Ajan Simms, kadınlara işkence etmekten hoşlanan bir cinsel sadist olduğunu düşünmüş. | Open Subtitles | العميل سيمز ظن انك سادي جنسي وانك تستلذ جنسيا بتعذيب اولئك النساء |
Çünkü şu anda yaptığın gibi kendine işkence etmeni istedi. | Open Subtitles | لأنه يود منك أن تقوم بتعذيب نفسك كما تفعل الآن |
Ablam aileme işkence etmekle meşguldü,... ...ve ailem de ona işkence etmekle meşguldü. | TED | حيث كانت أختي الكبيرة دائمة الإنشغال بتعذيب والداي، وكانوا هم أيضا مشغولين بتعذيبها أيضا. |
Saatler geçmiş gibi geliyordur fakat yalnızca on bir dakika olmuştur Şöyle düşünürsünüz: “Neden kendime işkence ediyorum ki? | TED | إنها تشعرك بأن ساعات قد انقضت، إلا أنها كانت إحدى عشرة دقيقة فقط. وقد تتساءل: "لماذا أقوم بتعذيب نفسي؟" |
Daha sıkı, daha sıkı. Neden kendine işkence yapıyorsun? | Open Subtitles | أكثر، أكثر. لماذا تستمر بتعذيب نفسك بهذا الشكل؟ |
Lakabını, kurbanlara demiryolu çivileriyle işkence ederek kazanmış. Çok hoş. | Open Subtitles | كسب لقبه هذا بتعذيب ضحاياه ببراغي السكة الحديد ، لطيف جداً |
Bize ateş etmeden önce, şunu bil: ziyaretçilere işkence uyguluyorum. | Open Subtitles | قبل أن تهاجمنا ، إعلم أننى قمت بتعذيب الدخلاء |
Fareye işkence eden kral pitonu gibi. | Open Subtitles | إنه كالثعبان الملكي يقوم بتعذيب فأراً واثب. |
ABD bilgi almak için tanıklara işkence etmez. | Open Subtitles | الولايات المتحدّة لا تقوم بتعذيب الشهود للحصول علي المعلومات |
Oğluma yaklaşık üç saat işkence ettiniz ve sonuçta kazandığınız hiçbir şey mi? | Open Subtitles | لاشيء قمتم بتعذيب ابني لثلاث ساعات تقريباً وخرجتم بلاشيء؟ |
Sadomazoşizm, kendi uyguladığı işkence. | Open Subtitles | الانحراف الجنسي بتعذيب الغير والتشويه الذاتي و التعذيب |
Biri 2 metrelik bir direğe geçirilmiş. Kim 5 kolej öğrencisine işkence etmek ister? | Open Subtitles | احداهن كانت موضوعة على اعلى عامود خشبي بطول 6 اقدام من سيرغب بتعذيب 5مستجدين للدراسة الجامعية؟ |
Yoksa sen onları geri verene kadar bu küçük piçleri ölüne kadar yavaş yavaş işkence yaparım. | Open Subtitles | أو سأقوم بتعذيب هؤلاء الأوغاد ببطء حتى تقوم بذلك |
Birine işkence yapmak istediğimde bunu huzur içinde yapmaktan hoşlandığımı görebiliyorsun. | Open Subtitles | إننى إذا كنت سأقوم بتعذيب شخص ما فأنا أحب أن أعمل فى هدوء |
Cinsel bir sadist, kurbanlarına işkence edip sonuçlarını görmedikçe tatmin olmaz. | Open Subtitles | سادي جنسي كهذا لا يمكن أن يرتاح ما لم يقم بتعذيب و مراقبة الآثار على ضحاياه |
İnsanlara işkence edersen, yalan söylerler. | Open Subtitles | أنك عندما تقوم بتعذيب الناس، فإنهم يكذبون |
Eğer diğer ruhlara işkence edersem beni oradan çıkaracaktı. | Open Subtitles | بشأن إخراجي من مكان التعذيب إن بدأتُ بتعذيب الأرواح |
Beni oradan çıkardılar, işkence yapmaya başladım ve hoşuma gitti. | Open Subtitles | لقد قاموا بإخراجي من مكان التعذيب و قمتُ بتعذيب الأرواح و قد راق لي ذلك |
Beni oradan çıkardı ve ben ruhlara işkence etmeye başladım. | Open Subtitles | لقد أخرجني من حفرة العذاب و بدأتُ بتعذيب الأرواح |
İkisi birlikteyken adama işkence ediyor gibi oldum herhalde. | Open Subtitles | لابد من اننى قمت بتعذيب هذا الرجل المسكين |
Herif zamanında birkaç adamı işkenceyle öldürmüş. | Open Subtitles | ولكن بينما كان هذا الرجل فى السلطة فقد قام بتعذيب عدد من الرجال حتى الموت |