"بحقكِ" - Traduction Arabe en Turc

• Hadi ama
• Yapma
• Haydi ama
• Ah

Hadi ama bebeğim. Onun benim için bir anlamı yok, kızma.
بحقكِ يا عزيزتي انها لا تعني لي شيئاً، لا تغضبي

Hadi ama. Bunun için mezuniyet törenini astık.
بحقكِ يا أمي، أعني إننا تغيبنا .عن حفلة التخرج لأجل هذا

Hadi ama o çocuk tam bir denyo.
-أوه, بحقكِ هؤلاء الرجال مُنضحين تماماً.

Yapma, ailelerin neleri atlatabileceği hakkında hiçbir fikrin yok.
, بحقكِ ليس لديكِ فكرة عمّا يمكن للعائلات أن تنجو منه

Yapma, sadece ikimiz birlikte bir şey yapmayalı çok uzun zaman oldu.
بحقكِ , لقد مرت فترة طويلة منذ أن قمنا بعمل معاً , نحن فقط

Haydi ama, vücudunun bir parçası, orada neler olduğunu öğrenmek istemiyor mu?
بحقكِ, أليس هنالك جزءاً منك يود ان يعرف ماذا يوجد بالأسفل هناك؟

Hadi ama Angie, ihbarı yapan o ayrıca evde başka kimse yokmuş.
بحقكِ يا (أنجي)، أبلغت عن جريمة قتل و كانا وحدهما في المنزل.

Hadi ama. Hiç yanık izi gördün mü?
بحقكِ ، هل رأيت أي علامات حرق عليه ؟

Hadi ama anne! Ne kadar kötü olabilir ki?
بحقكِ يا أمي، ما مدى سوء الأمر؟

Hadi ama. Şaka mı yapıyorsunuz?
بحقكِ هل تمازحينني؟

- Önemli değil Sarah. Ben hallederim. - Hadi ama anne.
, بحقكِ يا أمي دعيني أساعد

Hadi ama Rose. Sen de onlardan birisin. Onlara iyi biri oldugumu söyle.
بحقكِ يا (روز)، انتِ واحدة منهن أخبريهنانيرجلصالح,

Hadi ama o kadar kötü olmaz.
بحقكِ انها ليست بهذه السوء

Yapma, tüm konuşmaları 30 dakikada yazdın.
بحقكِ لقد كتبتِ خطابات أطول من ذلك في 30 دقيقة

Yapma, anne. Söylediğimiz hiçbir şeye önem vermiyor zaten.
بحقكِ يا أمي انها لا تهتم بما نقوله على أيّ حال

Sadece eski günlerin hatırına. Yapma.
انه من اجل الأيام الخوالي بحقكِ

Yapma, tatlım. Evleniyoruz ve birlikte çalışıyoruz.
بحقكِ يا عزيزتي سنتزوج و نعمل معاً

Yapma. İşe iyi yönünden bak.
بحقكِ , لننظر إلى الجانب المشرق

Hey, Yapma. Bir günlük çekimde iki iyi fotoğraf mı?
بحقكِ صورتان جيدتان في يوم واحد؟

Haydi ama, boşa gitse bile, sadece altıda bir şansın var.
, أقصد، بحقكِ هناك احتمال من ستة أن الرصاصة ستنطلق

Haydi ama. Sana sırılsıklam aşık bunu da anlayamıyorum.
بحقكِ ، إنه معجب بكِ جداً وهذا أجده لغزاً كبيراً

Ah, lütfen. Konuşmanın bunla hiçbir ilgisi yoktu.
بحقكِ المحاضرة ليست لها علاقة بهذا