- Hayır. Ama ilginç bir şeyler bulmak lazım, değil mi? | Open Subtitles | لا لكن كان لا بد أن يغمى علي بشيئ مهم, صحيح؟ |
Sınır dışı edilmek istemiyorsan, 48 saat içinde bir şeyler öğren. | Open Subtitles | أمامك 48 ساعة كي تخبرني بشيئ مفيد قبل أن يتم ترحيلك. |
En azından hiçbir şey hissetmemiş. Yaralar öldükten sonra açılmış. | Open Subtitles | على الأقل لم تشعر بشيئ فكلّ الجروح كانت بعد الوفاة |
Adamın üzerine şarjörü boşaltıyor ama hiçbir şey olmuyor. | Open Subtitles | يتحدث عن هذه المعركة النارية بينه وبين هذا الرجل في الزقاق لقد افرغ السلاح على الرجل ومع هذا لم يصب بشيئ |
Jack, Maggie, mutlu bir birşey düşünün ve benim gibi uçun. | Open Subtitles | جاك وماجى ، كل ماعليكم فعله هو التفكير بشيئ سعيد و ستطيرون مثلى |
Bir şey söylemeliyim sincaplar; ben ...son zamanlardaki hareketlerimden gurur duymuyorum. | Open Subtitles | لابد أن أخبركم بشيئ ياسناجب بأننى لم أكون فخورا بتصرفاتى مؤخرا |
ABD'deki hiç bir sanatçı kanalını bir parça bir şeyle yağlamazsa, başarıya ulaşamaz. | Open Subtitles | لا يوجد فنان في امريكا يستطيع ان يفعل ذلك اذا لم يزيت مركبه بشيئ من الجوانب |
Bu sefer, asla doğru olmayan bir şeye inanmaya devam ettiğim gerçeğiyle yüzleştim. | Open Subtitles | الإضطرار إلى مواجهة الحقيقة التي ظللت أريد أن أصدق من خلالها بشيئ لم يكن موجوداً أبداً |
Tarayıcı böyle bir şeyi yapamaz. Ona Bir şey yapmış olmalı. | Open Subtitles | الماسح الرنيني لا يفترض أن يفعل ذلك لقد قامت بشيئ ما |
Eyalet Finallerine katılmak için bir şeyler kazanmamız gerekmez miydi? | Open Subtitles | ألا يفترض بنا أن نفوز بشيئ لكي نذهب إلى مباريات الولاية النهائية؟ |
Okulumun önünde dikelirken onlara karşı bir şeyler hissettim. | Open Subtitles | و مع ذلك, شعرت بشيئ ما تجاههم .اثناء وقوفي امام المدرسة ذاك اليوم |
Ama ben öğreneceğimi öğrendim. Dün akşam sen bir şeyler hissettin. | Open Subtitles | ولكنني مازلت في اللعبة لقد شعرتي بشيئ الليلة الماضية |
Sürekli kum olmayışıyla ilgili bir şeyler mırıldanıyordu. | Open Subtitles | ظل يتمتم بشيئ يتعلق عن الرمال وعدم وجودها هنا. |
Omuriliklerine soktukları aletle, acı duyuları kaybolur ve hiçbir şey hissetmezler. | Open Subtitles | تتم الزراعة في داخل الأنفاق الجذعية للدماغ تقوم بمنع الشعور بالألم لذا فهم لا يشعرون بشيئ |
Bana güven, kimseye hiçbir şey borçlanma ve görünmez ol. | Open Subtitles | ثق بي، لا تكن مديناً بأحد بشيئ وابقَ خفياً |
- Bir ay oldu ama hâlâ bir his yok. Hiç. Ne bir hareket, ne bir karıncalanma, hiçbir şey. | Open Subtitles | حسناً، لقد مر شهر ولم أشعر بشيئ لا حركة، لا رعشة، لا شيئ |
Evime, kızımın yanına dönmekten başka birşey düşünemiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تفكر بشيئ سوى الرجوع للمنزل للجلوس مع إبنتي |
Eğer büyük bir kavganın içindeysem hemen tamamen farklı birşey düşünmeyi öğrendim . | Open Subtitles | وتعلمت اننا اذا كنا في وسط مشاجره افكر بشيئ مختلف للغايه |
Sadece, acaba erkekleri kendisinden uzaklaştıracak Bir şey yapıyor olabilir mi diye sordum sanırım sonra da aklına üzücü Bir şey geldi. | Open Subtitles | لقد فقط سألتها اذا كان هنالك شيئ ما تفعلة يبعد الرجال عنها و بعد ذالك خمنت انها فكرت بشيئ ما حزين جداً |
Temiz çıktı. Belki birileri iğne gibi bir şeyle enjekte etmiştir. | Open Subtitles | حسناً، ربما قام أحدهم بحقنه بشيئ مثل الابرة |
Biraz. Eğer bir şeye yeterince inanırsan gerçek olup olmadığını kim söyleyebilir ki? | Open Subtitles | ولكن اذا كنت تؤمن بشيئ ما من يستطيع ان يعرف اذا كان حقيقيا ام لا؟ |
Sen ve ben en başında yapmamız gereken bir şeyi yapacağız. | Open Subtitles | أنت و أنا سنقوم بشيئ كان علينا القيام به منذ البداية |
Bak Bir şey söyleyeyim Sabık Torbacı Bey... biz senin teknede olduğunu tahmin edebiliyorsak, İtalyanlar uyur mu sence? | Open Subtitles | دعني اخبرك بشيئ ايها المجرم اذا نحن خمنا انك كنت على ذلك القارب كم من الوقت سيستغرقه الابطاليون ليخمنوا ذلك أيضا |
Böyle hassas bir konuda dikkatli olmalıydım. | Open Subtitles | كان لزاما عليّ أن أكون حريصة بشيئ حساس كهذا |
kaçak olmasını belki bir sebebi vardı. orda birşeyler olmuş olmalı | Open Subtitles | ربّـما يتعلّق بشيئ جعلها تهرب، حتماً قد حدث خطب ما هناك. |