"برمّته" - Traduction Arabe en Turc

• hepsi
• tamamen
• Her şey
• şeyin
• tümüyle
• Bütün bu
• tüm bunlar

hepsi para içindi. 20bin gözümü kör etti.
هذا الأمر برمّته حول المال عشرون ألف دولاراً تعمي العين

Ama bunların hepsi seni annene geri döndürmek için Tanrı'nın planın parçasıydı.
لكن ذلك برمّته كان جزءاً من خطة الرّب ليقودك إلى والدتكِ

hepsi bir beysbol kartı içindi, buna inanabiliyor musunuz?
الأمر برمّته بخصوص بطاقة بيسبول، إن كان يمكنك تصديق ذلك

Bu üç şey ise tamamen bize kalmıştır, ve bir şeyler yapmaya karar verirsek tüm dünyamızı değiştirebilir.
أما هذه الأشياء الثلاثة، فهي تتعلق بنا بالكامل. ويمكنها أن تغير عالمنا برمّته لو أردنا فعل شيء حيال ذلك.

Her şey Madrid'de karanlık bir barda başladı.
بدأ الأمر برمّته في حانةٍ مُظلمة في مدريد.

Onu korumalısınız çünkü her şeyin anahtarı o.
عُلم. عليك بحمايته، لأنّه سرّ اللغز للأمر برمّته.

Bu akşam bambaşka biri olabilirim ve tümüyle idare edebilirim.
كان بإمكاني أن أكون رجلاً مختلفاً الليلة وأفلت دون عقاب من الأمر برمّته.

Bütün bu olay bir numara. Bu numaraya düşüp düşmemek bizim elimizde.
الأمر برمّته تمثيليّة وإما أن ننخدع بها أو لا

tüm bunlar hakkında kendisi ne düşünüyor onu çok merak ediyorum.
سأكون مهتماً جداً أن أعرف شعوره بشأن هذا الأمر برمّته

Ya tüm bunların hepsi sigorta sahtekarlığı için yapılmışsa?
ماذا لو كان هذا الأمر برمّته خُدعة لإرتكاب إحتيال على التأمين؟

Onun bu olanlarla bir ilgisi yok. hepsi benim suçum.
لمْ يكن لها أيّ علاقة بهذا، الأمر برمّته غلطتي.

hepsi yalandı, değil mi?
كان الأمر برمّته كذبة، أليس كذلك ؟

20 dakika sonra hepsi bitmiş olacak.
في غضون 20 دقيقة، سينتهي هذا الأمر برمّته!

hepsi, lütfen demeyi reddettiği için başladı.
بدأ الأمر برمّته بأنه .. "رفض أن يقول "من فضلكِ

bunun bir açıklamsı olmalı bunların hepsi Barcelona dan sonra başlamadı mı?
ألم يبدأ ذلك الأمر برمّته عقب مهمّة "برشلونة"؟

Tabii ki, bu tamamen senin takdirine kalmış bir şey ama olağan dışı durumunun ameliyat olmadan düzelemeyeceğini söylemek zorundayım.
بالطبع، الأمر برمّته عائد لك ...لكن يجب أن أخبرك أن حالتكَ لن تتحسن على الأغلب

Biz hata yapmadık. Olay tamamen tuzaktı.
لم نفشل في شيء، كان الأمر برمّته مكيدة

Bu iş tamamen mide bulandırıcı.
هذا مقرف للغاية العمل برمّته كذلك

Yani Her şey altüst oldu. Apartmandaki herkese söylemiş.
أعني, الأمر برمّته في حالة من الفوضى، لقد أخبر جميع من في المبنى

Her şey açık aslında. Yerinde olsam dikkatli olurdum.
الأمر برمّته واضح ولكنت توخّيت الحذر مع ذلك

Böyle durumlarda gittiğin yerlere. Her şeyin senin hatan olduğunu düşündüğün yerlere.
تذهب لمكان، فتجلس فيه وتقول إن ما حدث برمّته ذنبك.

Dinle, en başından beri olan biten Her şey tümüyle düzmeceden ibaret.
انصتِ، الأمر برمّته كان مكيدة مُنذ البدء.

Bütün bu planı şen kurmuşken, seni aldatıp, evliliğimizi yıktığım için kendimi iğrenç hissetmeme neden olduğuna inanamıyorum.
لا أستطيع تصديق أنني شعرت بالذنب حيال خيانتي لكِ ولتحطيمي لزواجنا، بينما قمتِ أنتِ بتنظيم الأمر برمّته

tüm bunlar bizimle ilgili. tüm bunlar nerede yanlis yaptigimizla ilgili.
الأمر بشأننا برمّته كله حول حياتنا الخاطئة