"بدائل" - Traduction Arabe en Turc

    • alternatifler
        
    • alternatif
        
    • seçenek
        
    • seçenekler
        
    • temsil
        
    • taşıyıcı
        
    • Yerine bir
        
    • alternatifi
        
    • alternatifiniz
        
    • - Bunun başka bir
        
    • alternatifleri
        
    • alternatiflerini
        
    Aslında, sizinle alternatifler olduğunu paylaşmak istiyorum. TED بالواقع، أود أن أشارككم حقيقة أنه هناك بدائل.
    Çin örneğinin önemi bunun bir alternatif sağlaması değil, ama alternatiflerin olduğunun bir göstergesi olmasıdır. TED أهمية المثال الصيني لا تتمثل في أنه يقدم نظام بديل، لكن تتمثل في إثبات وجود بدائل.
    Öyleyse para göndermek için daha iyi, daha ucuz hiçbir seçenek yok mu? TED هل هذا يعني عدم وجود خيارات؟ ألا يوجد بدائل أفضل وأرخص لتحويل الأموال؟
    Birçok alternatifimiz var, çamur, taş, ağaç, bambu toprak gibi seçenekler tüm amaçlara etkin şekilde hizmet edebiliyor. TED ولدينا بدائل كالوحل والحجارة والأخشاب والخيزران والتراب والتي تشكل خيارات فعالة لكل الغايات.
    Ryan ve diğer beş çocuk şüphelinin hasta fantezisindeki birini temsil ediyor. Open Subtitles رايان و هؤلاء الفتية الآخرون هم بدائل لأيّ كانت الخيالات الملتوية لمشتبهنا به
    Daha fazla test yapmamız ve taşıyıcı anneler bulmamız gerek. Open Subtitles أننا بحاجة إلى بذل المزيد من الاختبارات والعثور على بدائل
    Yerine bir şey koymaya çalışma. Open Subtitles لا بدائل
    Onlar, başka alternatifi olmayan insanlar için, istihdam yaratmak suretiyle kendilerini haklı görürler. Open Subtitles فإنها تبرر الحاجة إلى خلق فرص عمل لشعب بلا بدائل.
    Teşekkür ederim efendim ama başka alternatifiniz var mı? Open Subtitles إنظري, أنا أقدر ذلك سيدتي أيمكنك التفكير في أية بدائل أخرى؟
    - Bunun başka bir yolu yok mu... - Olmaz! Open Subtitles .. ألا توجد بدائل
    Amerika Gıda ve İlaç Kurumu, 2007'de bir bildiri yayımlayarak, şirketlerden daha iyi alternatifleri araştırmalarını istemişti. TED الهيئة الأمريكية للغذاء و الدواء أصدرت بياناً في عام 2007، طالبةً من الشركات أن تبحث عن بدائل أفضل.
    Sorunla baş edecek grupları yaratmak yerine, grupların spontane bir şekilde değişik alternatifler etrafında oluşmasına izin vermeye karar verdiler. TED وبدلاً من إنشاء مجموعة لتولي هذه المهمة، قرروا السماح للمجموعات بالظهور تلقائيًّا حول بدائل مختلفة.
    Bu yüzden de toplum olarak daha iyi alternatifler sunmamız gerek. TED ولهذا تحديداً لما يجب علينا كمجتمع أن نوفر بدائل أفضل.
    Çünkü bundan beş yıl sonra, bizim korkunç nükleer güce karşı gerçekten sahip olacağımız alternatifler aklınızı başından alacak. TED لأن بعد خمس سنوات من الآن، ستجتازك وسنحصل على بدائل متجددة لهذه الطاقة النووية الوخيمة ذات القوة الرهيبة.
    Artan çevresel maliyetler farkındalığıyla birlikte insanlar alternatif arıyorlar. TED وفي ظلِّ تزايد الوعي بالتكاليف البيئية، يبحث الناس عن بدائل.
    Doğrudan çatışmaya alternatif bulmak, şiddet içermeyen direnişin özüdür. TED وإيجاد بدائل للمواجهة المباشرة هي صلب المقاومة السلمية.
    Önünde fazla seçenek olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لقد قدمت لك أفضل عرض لا أعتقد أن لديك بدائل أكبر
    Başka çaresi yok. Başka seçenek yok. Open Subtitles لا توجد بدائل أخرى، أو خيارات.
    İnsanların yaşantısına seçenekler katmak onlara yardım etmek yerine bu seçeneklerin ne kadar iyi olacağına dair beklentilerini yükseltir. TED إضافة بدائل لحياة الناس لا تساعد إلا على رفع التوقعات التي لديهم عن مدى جودة هذه البدائل.
    İyi savunma, mazeretler. Hapsedilmeye karşı yaratıcı seçenekler. Open Subtitles دفاع كبير , أعذار كبيرة لتبرئتها , و بدائل خلاقة للسجن
    Tüm kurbanlar mucize çocuk Bryant Holt'u temsil ediyor. Open Subtitles الضحايا جميعهم بدائل لهذا الطفل المعجزة .. برايانت هولت ؟
    Nüfusumuzu sürdürmek için burada mekanik taşıyıcı anneler hazırlanılır. Open Subtitles ومن هذا المنطلق قمنا بتوزيع بدائل آلية للحفاظ على نسبة السكان
    Yerine bir şey koymaya çalışma. Open Subtitles و لا بدائل
    Başka seçeneği yokmuş diyor. Başka alternatifi yokmuş. Open Subtitles إنه يقول ، لا توجد خيارات، لا بدائل
    Başka bir alternatifiniz var mı? Open Subtitles هل هناك اي بدائل غير الذى تطلبه
    - Bunun başka bir yolu yok mu... - Olmaz! Open Subtitles .. ألا توجد بدائل
    Bu demek oluyor ki, belki de diğer alternatifleri değerlendirmenin tam vakti, acısını azaltmak için. Open Subtitles يعني انّه حان الوقت لكي تأخذي بعين الإعتبار بدائل أخرى طرق أخرى لتريحيها من ألمها
    Bu sansürlemenin bir problemi - ki bu yüzden sansürün alternatiflerini oluşturmamız gerek. TED هذه هي مشكلة المراقبة، ولذلك علينا تطوير بدائل لها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus