| Judy, tek demek istediğim, evim hemen seninkinin yanında, tamam mı? | Open Subtitles | جودي، أردت فقط ان اقول لك اننى أسكن بجوارك ، صحيح؟ |
| Sana gelince Harry, aileni hiç görmemiş olan sen onların yanında olduğunu görüyorsun. | Open Subtitles | وأنت يا هاري، يا من لم تعرف عائلتك أبداً ترى عائلتك تقف بجوارك |
| Her sabah uyanıp da yanında yatan kişiyi görmemenin ne olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | لا يعلمون كيف هو ان تقوم كل صباح ولاترى هذا الشخص بجوارك |
| Senin yanına oturduğu için, onun iyi olduğundan emin ol, tamam mı? | Open Subtitles | بعد أن اختارت الجلوس بجوارك عليك أن تعاملها جيداً , حسنا؟ |
| Sanki adam yanınızda oturmuş, kulağınıza kim bilir neler fısıldıyor. | TED | كأن الرجل يجلس بجوارك يهمس ايّا ما كان في أذنك. |
| İnsanları ısırmayı bırakmak zorundasın yada kimse etrafında olmak istemeyecek. | Open Subtitles | عليك التوقف عن عض الناس وألا لن يكون أحد بجوارك |
| Hayır değilsin. Sukran gunu yaklaşıyor yanında birinin olmasina ihtiyacin var. | Open Subtitles | لا لن تكون على مايرام اقترب عيد الشكر وتحتاج لشخص بجوارك |
| Senin yanında yürümek benim seçimim. Bu hayatta ve öteki hayatta. | Open Subtitles | لقد أخترت أن أسير بجوارك في هذه الحياة والحياة التي تتبعها |
| Senin yanında yürümek benim seçimim. Bu hayatta ve öteki hayatta. | Open Subtitles | لقد أخترت أن أسير بجوارك في هذه الحياة والحياة التي تتبعها |
| Roger yanında oturmak istedi, ben de çocuklar yer değiştirirse iyi olur dedim. | Open Subtitles | روجر يود الجلوس بجانبك و ظننت انه من الافضل أن يتبادل الاطفال مكانهما بجوارك |
| Bart, bir dahaki sefer uyandığında yanında uzanmış yatan bana bak. | Open Subtitles | المرة القادمة عندما تستيقظ يا بارت انظر إليّ راقدة بجوارك |
| yanında dursalar bile söylemem. Benim de bir ailem var. | Open Subtitles | لو كانوا واقفين بجوارك ما قلت لك لديّ عائلة ايها المشير |
| yanında olmak neredeyse bir eziyet ama yine de cezp edici. | Open Subtitles | تجعلنى أشعر بألم وأنا بجوارك وفى نفس الوقت,مغريه |
| Eğer Cumartesi günkü uçuş dersimde yere çakılırsam beni yanında bulabilirsin. | Open Subtitles | إذا اصدمتُ بالأرض فى درس الطيران يوم السبت القادم ربما تستيقظ فتجدنى بجوارك |
| Tanrım, senin yanında takıntılı davranabildiğim için çok mutluyum. | Open Subtitles | يا الهى ان احب انه يمكننى ان اكون عصبيه بجوارك |
| Bu adama saplanıp kalmışken kızımızı yanına aldn. | Open Subtitles | أن تأخذ إبنتنا بجوارك أثناء مطاردتك لذلك الرجل |
| Bence dünyadaki herhangi bir erkek yanınızda bile dursa, kendini şanslı hissetmeli. | Open Subtitles | و أعتقد أنّ أيّ شخصٍ في العالم سيكون محظوظاً لمجرّد الوقوف بجوارك |
| Seni korumak için her zaman etrafında olamayabilirim, o seni korur. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أكون دائما بجوارك لحمايتك، لذا ستتكفل هي بذلك |
| Üzülme, ben arkadaşınım ve ne olursa olsun yanındayım. | Open Subtitles | لا تقلق انا صديقتك ساكون هنا بجوارك مهما يكن |
| Çünkü su altında sahip olduğun tek şey, yanındaki adamdır. | Open Subtitles | لان ما لديك تحت الماء الرجل الذى بجوارك و لهذا |
| Eğer bizimle katılmak istersen, hemen Yan kapıda olacağız. | Open Subtitles | حسناً اذا كنت تريد المرح معنا نحن بجوارك |
| Bu şeyin içinde oturan birinin, sonsuzluk yanından gelip geçerdi. | Open Subtitles | يمكنك أن تجلس فيها وتدع ... الأدبية تمر بجوارك .. |
| Prenses hazretleri... ..sayenizde bir süre daha buradayım. | Open Subtitles | حسنا يبدو أنك تدبرت أمر بقائى بجوارك لفترة أطول |
| Ama... seni görmeyi çok istedim ve... ve bence sen çok güzelsin ve ben... senin yanındayken ısındığımı hissediyorum. | Open Subtitles | اعتقد انك جميلة و اشعر بالدفء عندما اكون بجوارك |
| seninle yatan, kamını doyuran ve sana banyo yaptıran ben olsam da. | Open Subtitles | حيد لرأيها بالرغم من أنني أنا التي أنام بجوارك. وأطعمك . وأحممك |
| Şimdi, etrafınıza bir bakın: Yanınızdaki komşunuza bir bakın, önünüzdekilere, arkanızdakilere bakın. Hepimiz bayağı farkılıyız. | TED | والآن: انظر حولك. انظر لمن يجلس بجوارك انظر الى الأمام والخلف. نحن مختلفون من الخارج |