Markovic araştırmasını yaptığı Sirena del Sol Resort'un alt katlarından birinde kalıyor. | Open Subtitles | عقود إيجار ماركوفيك إحدى الطوابق الأوطأ في المصيف سيرينا ديل سول، حيث يجري بحثه. |
Birisinin onu takip ettiğine inanıyordu. araştırmasını çalacaklarını düşünüyordu. | Open Subtitles | كانمقتنعاًأن أحدمايتبعه, يحاول سرقة بحثه |
araştırması bir sürü dejeneratif hastalık ve kalıtsal bozukluğun tedavisine önderlik edebilirmiş. | Open Subtitles | ربما يتجه بنا بحثه لعلاج لبعض من الامراض الإنحلاليه والعيوب الوراثية |
Quentin ve ben ayrıldıktan sonra araştırma danışmanlarından biriyle görüşmeye başladı. | Open Subtitles | بعد انا انفصلنا انا وغوينتن بدا في رؤيه احد مستشاري بحثه |
Kendimi tehlikeye atmadan, araştırmasına yardımcı oluyorum. | Open Subtitles | أنا أساعده في بحثه. بدون أن أضع نفسي في طريق الخطر. |
Matt kendi arama birimini kurmuş, kızın peşine iki avcı göndermiş. | Open Subtitles | مات بدأ بحثه الخاص واستأجر صيادين ليساعدانه |
Onun araştırmalarını kullandım ve bu serumu oluşturdum. | Open Subtitles | لكني استطعت استخدام بحثه وتركيب ذلك المصل |
Birisinin onu takip ettiğine inanıyordu. Onun araştırmasını çalacaklarını düşünüyordu. | Open Subtitles | كانمقتنعاًأن أحدمايتبعه, يحاول سرقة بحثه |
Micheal'ın araştırmasını bırakmasının nedeni onun bile bu yaratıkları kontrol edememesiydi. | Open Subtitles | هى سبب ترك مايكل بحثه حتى هو لا يستطيع السيطرة على تلك المخلوقات |
Mekiğe onunla bir giremeyeceğini fark ettiğinde karısına fırtına döngüleri hakkındaki araştırmasını vermiş. | Open Subtitles | و أعطاها بحثه المعمول على الإضطرابات الجوية عندما أدرك أنه لن يصعد المكوك معها |
araştırması hayvansal beslenme ve biyokimya üzerineydi. | Open Subtitles | كان يدور بحثه حول التغذية الحيوانيّة و الكيمياء الحيويّة. |
Belki de araştırması ihtiyacım olan meşgaledir. | Open Subtitles | ربما بحثه هو صرف الإنتباه الذى أحتاجه الان |
DNA araştırması için büyük bir ödenek aldığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين انه توصل لنقاط رئيسية في بحثه حول الحمض النووي |
araştırma materyalleri aynı şekilde güvenle korundu dikkatlice saklanmış Wraith hücre örnekleri de dâhil bugün hâlâ onları kullanıyoruz. | Open Subtitles | مواد بحثه بقت أيضا يتضمن ذلك المحفوظ بعناية خلية ريث تختبر، ما زلنا نستعملها في عملنا اليوم. |
Bütün araştırma merkezlerini kapasın da sülük tedavilerine geri dönelim. | Open Subtitles | وعندما ينتهي من بحثه نستطيع أن نقوم بما نريده |
Bu nispeten masum sorgulamayı bir dizi tıklama izledi ve ilk araştırmasına başladıktan bir saat sonra | Open Subtitles | وبهذا البحث أدى إلى عدة من النقرات وفي خلال ساعة من بحثه |
Yazıya yeni ulaştım ve Internet arama geçmişi cinai öfkesini açıklamaya yetmiyor bile. | Open Subtitles | و بعدها في وقت مبكر صباح الأمس قام بحذفها بالكاد تمكنت من استرجاعها و تارخ بحثه في الأنترنت.. |
Bana yaptığını tersine çevirmek için... araştırmalarını görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد مطالعة بحثه لأعرف كيف أعكس ما فعله بي |
Zaman ve mekanın ötesine geçmeyi isteyen Van Gogh, çok canlı bir palet seçer. | Open Subtitles | في بحثه عن الصعود يختار إطار رائع |
Yaşamı boyunca peşinden gittiği amacın arayışı içinde bulunduğu bir dönemde. | Open Subtitles | هو في مرحلة بحثه عن الهدف منها لقد تابع حياته كلها |
Dişi, eşini aç tutarak erkeği, yiyecek arayışına devam etmek zorunda bırakır. | Open Subtitles | بإبقاء شريكها جائعاً فإن الأنثى تجبره ليستأنف بحثه عن الطعام. |
Ama Trinity'de atom bombası denemelerini görünce araştırmayı bıraktı ve notlarını yok etti. | Open Subtitles | ولكنه عندما راى اختبار القنبلة النووية في الثالوث اوقف بحثه ودمر جميع الاوراق |
Ama imkânsız görünse de, kodu kırabilirsem süper güçlerle ilgili araştırmasının içyüzünü öğrenebiliriz. Harika. | Open Subtitles | ولكن، في الحالة الغير محتملة بأنني سأفك الشفرة فلربما يعرفني هذا على شيء من بحثه عن القدرات الخارقة |
Orochimaru ile birlikte çalışan ve burdaki araştırmaları yöneten medikal bir ninja. | Open Subtitles | إنه النينجا الطبي الذي انضم لاوريتشمارو في بحثه |
Bu da Araştırmasından daha iyi olduğumu gösteriyor. | Open Subtitles | كأسبقية كونه علماً جسدياً هذا يعني أنه أحسن من بحثه هو |