تحدثنا عن تجنب المخططات الارعنه التي تجعلنا ننتهي بالموت
    Bu adam daha önce de ölümle yüzleşmiş. Ölümden etkilenmiyor. Open Subtitles هذا شخص كان محاط بالموت من قبل لن يرعبه شىء
    Kalp kaslarına kan akışı durur ve birkaç dakika sonra oksijensiz kalan hücreler ölmeye başlar. TED يتوقف تدفق الدم إلى العضلة القلبية وتبدأ الخلايا المتعطشة للأوكسجين بالموت خلال دقائق معدودة.
    Köpek balıkları konusunda endişelenmeyin beyler. ölü taklidi yaparsanız sizi rahat bırakırlar. Open Subtitles لا تقلقوا بشأن سمك القرش يا رجال فقط تظاهروا بالموت وسيدعونكم وشأنكم
    Ortadan kaybolmayı istemek ölmeyi istemekten farklıdır. TED الرغبة بالاختفاء تختلف عن الرغبة بالموت.
    Evet, hayatında bazı büyük değişiklikler yapacaksın ve ölümün hakkında düşünmeye başlayacaksın. TED ستقومين بإحداث بعض التغييرات الكبيرة في حياتك وستبدأين بالتفكير بالموت
    Aşırı doz kullanıp sonra Narcan ile hayata döndürülen birini tanıyorum, en çok ölmesine izin verilmediği için öfkeliydi. TED أعرف أحداهن ممن تعاطت جرعة زائدة، وممن أنقدت من ناركان، وكانت غاضبة لأنه لم يسمح لها بالموت.
    O zaman neden birinin ölümüne hüküm vermiş gibi hissediyorum? Open Subtitles إذاً لمَ أحس وكأنني حكمت على شخص ما بالموت ؟
    Problem, bu konularda çalışmak isteyen ve yeterli uzmanlığa sahip avukatların idam mahkumlarından çok daha az sayıda olmasıydı. TED المشكلة أن عدد المحكوم عليهم بالموت كان كبير جدًا ولم يتوفر إلا ثلاثة محامين فقط لديهم الرغبة والخبرة لتولي قضاياهم.
    O toplardan birini her yuttuğunda aşırı dozdan ölme riskine girdiğinin farkında mısın? Open Subtitles هل تدركين أن كل مرة تتناولين واحدة من هذه الحبات فأنت تخاطرين بالموت من جرعة مفرطة؟
    Dokunduğun herşey şu ya da bu şekilde mutlaka ölüyor. Open Subtitles كل شيء تلمسه ينتهي به الأمر بالموت بطريقة أو بأخري
    Mücadelemiz açısından ölümleri, yaşamlarından daha değerli olabilir. Open Subtitles قد يكونوا أكثر قيمة فى صراعنا بالموت من اجل الحياة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus