Sanırım demek istediği bu işte hayatımızı tehlikeye atmak istediğimizden emin değiliz. | Open Subtitles | لسنا متأكدين إذا كنا نريد المخاطرة بحياتنا من أجل شيء مثل هذا |
Richard'ın hayatını tehlikeye attığımıza göre kendi hayatımızı da riske atmalıyız. | TED | الان لقد خاطرنا بحياة ريتشارد .. واعتقد انه من الملائم ان نخاطر بحياتنا ايضا |
Benden ve arkadaşlarımdan hayatlarımızı bir yalan için riske atmamızı istedin. | Open Subtitles | لقد طلبتِ منّا أنا وأصدقائي بأنْ نخاطر بحياتنا بناءً على كذبة |
Aslında kâinatı kuşatan gelecek şimdiki hayatlarımızı kontrol ediyor olabilir. | Open Subtitles | في الحقيقة، مستقبل الكون بأكمله قد يكون يتحكم بحياتنا الآن. |
Ya hayatımızda görüp göreceğimizin hepsi buysa? - Ne demek istiyorsun? | Open Subtitles | ما إذا كان هذا ما هو كل ما يتعلق بحياتنا ؟ |
Bekleyip bir gün döneceğini ummak mı, yoksa... yoksa hayatlarımıza devam etmek mi? | Open Subtitles | هل ننتظر و نتمنى أن يعود أم نتجاوز الأمر و نستمر بحياتنا ؟ |
Evet ama, hayvanların kurtuluşu adına canımızı vermeye hazır değil miyiz, Marius? | Open Subtitles | يجب أن جاهزين لنضحي بحياتنا من أجل تحرير الحيوانات |
36.5 için haftanın her gecesi hayatımızı riske atıyoruz... ve Frank insanları öldürerek zengin oluyor. | Open Subtitles | ستة وثلاثون وخمسة نخاطر بحياتنا كل ليلة في الاسبوع وفرانك ،، يغتني على قتل الناس |
Gerçek şu ki biz hayatımızı kurban etmek için polis güçlerine katıldık. | Open Subtitles | والحقيقة هي أننا ننضم الى قوة الشرطة للتضحية بحياتنا |
Birleşik Devletler hükümetindeki gizli unsurlar bizi gözetliyorlar ve hayatımızı kontrol ediyorlar. | Open Subtitles | عناصر سرية بداخل الحكومة الأمريكية.. تبحث عن مراقبتنا والتحكم بحياتنا. |
hayatımızı bu bitki için mi tehlikeye attık? | Open Subtitles | أرجوكِ، أخبرني أننا لم نخاطر بحياتنا من أجل تلك النبتة |
Hepimiz hayatlarımızı tehlikeye attığımızı biliyorduk- öğretmenler, öğrenciler ve anne babalarımız. | TED | كلنا كنا نعلم أننا نخاطر بحياتنا المعلمين والطلاب وكذلك آبائنا |
Bu unutulmuş yere geldik. Yardım etmek için hayatlarımızı tehlikeye atıyoruz. | Open Subtitles | لقد جئنا إلى هذا الـ لا مكان و نحن على أستعداد للمخاطرة بحياتنا من أجلكم |
hayatlarımızı riske attık, adamlarımız öldü, niçin? | Open Subtitles | لقد خاطرنا بحياتنا و جعلناهم يقتلون رجالنا من أجل ماذا؟ |
Ben sadece hayatımızda var olan İspanyol baskısından beri Majestelerimizi haberdar etmekti. | Open Subtitles | أتمنى أن يُدرك جلالته الأمر بما أن التأثير الأسباني موجودٌ بحياتنا حقاً |
Böylece, sana hayır der ve biz de hayatlarımıza devam edebiliriz. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، يمكنها قول لا ويمكننا التقدم بحياتنا الصغيرة |
Onlara aleyhinde oy kullandık, kimse dinlemedi. İnsanların dinlemesini sağlamanın tek yolu canımızı feda etmek. | Open Subtitles | لقد صوّتنا ضدهم ، لا أحد إستمع الطريقة الوحيدة التي ستجعل الناس تستمع ان نضحي بحياتنا |
Ama Hayatımızın gerçek resmini oluşturan şeyler bunlardır. | Open Subtitles | لكن هذه الأشياء التي تجعل الصور الحقيقية بحياتنا |
Hayatta kalmak için bu lanet yerden bir an önce çıkmamız gerektiğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | وأنتم جميعا تعرفون نحن يجب أن نخترق هذا الحصار لكى ننجو بحياتنا |
Hayatımızla şans oyunları oynamayı daha ne kadar sürdürmemizi bekliyorlar? | Open Subtitles | كم من الوقت يتوقع منا أن نخاطر بحياتنا ؟ |
hayatlarımızda iyilikten çok kötülük yaptık, ve bedelini ödemenin vakti geldi. | Open Subtitles | إرتكبنا ذنوب أكثر من الأعمال الصالحه بحياتنا و حان وقت العقاب |
Şimdi ormanda hayatımız için koşuyoruz. | Open Subtitles | والآن نحن نتشبث بحياتنا في غابه لا نعرفها |
Eğer ailelerimiz gerçek bir çift olursa hayatlarımız nasıl iğrendirici bir şekilde karmakarışık olur, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف كيف كمية القرف المتشابكة بحياتنا ستكون لو والدينا أصبحوا على علاقة حقيقة |
Bu bilgisayar çipini, hayatlarımızla takas etmek için buluşacağız. | Open Subtitles | أجل , لقد وافقوا على مقابلتي للقيام بمبادلة رقاقة الحاسوب هذه بحياتنا |
Ölüm. Bu yüzden onlara hayatımız pahasına karşılık vermemiz gerek. | Open Subtitles | موتكِ، ولهذا السبب علينا مقاومتهم بحياتنا |