Siz verdiniz. bu yüzden Amerikan askerleri ve siviller öldü. | Open Subtitles | أنت فعلت ذلك ومات جنود أميركيون ومدنيون أبرياء بسبب ذلك |
Ona bu yüzden takıldığım bir keresinde bana şöyle demişti. | Open Subtitles | : فى أحد المرات عنفتها بسبب ذلك ، فقالت لى |
bu yüzden de sonsuza kadar bir pratisyen tokatçı olarak kalacağım. | Open Subtitles | بسبب ذلك يتوجب عليّ أن أبقى و للأبد مجرد صافع مبتدئ |
- "Gel" dediğimi duydun mu? bunun için tartışmak anlamsız. | Open Subtitles | . لا يوجد سبب وجيه للمجادلة بسبب ذلك أنا آسفة |
Ortada yüklü miktarda kayıp para var, ve birisi bunun için hapse girecek. | Open Subtitles | هناك الكثير من المال المفقود في الخارج، وشخص ما سيدخل السجن بسبب ذلك |
Doğru olduğunu hissettiğin şeyi yaptın. bu yüzden seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنت فعلت ما ظننت أنه الشئ الصواب وأفتخر بك بسبب ذلك |
Barışçıl ve zengin yaşamaya izin verilenlerin sayısı tarafından ölçülüyor, bu yüzden. | Open Subtitles | تُقاس بعدد من سُمح لهم بالعيش في سلام و ازدهار بسبب ذلك |
bu yüzden hapse atıldı ama sözleri beynime kazılı duruyor. | TED | وتم اعتقاله بسبب ذلك. ولكن كلماته محفورة في ذهني: |
Ama Amerika kaybetti. Biz kaybettik. Ve bu yüzden, bunu kurtarmak için büyük bir sıçrama yaptık. | TED | لكن أميركا خسرت. لقد خسرنا. و بسبب ذلك قمنا بقفزة كبيرة لاستعادتها. |
anlamı bu değil. İşte bu yüzden İngiltere ve başka yerlerde ünlü beraat davaları olmuştur. | TED | وكانت هناك حالات طعن تم الإحتفاء بها في بريطانيا وفي كل مكان بسبب ذلك. |
bu yüzden arkadaşıyım. Onu eğitmeme ihtiyacı var. | Open Subtitles | بسبب ذلك أنا صديقتها المقربة إنها تحتاج أحدهن مثلي لتعليمها |
Onları bu yüzden seviyorum, çocukları da. | Open Subtitles | أنا أحبهم بسبب ذلك ، و أنا أحب الاطفال. صحيح المكان غير مناسب للأطفال |
Onları bu yüzden seviyorum, çocukları da. | Open Subtitles | أنا أحبهم بسبب ذلك ، و أنا أحب الاطفال صحيح المكان غير مناسب للأطفال |
Dostum, ben içkili araç kullanmaktan tutuklandım. bu yüzden vurulmak istemem. | Open Subtitles | يا للهول، أنا أكون ثملاً عندما أقود أنا لا أريد أن يتمّ قتلي بسبب ذلك |
bu yüzden Roma ve kutsal babamız, Britanya gibi savunması imkansız ileri karakollardan çekilme kararını aldı. | Open Subtitles | بسبب ذلك روما والأب المقدس قرروا التخلى عن القواعد الدفاعية كما فى بريطانيا |
Birini öldürdüğünü ve bunun için hapse girdiğini biliyor. | Open Subtitles | هو يعرف أنك قتلت رجلا وذهبت الى السجن بسبب ذلك |
bunun için tartışmak anlamsız. Üzgünüm. | Open Subtitles | . لا يوجد سبب وجيه للمجادلة بسبب ذلك أنا آسفة |
bunun için kendimi tehlikeye mi atayım yani? | Open Subtitles | أنتِ تدركين أنه يمكن أن أُطرد بسبب ذلك ؟ |
çünkü Kaima tarafından bir sürü balık ölüyor O yüzden balıkların değeri artıyor. | Open Subtitles | حَسناً، بسبب ذلك الكايما، هذه المنطقةِ أقل ترددا من قبل المستهلكين |
Bak, burada yaptığın her neyse bence biri sırf Bu nedenle öldürülmüş olabilir. | Open Subtitles | أعتقِد بانه أياً كان ما تفعلينه هنا فإن أحدهم قد قٌتِلَ بسبب ذلك |
Lorelei de aynı bağlantıyı kurduysa ölme sebebi bu olabilir. | Open Subtitles | اذا كانت "لوريلاى" وصلت لنفس الإستنتاج ربما ماتت بسبب ذلك |
Bir kutu almak zorunda kaldım çünkü geceleyin şu baykuş beni hiç uyutmadı. | Open Subtitles | توجّب علي شراء صندوق منها بسبب ذلك البوم الذي يبقيني يقظة طوال الليل |
Bu sayede bedava yemek yedik, değil mi? Söylenen yok. | Open Subtitles | ،لكننا حصلنا على غداء مجاني بسبب ذلك هل أتذمّر ؟ |
Caravaggio'nun bundan dolayı sorunları olmuştu. | Open Subtitles | بالتجاعيد والعيوب لا يرضي الجميع سيصيب كارافاجيو المشاكل بسبب ذلك |
Şey, dün buldun. Ve beş kişi bunun yüzünden öldü. | Open Subtitles | حسناً، لقد وجدتِ مُطابقة البارحة، وخمسة أشخاص ماتوا بسبب ذلك. |