"بد لي من" - Traduction Arabe en Turc

    • zorundayım
        
    • etmeliyim
        
    • gereken bir
        
    • zorunda mıyım
        
    65 desibelin üzerinde konuşmak için sesimi gerçekten yükseltmek zorundayım ve öğretmenler sadece seslerini yükseltmiyor. TED لا بد لي من حقاً رفع صوتي للحديث أكثر من 65 ديسيبل من الصوت، والمدرسين لا يرفعون فقط أصواتهم.
    Utanç verici sırları uluslararası seyirciye sermek istemiyorum ancak yapmak zorundayım. TED أنا لا أحب إحضار أسرار محرجة لجمهور دولي، ولكن لا بد لي من ذلك.
    Hayır. Oraya giden iki beyazı yakalayıp, Kızıl Bulut'a teslim etmek zorundayım. Open Subtitles لا, أريد اثنين من الرجال البيض الذين هما هناك لا بد لي من تسليمهما إلى السحابة الحمراء
    Mesela lisedeyken, itiraf etmeliyim ki fazlasıyla inektim. TED فعلى سبيل المثال، في المدرسة الثانوية، لا بد لي من الاعتراف أنني كنتُ طالبة مجتهدة.
    Çok isterdim, ama önce bitirmem gereken bir görev var. Open Subtitles أنا أحب، ولكن لا بد لي من إكمال مهمة أولا.
    Buna cevap vermek zorunda mıyım? Open Subtitles لا بد لي من الإجابة لكم، أيضا؟
    Maalesef, Sir Arthur saraydaki görevlerime dönmek zorundayım. Open Subtitles لا بد لي من العودة إلى واجباتي في القصر لا حاجة لمرافقتي
    Hâlâ aklım başımdayken kendimi öldürmek zorundayım! Open Subtitles ولا بد لي من قتل نفسي وأنا لا أزال عاقلا
    Zamanımız tükeniyor onu hemen bulmak zorundayım. Open Subtitles نحن لا يمكن أن تنتظر. لا بد لي من العثور عليه.
    Sabahleyin erken kalkmak zorundayım. Open Subtitles لا بد لي من الحصول على ما يصل في وقت مبكر من الصباح.
    Tanrım, onları da mı aldırmak zorundayım? Open Subtitles يا رجل، والآن لا بد لي من الحصول على تلك فعلت أيضا؟
    Benden nefret etmene neden olsa bile bunu denemek zorundayım. Open Subtitles ولا بد لي من محاولة حتى إذا كان ذلك يجعلك تكرهني.
    Ne yapacağın umurumda değil, ama bir şey söylemek zorundayım. Open Subtitles لا يهمني ما تفعله لكن لا بد لي من قول شئ واحد
    Bütün ideallerimi bir yana bıraktım. Hayatta kalmak zorundayım. Open Subtitles لقد تخليت عن مبادئي ولا بد لي من البقاء على قيد الحياة
    Yarın, sadece kutsal Majesteleri'nin değil, aynı zamanda Cromwell ve diğer kafirlerin de affı için yalvarmak zorundayım. Open Subtitles غدا ، لا بد لي من التوسل للغفران ليس فقط من صاحب الجلالة المقدس ولكن أيضا من كرومويل والزنادقة الآخرين
    Israrcı olmaktan nefret ederim ama bunu yapmak zorundayım. Open Subtitles أكره الأصرار ولكن لا بد لي من القيام بذلك
    Sayın Hâkim, bu beklenmedik kararlar karşısında, uzatma talep etmek zorundayım. Open Subtitles يا سيادتك ، في ضوء هذه الأحكام الغير متوقعة لا بد لي من طلب الإستمرار
    Ama çocuklarım ve takım için burada kalmak zorundayım. Open Subtitles ولكن لا بد لي من البقاء هنا لاولادي، و الفريق
    Ama hayatımın geri kalanında her sene Noel'i hanginizle, Şükran Günü'nü hanginizle kutlayacağıma playoff'lara kiminle gideceğime karar vermek zorundayım. Open Subtitles لكن في كل عام لبقية حياتي، لا بد لي من اتخاذ قرار مع من اقضي عيد الميلاد، مع من اقضي عيد الشكر
    Topun atış şarjını kalibre etmeliyim. Open Subtitles ولا بد لي من تهمة معايرة المدفع في النبض.
    Sana anlatmam gereken bir şeyler var ve sonra istediğin gibi düşünebilirsin. Open Subtitles هناك شيء لا بد لي من ان اقول لكم ومن ثم يجب أن تقرر كما يحلو لك.
    - İfade vermek zorunda mıyım? Open Subtitles - لا بد لي من الإدلاء بالشهادة ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus