Geçen sene oğlunu kaybettiğinden beri kendini çok Yalnız hissediyor. | Open Subtitles | أنت تعلم بأنها تشعر بالوحده منذ وفاة ابنها العام الماضي |
Geçen sene oğlunu kaybettiğinden beri kendini çok Yalnız hissediyor. | Open Subtitles | أنت تعلم بأنها تشعر بالوحده منذ وفاة ابنها العام الماضي |
Baba, senin bitmez tükenmez iş seyahatlerinden, bu yerde yaşamak zorunda olmaktan, ve hep Yalnız hissetmekten çok sıkıldım. | Open Subtitles | أبى , انا مستاءه جدا من ان عملك لا ينتهى وانا مجبره على أن اعيش هنا واشعر دائما بالوحده |
Rahibe abla, akşam duasından sonra yalnızlık çekersen, bana telefon et. | Open Subtitles | اختاه , لو انك شعرت يوما ما بالوحده بعد الغروب فأنا الرجل الذى يمكنك استدعائه |
Kesinlikle. Akıllı ve kültürlü olmak çok yalnızlık verici. | Open Subtitles | في الواقع اذا اصبحت ذكي ومثقف يشعرك بالوحده |
Durum şu ki... bir bakıma yalnızım... ve geçen altı ay benim için çok zordu. | Open Subtitles | في الواقع ..احس بالوحده قليلاً والأشهر الست الماضيه كانت قاسيه علي |
Uzun yıllar önce, aynı yalnızlığı ben de hissetmiştim. | Open Subtitles | شعرت بالوحده نفسها لعدة سنوات.. |
Yoksa ben ve kalbim yapa yanliz kalacağız. Sen asla yanliz kalmayacaksın. | Open Subtitles | لابد و ألا قلبى سوف يشعر بالوحده |
İlk gece çok korkmuştum ve Yalnız hissetmiştim ayrıca yatak da çok setti. | Open Subtitles | تلك الليلة الأولى كنت خائفة جدا و اشعر بالوحده و كان السرير قاسى |
Bir an için çok korktum, çok Yalnız hissettim. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ خائفُة جداً. شَعرتُ لذا بالوحده. |
Londra sokakları senin kapına koşan Yalnız insanlarla mı dolu? | Open Subtitles | شوارع لندن مملوءه بقلوب تشعر بالوحده و تسلك طريقها إلى بابك |
Beni, bir sorunun olduğunda kapısını çalabileceğin birisi olarak görmeni istiyorum ya da kendini Yalnız hissettiğinde. | Open Subtitles | أُريدُك أَنْ تَعتبرَني كشخص ما يمكنه ان يستمع الي مشاكلك أَو إذا شعرتي بالوحده |
Yalnız bir Noel geçirdiği için eski sevgilisini aramaya karar vermiş olmalı. | Open Subtitles | . قد يكون شعورها بالوحده في ليلة رأس السنة لا تتصلي بها لمحاولة خداعها |
Üşüdüğünde sıcak yatağın, susadığında bir şişe viskin yalnızlık çektiğinde de eti budu yerinde kadının vardı. | Open Subtitles | و لديكم سرير دافئ عندما كنتم تشعرون بالبرد و كأس ملئ بالوسكي عندما تشعرون بالعطش و امرأه مرجه عندما تشعرون بالوحده |
yalnızlık hissi başlamıştır. Senin için diyorum, onun için değil. | Open Subtitles | إنهُ لشعورٌ بالوحده لكِ، ليس له |
yalnızlık hissiniz duruyor. | Open Subtitles | ويضيع الاحساس بالوحده |
Evde yalnızım, işyeri iyi. | Open Subtitles | منزلي يشعرني بالوحده ... والعملجيد |
Ve okadar yalnızım ki. | Open Subtitles | أشعر بالوحده |
Tüm bu öfke, utanç ve yalnızlığı taşıyorsun bunu nasıl daha az anlarım bilmiyorum ve bir de bunu kağıda mı çizmek istiyorsun? | Open Subtitles | تملك الكثير من الغضب و العار و تشعر بالوحده و التي لا أعرف حتى الشعور بها فما بالك بفهمها و ما الذي قررت بأن ترسمه على الورق ؟ |
Çok gencim ama yalnızlığı anlayabiliyorum, | Open Subtitles | انا شابة ولكن اشعر بالوحده |