| İçinde bir yerlerde sevimli bir küçük oğlan olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | اعلم ان هناك طفل صغير لطيف فى مكان ما بداخلك |
| Ya da içinde bir iblisin yaşadığını ve vücudunu kontrol altına alıp sana pis işlerini yaptırdığını iddia edebilirsin. | Open Subtitles | أو ربما . يوجد بداخلك كائن شيطاني شرير والذي بشأنه السيطرة علي جسمك ويجبرك علي فعل كل ما يأمر |
| İçinde birikmiş çok şarkı var. Bunu bir yıl önce de görüyordum. | Open Subtitles | فأنت لديك الكثير من الاغانى بداخلك لقد رأيت ذلك منذ عام مضي |
| Emirlere uyarım. Asker üniforması giyiyor olabilirsin ama içindeki önemli Sam. | Open Subtitles | صحيح انك تلبس زي الجنود، ياسام، لَكنَّه الذي بداخلك شي اعظم. |
| Kim bilir, içindeki deha sayesinde derinlerde yatan kusursuz şarkıyı bulabilirsin. | Open Subtitles | وفي أعماقك، تعلم أنّ بوسعك الإتيان الأغنية المثالية هنالك عبقريّ بداخلك |
| Ama sen onları içine atıp atıp dolanmayı seviyorsun herhâlde! | Open Subtitles | ولكن أنت، بالطريقة التي تحملها بداخلك لابد أنك تحب ذلك |
| Muhtemelen içinde bir tuz kurşunu olduğundan sana tuzlu gelmiyor. | Open Subtitles | ربما يُعجبك مذاق الملح لأنه توجد رصاصه من الملح بداخلك |
| Bak ne diyeceğim, kafanın içinde bazı seslerin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أتعلمي ماذا ؟ أعلم بأن هنــاك قليلاً من الأصواتٍ بداخلك |
| İçinde böyle bir şeyin olmasının ne demek olduğunu bilemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تعرف كيف يبدو أن يكون هناك شيء بداخلك |
| Öfke, kan tutkusu artık dayanamayacağın noktaya kadar içinde yükselmeye başlayacak. | Open Subtitles | الغضب والشهوة لسفك الدماء سيتراكمان بداخلك حتى لن يعد بإمكانك احتمالهما |
| İçinde en küçük bir nefret bile varsa imanın hiçbir işe yaramaz. | Open Subtitles | إيمانُك لن يكون قوياً إن كان لديك ولو قليلاً من الكره بداخلك |
| Kafandaki sesim içindeki Karanlık olan'ın güçleriyim bütün Karanlık Olanlar'ın içinde. | Open Subtitles | أنا الصوت في رأسك قدرات القاتم بداخلك وفي داخل جميع القاتمين |
| 9 ay boyunca senin içinde kalacak her şeyi kıskanırım. | Open Subtitles | أنا اغار من اي شيء يستطيع البقاء بداخلك لتسعة اشهر. |
| Kasabanın en güzel şeyi olmakla kalmayıp içinde fil kalbi taşıyor olacaksın. | Open Subtitles | لن تكون أحسن شخص فى المدينة لكن سيكون لديك قلب الفيل بداخلك |
| Ve benim içimde küçücük bir iyilik varsa senin içinde de vardır. | Open Subtitles | وإن كانت هناك ذرة صلاح بداخلي فعليّ أن أؤمن أنها بداخلك أيضاً |
| Tüm bu içindeki canlı kan vücuduna şok etkisi yaratacak. | Open Subtitles | كل هذا الدماء بداخلك دماء من أحياء سيكون صدمة لجسدك |
| Daha sonra konuşuruz. Şu an içindeki varlığa hitap ediyorum. | Open Subtitles | يمكننا التحدث لاحقاً ولكن أنا الآن أتحدث الكيان الذي بداخلك. |
| Bu içindeki şey senin hatan değil ve etrafındakiler için tam bir kaos, ve belki de daha başkaları için. | Open Subtitles | هذا الشيء الذي بداخلك يجعلكِ تشعرين بأنك لم ترتكبي خطأً ويجعلكِ مسؤولة عن الأحداث التي تحدث حولك وربما أشياء أخرى. |
| Yani, kendi içine bak ve içinde olanı ortaya çıkar. Çünkü sonuçta, gizemli kutu biziz. | TED | أعنى, أنظر داخل ذاتك و إكتشف ما بداخلك. لأنه في نهاية المطاف ، كما تعلمون ، صندوق الغموض يمثل كل منا. |
| Bir kansere dönüşüyorsa, içinizde bir sır taşımanın anlamı var mı, Bayan Bergen. | Open Subtitles | ما الفائده من كونك .. تحملين سرا بداخلك يا مسز بيرجن .. إذا تحول إلى آفه مهلكه ؟ |
| sende sevdiğim eşsiz şey içinde var olan hayat. | Open Subtitles | ما أحبّهُ فيك هو هذا الشيء الذي لا يمكن الإستغناء عنه.. الحياة التي بداخلك. |
| İçinizdeki süper kahramanla tamamen temas içindeydiniz. | TED | وكنت على اتصال كامل وتام مع البطل الخارق الذي يكمن بداخلك. |
| İçini baştan aşağıya kaplayan bu karanlık duyguların aslında kendin olduğunu görmek için. | Open Subtitles | كي تعرفي ان كانت تلك المشاعر المظلمة التي تحمليها بداخلك هي في الحقيقة تمثلك |
| Öyle şeyler ki, içinden artık yapmamayı geçirdiğin şeyleri yansıtıyorlar. | Open Subtitles | لأنها تعكس شيئاُ بداخلك , بأنك لا تستطيع التعايش معها |
| Tek bildiğim bir şırınganın içinde olduğum. Şimdi de senin içindeyim. | Open Subtitles | كُلّ ما أَعْرفُة أنني كُنْتُ داخل حقنة والآن أَنا بداخلك. |
| * Müzik senin ruhunda * * Son bir dans daha * | Open Subtitles | * لديك الموسيقى بداخلك * * رقصة واحدة بقيت * |
| İçinize işler ve sizinle yaşar. Ve bundan kaçış yoktur. | Open Subtitles | ثم يدخل تحت بشرتك ويعيش بداخلك ، ولا تستطيع الهرب |
| - İçinde bir bok inşa ediyorlar, Ethan! | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص بداخلك يقومون ببناء كومة كبيرة من الهراء إيثان |
| Bu suçluluk duygusu, uzun zamandır seni içten içe yiyor. | Open Subtitles | هذا الشعور بالذنب كان بداخلك يسيطر عليك لمدة طويلة جدا |