Burda öylece oturarak kimsenin bir işine yaramıyorum. | Open Subtitles | لن أُفيد أحداً بجلوسي هنا وعدم فعلي لأي شيء |
Ama burada oturarak hiçbir şeyi başaramam ve sızlanarak. | Open Subtitles | .. لكن لن أحقق شيء بجلوسي هنا وتباً ، إنه وقت - التصرّف - |
Burkulan ayak bileğim dışında. Oturmamda bir sakınca var mı? | Open Subtitles | عدى أنني لويت كاحل هل تمانع بجلوسي ؟ |
Oturmamın sizin için sakıncası var mı? | Open Subtitles | {\pos(192,220)}أهناك مشكلة لك بجلوسي هنا؟ |
Oturmamın sizin için sakıncası var mı? | Open Subtitles | أهناك مشكلة لك بجلوسي هنا؟ |
Sırf burada seninle oturarak kendi hayatımı tehlikeye attığımı biliyorum, memur bey senin de, Elias'la iş birliği yaparak, aileni tehlikeye attığını bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | انظر، أُدرِكُ أيّها الضّابط أنّي أضعُ نفسي في خطرٍ بجلوسي هُنا معكَ. أحتاجُكَ أن تفهم أنّكَ تضع عائلتكَ في خطرٍ بعملِكَ مع (إلاياس). |