| Yapacağız, fakat bilmiyorum. Ben yolda birkaç ağaç görmek istiyorum. | Open Subtitles | لكنني أريد أن أستمتع برؤية بعض الأشجار خلال هذه الرحلة |
| Yalancının teki olan bir psikiyatristi niye görmek isteyeyim ki zaten? | Open Subtitles | ولمَ قد أرغب برؤية طبيبٍ نفساني كاذبٌ ومخادع على أي حال؟ |
| İşte böyle ve gülümse, kimse suratsız birini görmek istemez | Open Subtitles | أرخيها هكذا وابتسمي, لايوجد رجل غريب يرغب برؤية وجه حزين |
| Kusura bakmazsanız, çiftliğin devir-teslim evraklarını görebilir miyiz? | Open Subtitles | بدون زعل ، هل لنا برؤية اوراق تحويل الملكية ؟ |
| Uslu olacağıma söz verirsem babamı görmeme izin verecek misin? | Open Subtitles | إن وعدتك بأن أكون مطيعة فهل تسمحين لي برؤية أبي؟ |
| Annem eve sağ salim dönene kadar bir başka Noel ağacı görmek istemiyorum. | Open Subtitles | ولذلك لا أرغب برؤية شجرة كرسمس أخرى حتى أن تعود أمي سليمة ومعافاة |
| Sonra bana baktı ve gözlerimdeki ışıltının gidişini görmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | ثم حدق بى و قال انه يرغب برؤية البريق يغادر عينى |
| Sadece bu sehirde, kaç insan kellesini asili görmek ister? | Open Subtitles | كم شخص في هذه المدينة يرغبون برؤية رأسه على رمح؟ |
| Belki nişanlım benim büyüdüğüm yeri görmek ister diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت أن خطيبتي ستكون مهتمة برؤية المكان الذي كبرت فيه |
| Sadece bu şehirde, kaç insan kellesini asılı görmek ister? | Open Subtitles | كم شخص في هذه المدينة يرغبون برؤية رأسه على رمح؟ |
| Annelerini görmek umuduyla da geç saate kadar kalabilirler tabi. | Open Subtitles | ويظلّا مستيقظان لوقت متأخّر أملاً في أنْ يحظيا برؤية والدتهما. |
| Annesinin mutlu olduğunu görmek, onu mutlu etmeye yetmedi mi? | Open Subtitles | برؤية أمها سعيده افترض انها كانت سعيده،ألم يفرح هذا إبنتها؟ |
| O insanlar bunu görmek istiyorsa, ben ve kardeşlerimle iş yapmaları gerekiyor. | Open Subtitles | إذا رغب عشيرته برؤية مجددًا سيكون عليهم أبرام صفقة معي ومع أشقائي |
| Öldürmüş olduğumu söylediğiniz şu adamı görebilir miyim? | Open Subtitles | هل تسمح لي برؤية القتيل الذي تتهموني بقتله |
| Ve o dosyayı görmeme, yapmak zorunda kalana kadar izin vermedin. | Open Subtitles | وإنّك لم تسمح ليّ برؤية الملف لحين أن أضطررت لفعل ذلك. |
| Bayan McKenna'yı "Opera" nızdan birisinde görmeyi düşlediğinize hiç şüphe yok. | Open Subtitles | لا شك أنك تحلم برؤية الآنسة ماكينا في أحد مسرحياتك الأوبرالية |
| Gerçi esas nedeni asla bir erkeğin ayaklarını görmesine izin vermemesi. | Open Subtitles | رغم أن مبررها كان أنها لاتسمح لأي رجل برؤية رجليها |
| Böylece herkes en azından kömür veya petrolden doğal gaza geçişi görmekten mutlu olabilir. | TED | وبالتالي الجميع يمكنه أن يكون على الأقل فرحا برؤية تحول من الفحم والنفط نحو الغاز الطبيعي. |
| John Tillman... Çirkin suratını gördüğüme sevineceğimi hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | يا رجل, لم أكن أظن بأنني سأسُر برؤية وجهك القبيح |
| Bu traktörü görünce seni hocanın kızıyla evlendirmek aklıma geldi. | Open Subtitles | ..برؤية هذه الجرارة, تذكرتُ بإن عليّ تزوجيك من ابنة المعلم |
| Çocukların gerçek canlı bir Yankee görmesini sağlayalım. | Open Subtitles | لنسمح للأطفال برؤية يانكي حقيقي على الطبيعة. |
| İlk çocuklarda, anne babasının yeniden birleştiğini görme durumu hakimdir. | Open Subtitles | في البداية يحلم كل طفل برؤية ابويه يعودان الى بعضهما |
| Bazen öldürdükten sonra nöronlar tekler ve aşırı uyarılmış hale gelirsin, bu da bazı şeyler görmene yol açar. | Open Subtitles | نوعا ما، عادة بعدما تقتل الخلايا العصبية فى الدماغ تختل و تصبح اكثر تحفزا مما يجعلك تبدأ برؤية اشياء |
| Ben geleceği görüyorum, sen ise geçmişi. Aynı imgelemleri paylaşıyoruz. | Open Subtitles | أراك في المستقبل ، وتراني في الماضي نحن نتشارك برؤية |
| Affedersiniz bayım. Çakınıza bir bakabilir miyim? | Open Subtitles | المعذرة يا سيدي، أتسمح ليّ برؤية سكينك للحظة؟ |
| Bilmiyorum. Belki başkalarıyla görüşmeye başlamalıyız. | Open Subtitles | لا أدري, ربما علينا البدء برؤية أشخاص أخرين |
| Kanalları falan gördüğü için iyi vakit geçiriyor mu? | Open Subtitles | إذن ، هل هو يستمتع برؤية كل القنوات المائية وما شابه ذلك؟ |