"برائته" - Traduction Arabe en Turc

    • masumiyetini
        
    • masum
        
    • masumluğu
        
    • masumiyeti
        
    • masumiyetinin
        
    • suçsuzluğunu
        
    Onun masumiyetini mahvetmek için hiçbir şey yapmayacağını biliyorum. Open Subtitles وأنا أعلم انك لم تقل له شيء يدمر برائته.
    Yani masumiyetini ispatlamamızı isteyen adam onu temize çıkaracak tek adamı öldürdü. Open Subtitles إذا فالرجل الذي طلب منا إثبات برائته... قتل الرجل الذي يستطيع تبرئته.
    Hatam, bu mahkeme salonundan bir mübaşir öldürülene dek onun masumiyetini göz önünde bulundurmamaktı. Open Subtitles غلطتي كانت عدم التفكير في احتمالية برائته حتى وقعت جريمة حاجب المحكمة
    masum olduğuna dair delil istiyorsan, tek yapacağın Billy'nin komadan çıktığını söylemek. Open Subtitles اذا ردت اثبات برائته كل ما يلزمك ان تقول ان بيلي افاق
    Neden ona kulübe gelip de masum olduğuna inandırmaya çalışma fırsatı versinler? Open Subtitles لماذا يجعلونه يأتي ليلتمس برائته للنادي ؟
    Esasen siz, masumluğu kanıtlanana dek Başkan suçludur tutumunu seçmişsiniz. Open Subtitles في الأساس امسكت موضع ان الرئيس مذنب حتى تثبت برائته
    Bu operasyona tek bir şartla izin verdim. Suçlu olduğunu ispatlamanın yanında masumiyeti için de çalışacağız. Anlaşıldı mı? Open Subtitles لقد وافقت على هذه العملية بشرط أن نحاول يكل قوة إثبات برائته كما نحاول إثبات التهمة عليه، مفهوم؟
    Suçlu birinin masumiyetinin kanıtlandığı gün iddiaların bir bardağı doldurduğu gündür. Open Subtitles واليوم الذي يكون فيه شخصُ مذنب حتى تثبت برائته هو اليوم الذي تحمل الحجة به كميّة كبيرة من الماء.
    Ne kendisine ne de diğerlerine karşı bir tehlikesi var aksine, masumiyetini kanıtlamaya çalışıyor o yüzden kaçma tehlikesi yok. Open Subtitles إنه ليس خطر على نفسه او على اى احد محبط ليثبت برائته فى المحكمه وليس لديه أى نيه للسفر
    Fakat hakkında yanlış hüküm verilmişse umarım masumiyetini kanıtlayıp topluma geri dönebilir. Open Subtitles .عليهِ أن يُثبت برائته .وأيضًا أتمنى أن يعود إلى المُجتمع بسرعة
    masumiyetini geri kazanmak için Leningrad'a geri dönmek zorunda kaldı. Open Subtitles لقد عاد الى ليننجراد ليستعيد برائته
    - Ve Corvis hala masumiyetini koruyor mu? Open Subtitles وكورفس مازال مصراً على برائته.
    Zigfield hâlâ boğazlama mevzusundaki masumiyetini koruyor. Open Subtitles زيغفيلد) مُصمم على برائته فيما يخص الخنق)
    Fakat masum olmasına rağmen tutuklanmıştı. Open Subtitles ولكنّ تمّ القبض عليه على الرغم من برائته
    Ve Bay Vasile'yi bulmanıza yardımcı olmak ve onun masum olduğunu kanıtlamak için. Open Subtitles و للمساعده فى العثور على السيد فازيل و اثبات برائته
    Bilgiyi bilgisayara girdi konteyneri bulup, masum olduğunu kanıtlamamızı sağladı böylelikle diğer konteynerler kolayca geçebildi. Open Subtitles لقد قام بزرع المعلومات في حاسبتهُ تركنا نعثر على تلك الشاحنة وقام باثبات برائته لكي يتمكن من تهريب الحاويات الاخرى
    Bilgiyi bilgisayara girdi konteyneri bulup, masum olduğunu kanitlamamizi sağladi böylelikle diğer konteynerler kolayca geçebildi. Open Subtitles قام بزرع المعلومات في كمبيوتره وتركنا نعثر على تلك الحاوية وجعلنا نثبت برائته لكي تتمكن الحاويات الباقية من الولوج
    masum olduğunu kanıtlamak için bir yılımı delil toplamakla geçirdim. Open Subtitles بسبب خلل في الضوء الخلفي! لقد أمضيت السنة الماضية وأنا أجمع ما يكفي من الأدلة لأبرهن على برائته.
    masum olduğu konusunda çok inandırıcıydı. Open Subtitles لقد كان مقتنعاً تماماً بشأن برائته
    O yüzden, suçluluğu ya da masumluğu artık kafamı kurcalamıyor. Open Subtitles بالتالي لم أعد أهتم لمسألة ذنبه أو برائته
    masumiyeti kanıtlamak istiyorsa, harika. Umarım kanıtlar. Open Subtitles ويريد أن يثبت برائته لا مشكلة بهذا أتمنى أنّ يفعل
    Sanırım bu masumiyetinin psikolojik bir kanıtı. Open Subtitles واعتبر هذا دليل نفسي على برائته
    Hampton, akşamki olayları hatırlamamakla suçsuzluğunu koruyor. Open Subtitles "هامبتون) يزعم عدم تذكّره أحداث) ذلك المساء ويصرّ على برائته"

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus