Çünkü bir erkek senin için hayatını riske atarsa minnettar olmayı biliyorum. | Open Subtitles | لأني أعرف حين يخاطر شخص بحياته من أجلك يجب أن تكون شاكراً |
Aynı benim gibi, o da bu iş için hayatını verebilir. | Open Subtitles | أنه مثلى, على أستعداد ليضحى بحياته من أجل السيدة. |
Sizin için hayatını verebileceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال انه على أستعداد أن يضحى بحياته من أجلك. |
Sevdikleri için canını veren kişi. | Open Subtitles | بالنسبة اليهم الاسطوره الذي ضحى بحياته من أجلهم |
Başkan için kendi canını feda etmeye hazır birinin olması gerekir. | Open Subtitles | يجب أن يكون المرء مستعداً للتضحية بحياته من أجل الرئيس. |
Çatışmada, can almak için kendi canını ortaya koymalısın. | Open Subtitles | في المعارك , واحدٌ يجب عليه التضحية بحياته من أجل الآخرين |
Adam onun için hayatını verdi. Geriye bile dönüp bakmadı. | Open Subtitles | لقد ضحى هذا الرجل بحياته من اجله وحتى لم يلتفت اليه |
Murdock kardeşler için hayatını riske atmamalı. | Open Subtitles | بأنه لا يجب أن يخاطر بحياته من أجل إخوة مارادوك |
Ve benim dostum orada bir sürü aptal balık için hayatını riske atıyor! | Open Subtitles | ورجلي في الخارج يخاطر بحياته من أجل قبضة من السمك الغبي |
Senin kurtarmak için hayatını riske atan İbiki'yle kan bağın olduğuna sen bile inanmıyorsun. | Open Subtitles | لم تثق حتى بأخيك الذي خاطر بحياته من أجلك |
Benim için hayatını verecek tek adamım bile yok. çok şanslısın. | Open Subtitles | أنا لو كان عندي رجل واحد مستعد أن يضحي بحياته من أجلي |
Benim için hayatını feda etti. Ondan başka yakınım yok. | Open Subtitles | لقد ضحى بحياته من أجلي وهو ما تبقى لي من أسرتي |
Seni kurtarmaya geldik. Buradaki herkes senin için hayatını tehlikeye atmaya hazırdı. | Open Subtitles | . كل رجل هنا كان يريد المخاطرة بحياته من أجلك |
O senin için hayatını tehlikeye attı, sen de onun için. | Open Subtitles | هو خاطر بحياته من اجلك وانت خاطرت بحياتك من اجله |
Ahmak bir oto yıkamacı için hayatını riske mi atacak yani? | Open Subtitles | هل سيخاطر بحياته من أجل مغسلة سيارات تافهة ؟ |
Ve 6 hafta önce de benim için canını verdi. | Open Subtitles | والذي ضحّى بحياته من أجلي منذ ستّة أسابيع |
O delikanlı vatanı için canını tehlikeye attı. | Open Subtitles | ذلك الشاب خاطر بحياته من أجل هذا البلد. |
Başkaları için canını ortaya koyan bir adamın yüreğini hissettim. | Open Subtitles | شعرت بقلب رجل على استعداد... أن يضحي بحياته من أجل الآخرين |
Bakın, Lester cidden oğlunu önemsiyor, kendi canını riske atacak kadar. | Open Subtitles | انظر, من الواضح ان لستر يهتم بأرني بما فيه الكفاية ليخاطر بحياته من أجله |